Bir sonbahar günüydü. Geceydi ve ben koşuyordum, çünkü korkuyordum. Her taraftan sesler geliyor. Neler olduğunu bilmiyorum. ''Keşke biri çıkagelse ve beni korusa'' derken arkamda birini hissettim. Durdum. Korku içindeydim. Acaba arkamı dönüp bakayım mı, yoksa yoluma devam mı edeyim? Ne yapacağımı bilemez haldeydim. Ama daha fazla dayanamayacaktım. Arkamdaki kimdi, öğrenmem gerekiyordu. Evet, sonunda arkamı döndüm... Şaşkınlık içindeydim. Sevinse miydim, yoksa daha fazla mı korkmam gerekirdi, bilmiyordum. Arkasında kimse yoktu. Devam etti yoluna. En sonunda eve vardı. Kapıyı çaldı. Bekledi. Kimse açmadı. Tekrar tekrar çaldı. Kimseden ses yoktu. Buradan seslendi onlara: '' Baba, anne! Neredesiniz? ''. ''Abla, kapıyı açın! ''. Korkuyordu. Acaba uykuya mı dalmışlardı... Yapacak bir şey yoktu. Evin duvarına yaslanıp oturdu. Üşüyordu. Tam o sırada aksakallı bir adam geldi:
- Sen de kimsin?
- Ailen öldü.
- Sen bizi nereden tanıyorsun?
- Onlar bir bataklıkta kayboldular.
- Sen nereden biliyorsun, deyip ellerini onun yakasına dayadı. O ise durmadan ailesinin öldüğünü söylüyordu. Otomatiğe bağlanmış biri gibi. Onun sesi kulaklarında çınlamaya başladı. Tam bu sırada bir ses yükseldi:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAKLIK
Misterio / Suspensoİlk başta bataklıktan korkan, sonra da bir cesurluk yapan Barış'ın hikayesi.. Bu hikayede anlatılanların hiçbiri gerçek değildir, sadece akılda tasarlanmış bir hikayedir.Beğenmenizi umuyorum. :)