1.BÖLÜMGecenin yorgunluğundan sonra zor bela gözlerimi açıp vurulan kapıya sinirle baktım ardından aynı sinirle "Ben bu odadan çıkmadan kapıma gelinmeyecek demedim mi?" diye bağırdım ve kalkıp kapıyı açtım.
"Kim ulan benim evime davetsiz gelme cesaretini kendinde bulan yürek yemiş adam!" diyerek karşımda dikilen Merdali'ye baktım.
"Adam değil abi!"
"Adam değil mi, nasıl adam değil hadım mı yapmışlar?"
"Hayır abi kadın!"
"Ne işi var kadının burada?" diyerek tepkimi gizleyemedim.
"Bilmiyoruz, denizden gelmiş."
"Bu işin içinde bir iş olmasın sakın?"
"Sanmıyorum abi sahilde yarı baygın yatıyor, uyandırmaya çalıştık uyanmadı."
"Bir bu eksikti, nereden çıktı şimdi bu kadın?" dedikten sonra iç geçirdim ardından içeriye girerek siyah spor ayakkabılarımı giydim ve tekrar Merdali'nin yanına döndüm.
Sağ kolum Merdali, yoğun ve stresli gecenin ardından sabahın köründe kapıma dayandığında bağırarak karşılasam da bir sıkıntı olduğu için geldiğine adım gibi emindim.
Üçüncü kattaki odamdan çıkıp bal köpüğü rengindeki korkuluklara hafifçe sağ elimi dokundurarak merdivenlerden aşağıya inmeye başladım Merdali de hemen bir adım arkamda beni takip ediyordu, fildişi rengindeki mermer merdivenler bittiğinde birinci katın salonunun başındaydık, orayı es geçerek sol tarafa doğru bahçe çıkışına yürüdüğümüzde sahil tarafındaki hareketlilik bariz bir şekilde göze çarpıyordu. Sahile geldiğimizde adamlar kızın başında bekliyorlardı, yavaşça yanına çöküp boynundaki atar damarı yokladım yaşıyordu.
Kıza bakan adamlarımı kendilerine getirmek adına teker teker gözlerine bakarak "İşinize bakın!" diye uyarıda bulundum, kız şeytanı günaha sokacak kadar güzeldi ve benim rotamda kadınların kurduğu duvara toslamak yoktu.
"Doktor nerede?" diye sorarak tüm dikkatimi Merdali'ye verdim.
Doktorun gerçek adı ne bunun bir önemi yoktu ona böyle hitap ediyordum yakın adamlarımdan biriydi tüm hastanelik işleri o yönetiyordu evin görülmeyen en alt katında bir odada en iyi tıp ekipmanları vardı ve tüm yara bere işleri ondan soruluyordu.
Bir iş için dışarıda abi, diyerek sorduğum soruyu yanıtladığında kumda yatan kızı kucağıma aldım, hafif nemliydi üzerindekiler, yürümeye başlarken "Ara hemen gelsin!" dedim ve eve doğru olan adımlarımı hızlandırdım, üçüncü kata çıktığımda tek boş olan giyinme odamın yanındaki küçük odanın kapısını dirseğimle açarak girdim ve hissiz bedenini daha önce hiç kullanılmamış boş yatağa bıraktım.
Güzel bir yüzü vardı ama her kadın kadar da şeytandı, bizim hayatımızda kadınlara yer yoktu, elleri kan kokan adamlardık biz, kadınlar bize sadece birer ayak bağıydılar ama çaresiz bir kadın gördüğümde ise asla es geçemezdim.
Lanet olası vicdanım el vermediğinden yine kayıtsız kalamadım bu yüzden yardım etmek zorundaydım, iyileştiği gün ise buradan göndermem farzdı, gemide kadın uğursuzluk derler gemimde işleri yapmak için gelen kadın harici bir kadın görmek en son isteyeceğim şeydi.
Onu orada öylece yatarken bırakıp odama geçtim, geniş yatağa uzandım ama uyumak mümkün değildi, bir dakika bile olsa eski Aslan olmaya tahammülüm yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya'nın Tutsağı
ActionTutsaklık daha önce hiç bu kadar çekici değildi, ölü bedenler içine sıkışan; ölmek ve ölmemek arasında kalan birer ceset gibi sağı solu prangalar olan bir kadın, hiçbir kadının cesaret edemeyeceği kadar cesur... Tutsaklığı, başlangıcı... Sonu ise Me...