Adım Efsane. Uyuşturucu ve sigara bağımlısı. Bebekken sokağa bırakılmış, 6-7 yaşına kadar bir firıncı tarafından bakılmış, fırıncı ölünce ise sokaklarda yaşamaya başlamış, hırsız, zavallı, hani ailelerinizin sokakta gösteripte; 'Hâline şükret' dediği insanlardanım. Eski, ince, yırtık, pis ve lekeli kıyafetleri olan; bir evi dâhi olmayan kız'ım ben...
Sabahın ilk ışıklarıyla yerimden yavaşça kalktım. 3 gündür yemek yemediğimden olsa gerek midem gurulduyordu. Yattığım ara sokaktaki kartonları ittirerek ana caddeye çıktım.
Caddede ilerlerken kendime bir av arıyordum.
Ve galiba bulmuştum da. Elinde son model bir telefonla yürüyen, dikkati tamamen telefonda olan, esmer çocuk... Cünzdanının arka cebinde oduğunu cebindeki potluktan farketmiştim.
"İste şimdi hırsızlık zamanı." diye fısıldadım sessizce ve işe koyulmak üzere hareketlendim.
Hızla ona yürüyüp çarptım. ve o bana dönerken işaret,baş ve orta parmağımı kullanarak hissettirmeden aldım cüzdanı.
"Affedersiniz." dedim gülümseyerek. O da bana gülümsedi:
"Önemli değil."
Hızla ordan uzaklaştım. yine bir ara sokağa girdim ve cüzdanda ne kadar olduğuna baktım.
2000 lira?
Ben karnımı doyuramazken bu çocuģun yanında 2000 lira taşıması bana birkez daha bu dünyanın ne kadar adaletsiz olduğunu gösteriyordu.Cüzdanı bir köşeye fırlatıp hızla eski fabrikaların olduğu sokağa doğru ilerledim. Umarım orada iyi mal satan birilerini bulabilirdim...