Tesgeahın arkasına dökülen şarabı temizlerken birden irkildi kapı sesiyle.Kafasını kaldırdı ve kapıya baktı,1.80 boylarında hafif kaslı esmer mavi gözlü ve karizmatik gülüşlü bir genç girdi içeri.Cool bir şekilde yürümeye başladı. Hafif dalgalı,dağınık saçlarını savurarak. VERA'nın yanına geldi "yeni eleman alınacağını gördüm.patron sen misin?" dedi. Siyah kadar yalnız mavi kadar sonsuz bakıyordu gözleri.VERA onu ilk gördüğünden beri hızlıca atan kalbine karşı koyamadı ve kekeledi "hhayr."Kendini toplayarak eliyle işaret etti beni takip et dercesine.Yakışıklı patrona götürdü onu ve "iş için gelmiş!" dedi VERA.Tezgeaha arkadasına geçip şarabı temizlemeye devam etti. Temizledikten sonra aniden kalktı ve arkasını döndü ve burnunun dibindeydi cool genç.Maziye çekilmiş genç ama yorgun kalbi ilk günkü kıvanç ve hevesle atmaya başlamıştı birden.Anlam veremedi buna.Cool gencimizde aynı durumdaydı VERA telaşlı bir şekilde"çekil önümden"dedi ve elini yıkamak için çeşmeye uzandı.Cool genç;"işe alındım ve burayı,buranın kurallarını vs sen öğretecekmişsin." VERA;"bunda öğretilcek bişey yok zamanla öğrenirsin"dedi.Atar yapmıştı,hassas günündeki ergen kızlar gibi(kızlar anladınız siz)."şimdi şu bulaşıkları yıka isimsiz genç"dedi. Üstü kapalı ismin ne sorusunu anlamıştı cool genç."ismim SÜREYYA".Artık bir ismi vardı cool gencimizin,ah pardon SÜREYYA mı demeliydim yoksa.SÜREYYA;"senin ismin ne ?!" VERA;"ismim Vera. Tanıştığıma memnun oldum Süreyya"dedi usulca.Bakıştılar,tebessüm ettiler, mahçup bir şekilde.Galiba sevmeye başlamıştı bu genci ve hayatında biraz olsun heyecan,biraz olsun mutluluk olacağını anlamıştı..Ve öylede olacaktı zaten...