Şu kasvetli lise yıllarından birindeydik.Merdivenler yorucu ve eski izlenimler taşıyordu.Okulun ilk günüydü ve çıkarken zorlanıyordum.
Lise ikideydim.Mutlu olmaya çalışıyordum.En azından bugünler bana saygı duyan insanlar çoktu.Diğer yıllara göre daha pozitif olmaya çalışıyordum.Aldığım başarı ödülleri ise cabasıydı.
Merdivenlerden çıkarken,sınıfımdan Ege ile Mustafayı görüp selam verdim.Sanırım bu yetiyi onlardan kazandım ve alışkanlık haline getirdim.
Çantam daha da ağırlaşıyor.Ya geriye yuvarlanıp düşersem?Sanki bir şey üstüme çullanıyor.Şaka gibi!Utancımdan kızardım sanırım.İki kız bana bakıp gülmeye başladı.Çıkarken tökezledim ve bir anda her şeyden kurtulmamı sağlayan bir kız gördüm.Kıza baktığım anda sevgi parıltılarını içtenlikle görebiliyordum.Bu duyguyu hiç tatmamıştım.Bir anda rahatladım ve içsel çöküntüden kurtuldum.Onu görüp rahatlamam...garip...Kız bana bakarak hafifçe gülümsedi.Bu içten duygu da neyin nesiydi? Gülümsedim ve merdivenlerden çıkmaya devam ettim.Bu duygu beni sarmalamıştı ve elimde olmadan sürekli beynimi kurcalıyordu.
Sonunda sınıfa ulaşmıştım.Boş olan pencere tarafındaki bir sıraya geçtim.Sınıfta beş yada altı kişi vardı.Pencereden dışarı bakmaya başladım.Sanırım bu sürede öğretmen sınıfa gelmiş olurdu.Dalarken birden isterik bir şekilde kapıya yüzümü çevirdim.Tamam! Sadece acayip...Merdivenlerde gördüğüm kız sınıfa giriyordu.Eylül ayının getirdiği zorluklardan biridir ki ; pencere hızla çarptı.
''Merhaba!Yanına geçebilir miyim?,''diyen bir ses duydum.
''Elbette,''o kadar dalmıştım ki bu sesin Emre'ye ait olduğunu bile anlayamamıştım.
Emre yanıma geçtikten sonra gözlerimle o kızı aradım.Yoktu?Arkamda mı acaba?Tereddüt ederek arkamı döndüm ve evet oradaydı.Şanslıydım ki not defterine göz geçiriyordu.Vakarlı bir şekilde önüme döndüm.
Gözlerim sınıfa dalmıştı.Siyah tahtanın yanında Tarih dersine ait posterler bulunuyordu.Sıralar üçe ayrılmıştı.Pencere kenarında öğretmenler masası bulunuyordu ve kapı kenarına bakan yer ise panolarla doluydu.Dip bir köşede ise eski bir dolap vardı.Pek gariptir ki içinde ne olduğunu merak ediyorum.Doğru ya!Bu okulda ikinci senem olmasına rağmen niye bakmadım ki ?!Meraklı biri değilimdir.Fakat detaylı şeylere merakım fazladır.Bunları düşünürken kapı açıldı ve bir anda tüm uğultular kesildi.Bayan öğretmen ses çıkaran topuklularıyla bir anda içeri girmişti.Bazı arkadaşlarımla göz göze geldim.Sanırım bu öğretmen okulumuza yeni gelmişti.Siyah gözlükleri ve kazağıyla tam bir Tarih öğretmeni havası vardı.Bu yeni öğretmenin kendine özgü havası umut vericiydi.İlk olarak Tarih'in katı havasını yok etmişti.Tarih öğretmeni olduğunu söyleyerek bu kadar emin olduğum için özür dilerim.İçimden bunları söylerken boşa olduğunu anlamaya çalışıyordum.'Pat' diye bir ses ile öğretmenin ''Adım Ela AÇIKGÖZ,Tarih öğretmeniyim,'' diye sarf ettiği cümleyi ayırt etmeye uğraştığım çaba ile sadece 'pat' sesine odaklanabildim.Tarih öğretmeni olduğunu mırıldanan Emre'nin sesi ile anlamıştım ki olası tahminim doğruydu
Öğretmenin görünüşünden bahsedeceğim.Öğretmenin fırça tüyüne benzettiğim, uçlara doğru kahverengiye dönen saçları dikkat çekici bir gariplikteydi.Dipleri simsiyah,hafiften biraz beyazlaşmıştı .Gözleri donuk bir ela rengiydi.Burnu pek küçüktü ve yüzünde kırışıklık yoktu.Dudaklarına sürdüğü hafif kırmızı ton ruju yakışmıştı.Saçlarını Tarih öğretmenlerine yakışır bir şekilde topuz yapmıştı.
Biraz önce bahsettiğim 'pat' sesi ile öğretmen yüzünü kırıştırdı.Ses dip köşede oturan Ufuk'tan gelmişti.Hiçbir şey olmamış gibi başını eğmiş usulca yere bakıyordu.Bakma açımı değiştirdiğimde dudaklarının kıpırdandığını bir şeyler mırıldandığını gördüm.Herkes ona dönmüş bakıyordu.Bir süre sonra yavaşça başını kaldırdığını gördüm.Kirpikleri gerçekten ne kadar güzeldi.Kirpiklerini kırpıştırıyordu ve ne rahattı ki yüzünden endişenin e 'si okunmuyordu.Öğretmen nasıl tepki verecek diye yüzünü ararken Ufuk'tan hafif bir özür dilerim efendim,sözcüklerini duydum.Öylece şaşırdım.Yeni bir hoca olmasaydı belki de bu özrü dile bile getirmezdi .İlk izlenimler önemlidir.
Bir fermuarı hafif kararmış çantamdan,defterimi alırken ilk defa bu kadar huzurlu olduğumu fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soyut
Ciencia FicciónBurası bir hayal mi ? Biz gerçek miyiz? Bunları kendinize hep sorun.Yoksa hiçlikte yuvarlanıp gidersiniz...