Last First Kiss

5.1K 178 34
                                    

Yüzüne baktım hastalıktan çökmüş avurtları, şişik kırmızıya dönmüş yeşil gözleri ve açık renkli kıvırcık saçlarıyla sadece 3 gündür uyumamış biri gibi görünüyordu oysa çok farklıydı durumu...

Elimi uzatıp onu oturduğu iğrenç hastane koltuğundan kaldırdım. Sanki çok az bir vakti kalmamış gibi davranıyordu bana çok fazla sevgi ve neşe doluydu gözlerinin için parlıyordu tıpkı ilk tanıştığımızdaki gibi. Zayıf ve hasta vücudunu bana yasladı sadece 28 yaşındaydı ama haraketleri yaşlı bir adamınki kadar yavaş ve hastalıklıydı. "Seni küçük bir gezintiye çıkarmak istiyorum." gülümsedi 13 yaşından beri tanıyordum onu ve daha önce bu kadar yakışıklı gördüğümü hatırlamıyorum. Zayıf yüzünde beliren gamzesi kışın ortasında açan kardelen gibi aydınlatmıştı soluk renkli tenini.

"İstediğin yere gelirim."

10 sene önce oturan boğuk,çatallı sesi değişmemişti sadece fısıltı gibi çıkıyordu bu da benim kalbimin hızlıca atmasına yetecek kadar rahatlatıcı ve çekiciydi. Gözlerimin önünde eriyip gitmesini izliyordum ve elimden bir şey gelmiyordu. "ağlama" dedi hastane kapısından temiz havaya çıkarken. Mendilimi çıkarıp gözlerimi sildim ve ona gülümsedim. En azından denedim.  

"çok güzelsin." dedi bu sefer arabanın yanına gelmiştik bir şey diyemedim. "keşke seninle evlenebilseydim." dedi. Tekrar gülümsedim ve arabanın kapısını açıp onu koltuğa oturttum. Kendim sürücü koltuğuna geçtim. "bunları konuşmasak?" dedim. Kendine rahat bir pozisyon buldu "tamam." dedi ve hemen ardından öksürmeye başladı. O acı çekerken bende acı içinde kıvranıyorudum su şişesini tırpidodan çıkardım ve ona içirdim. Krizi geçince durdu ve tekrar gülümsedi. "Kahrolasıca hastalık." dedi. Kalbim parçalara ayrılmıştı ama ağlamadım. "hadi," dedim "gidelim şuradan." arabayı çalıştırıp şehir dışına çıktım. Bildiğim bir yer vardı. Yol boyunca konuşmadı ve radyo dinledi. Onların şarkıları çıkmıştı. "if we could only have this time for one more day.." istemsizce mırıldandım "hey bebeğim." dedi. Hala şarkıyı mırıldanıyordum sesini yükseltti "Hey!" canını yakmış gibiydi fark ettim ama renk vermedim. " nasıl söylediğimi duymak istiyorum." sustum ve onu kendi şarkısıyla başbaşa bıraktım. Bir kaç dakika sonra durdum ve kenara çektim. Arabadan indik ve çimlerin üstüne yürüdük akşam olmak üzereydi. Bir açıklığa getirmiştim onu göl kenarında. Kendimi bir ağaca yasladım o da dizlerime yattı. Batmadan önceki son güneş ışınları yüzüne vuruyordu. Saçlarını ve yüzünü okşamaya başladım teni soğumaya başlamıştı ve ben korkuyordum. Bir kaç kere daha krize girdi onu kaldırıp rahatlamasına yardımcı olmaya çalıştım. Düzeldiğinde yorgun bir biçimde dizlerime geri uzandı çökmüş yüz hatlarına baktım. Çok gençti, çok gençti ve ben buna dayanamıyordum. Her gün tanrıya yalvarmaktan başka bir şey yapamıyorum.  

"Tanrım, onu bana bağışla..."  

ama o gitgide daha kötü oluyordu yine gözlerim doldu ve bir kaç damla yaş gözlerimden süzülmeye başladı. Zayıf ellerinden birini kaldırıp gözyaşıma dokundu ve beni okşadı. "seni öpmüş olmayı isterdim, neden benden kaçtın ki fırsatımız varken seni öpebilirdim." dedikleri doğruydu ilk tanıştığımızda o 13 yaşındaydı ben 10 yaşındaydım ve o günden beri delicesine seviyordum onu ama önümüzde çok zaman var diye ona belli etmemiştim sevdiğimi ben 15 yaşına gelince beni öpmeye çalışmıştı ama ona vurup kaçmıştım. Şimdi o 28 yaşında ben 25. Hala deli gibi seviyorum onu ve hala ona dokunabilmenin verdiği rahatlığını hissedemedim.  

"Fırsatımız varken..."  

diye tekrar ettim onun sözlerini sonra onu yavaşça kaldırıp göğsüme yasladım kollarını belime doladı ve orada kaldı yavaş atan kalbi hızlandı. Dayanamadım ve "öp beni." dedim. "şimdi çok geö" dedi başını kaldırmadan. "hiç bir şey umrumda değil! Beni öpmeni istiyorum seni seviyorum şimdiye kadar beraberdik bundan sonrada beraber olmak istiyorum." yanaklarını okşarken gözlerini kapatmıştı. "beni sevdiğini söylememiştin." dedi. "seni çok seviyorum." dedim gözyaşları bluzumun yakasından tenime dökülüyordu. "öp beni." dedim tekrar. Başını kaldırdı kanlanmış gözlerini benimkilere dikti. "ama öpersem." dedi "ölürüm, biliyorum umrumda değil bir kez olsun öpeyim seni." dedim.  

"Hayır!" hüküm gibi inmişti bu sözü "ölmeni istemiyorum." ağlamaya başladım. "beni bırakma bende geleyim seninle, ben burada yalnız bırakma, dayanamam." benden uzaklaşmaya çalıştı ama krize girdi teni buz gibiydi ve, ve ölüyordu. Hızlıca su içirdim durdu, daha hızlı nefes almaya başladı. Uzandım ve onu öptüm. Direndi debelendi ve ağlamaya başladı gözyaşlarımız birbirine karıştı daha çok ağlamaya başladı. Bense sadece zayıfladığımı hissediyordum aldığım her nefes kurşun gibi geçip gidiyordu canımı yakıyordu. Ama onunla gidiyordum biliyorum.

Hızlıca durdu ve ayrıldı "neden bunu yaptın neden şimdi?"  sözünü kestim "Sus, yalvarırım."

Öksürmeye başladı hastalık banada bulaştığı için zayıflamıştım savınmasızdım şimdi onu bile koruyamaz haldeydim. Titreyen ellerimle onu kendime bastrdım üşüyordum. sonunda krizi geçti ve bounuma yaslandı göz yaşları beni ıslatıyordu. Yavaş nefes alıp veriyordu anında kurumuş güçsüz ellerimle yumuşak kıvırcık saçlarını okşadım. Nefes almak azap olmuştu. Onu bu hale 2 senede getiren hastalığın ben 2 dakikada sonuna gelmiştim. "Acı çekiyorum." dedi. Onu kendime daha çok bastırdım ve o bana daha çok sarıldı. yavaşlayan nefesi hissedilmez olmuştu.

Güneş batmak üzereydi.

"Seni seviyorum" dedim son kez  "Seni seviyorum." 

Gözlerini bana çevirdi ben yıldızların parladığı yemyeşil gözlerinde son kez kayboldum. "Seni seviyorum." dedi ve başı nazikçe göğsüme düşmüştü nefesi hissedilmiyordu.  Çığlık atmak istiyordum ama tüm gücüm yitip gitmişti. G

Güneş Batmıştı.

Gözlerimi kapattım ve onun yanına gittim. 

🎉 Last First Kiss (Tek Bölümlük Harry Styles Fanfiction) hikayesini okumayı bitirdin 🎉
Last First Kiss (Tek Bölümlük Harry Styles Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin