Sınıfımız normalde yirmi kişiydi, ama bugün nedenini tam olarak bilmediğim bir şekilde on yedi kişiydik. Ve gözlemlerime göre iki kişi okula gelmemişti, hasta olduklarını tahmin ediyordum. Geriye kalan bir kişi ise bir lise klişesi haline gelen ¨okuldan kaçma¨ saçmalığını gerçekleştirmişti.
Pekte iyi bir sınıf sayılmazdık, sınıfının çoğu sosyal veya dalgın kişilerden oluşuyordu. En ön sırada oturan sarışın ikizler bu iki kategoriye de girmiyorlardı, onlar herkesin tabiriyle birer ¨inekti¨. Orta sırada Luke Hemmings oturuyordu, iki tarafını birden çevrelemiş olan aptal arkadaşları ile tüm ders boyunca şakalaşıp duruyordu. Dolayısıyla o ve onun aptal arkadaşları ¨sosyal¨ kategorisine giriyordu.
Ben, Elsa Irwin ise en arka sırada, duvar kenarında oturuyordum. Dışarıdan bakıldığında her ne kadar mükemmel bir yer gibi gözüksede yan taraflarda oturan Luke'un aptal arkadaşları tüm büyüyü bozuyordu.
Genelde -aptal olan arkadaşlar susmaya karar verdiğinde- kitap okuyup sessiz kalmayı tercih ediyordum, şuan tahtadan yapılma masamın üzerinde duran ¨Ölümcül Oyuncaklar¨ serisinin son kitabı da bunun bir kanıtıydı. Kitap oldukça sürükleyici gidiyordu ve sonuna yaklaşmıştım, ama arkamdan gelen fısıltılar tüm dikkatimi dağıtıyordu.
¨Çıkışta bir şeyler yaparız, değil mi çocuklar?¨ Isadora kısık bir sesle konuştu. Luke'un bakışları Isadora'ya çevrildi ve dudakları yukarı doğru kıvrıldı.
¨Doğum günün olduğunu biliyoruz Izzy, bir şeyler yapacağız.¨ dedi Luke.
¨Oh, bunu tamamen unutmuşum.¨ Michael dudaklarını büzerek konuştu. ¨Bugün pizza yemeye gideriz diye düşünmüştüm.¨
¨Bunu her zaman yapabilirsin Michael,¨ Michael'ın çaprazında oturan Calum bir anda konuşmaya dahil oldu ve sınıftaki uğultular çoğalmaya başladı.
Tahtadaki öğretmen, uğultulara hiç aldırmadan despot bir şekilde dersini işlemeye devam ediyordu.
¨Bugün size Dünya Pizza Günü olduğunu söylemiştim, hatırlamıyor musunuz?¨ üzgün bir ses tonuyla konuştu.
¨Michael sen aptal mısın?¨ Ashton ellerini yüzünün arasına aldı ve Michael'ın kendisine attığı saf bakışlarından kaçındı.
¨Tamam çocuklar,¨ diye mırıldandı Luke, elini piercingine götürdü ve oynamaya başladı. ¨Ders bitmek üzere, Michael gibi aptallaşmadan dersi atlatmak zorundayız.¨
Michael tam konuşmak için ağzını açtığında, zilin tiz ve kulakları sağır edici sesi sınıfı kapladı. Kaşlarımı çattım ve üç saattir bitirmek için uğraştığım kitabıma baktım. Hâlâ bitmemişti. Ve bunun tek sorumlusu ise Luke ve aptal arkadaşlarıydı.
Ahşaptan yapılma ağır sandalyeyi güçlükle ve her zaman yaptığım gibi gıcırdatarak ittirdikten sonra yere doğru eğildim ve sırt çantamı omzuma taktım.
¨Tanrı aşkına seni aptal!¨ arkamdan duyduğum ses ile başımı çevirdim. ¨Evet sen, Elsa.¨ Isadora kaşlarını benim gibi çatmıştı.
¨Efendim,¨ dedim kendimden emin bir sesle.
¨Şu lanet sandalyeyi bir gün bile gıcırdatmadan itemez misin seni sersem?¨ tüm sınıf bakışlarını Isadora ve bana çevirdiğinde dudaklarım istemsizce yukarı doğru kıvrıldı.
¨Şu lanet ağzını kapatırsan belki olabilir,¨ dedim alaylı bir ses tonuyla. Bu dediğimden sonra bana doğru yaklaştı ve bileğimden yakaladı.
¨Benimle düzgün konuş.¨ cırtlak ses tonuna karşı yüzümü buruşturdum.
¨Kes sesini!¨ diye bağırdım. Bileğimi yakalamış elini sıkıca kavradıktan sonra elini bileğimden çektim ve onu göğsünden geriye doğru itekledim.
Isadora'nın tam arkasında duran Ashton beni belimden yakaladı ve Isadora'dan uzaklaştırdı. Kollarının arasından kurtulmaya çalıştıkta kocaman kolları beni sıkıca sarmaya devam etti.
¨Bırak beni!¨ bir kez daha bağırdıktan sonra Isadora'yı kolundan sıkıca tutan Calum'u gördüm. Luke ve Michael ise dikkatle beni izliyordu.
Ashton belimdeki kollarını gevşetmedi.
¨Ash, tamam bırak.¨ Luke aniden olaya dahil olduğunda gözlerini benden hâlâ ayırmamıştı.
Ve Ashton belimi sıkıca saran kollarını gevşetti. Kollarını gevşetmesiyle beraber bileklerini tutup kollarını ittim ve Isadora'ya doğru yaklaştım, sinirden titreyen ellerine baktıktan sonra hafifçe sırıttım ve yüzüne doğru tükürdüm.
Bu davranışımın ardından sınıf bakışlarını Isadora'ya çevirdi ve herkes kahkaha atmaya başladı, gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. Luke gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra Michael kendisini daha fazla tutamadı ve kahkaha atmaya başladı.
Sınıfta gülmeyen iki kişi vardı.
Ashton ve Isadora.
Ashton az önce belimi sarmalayan kollarını şimdi bileğime geçirmişti ve beni sınıftan çekerek uzaklaştırıyordu. Ona şaşkınlıkla bakarken bir anda durdu ve öne doğru tökezledim.
¨Çocuk gibisin Elsa.¨ diye konuştu. ¨Arkadaşlarımın yanında beni rezil ettin.¨
¨Rezil falan olduğun yok Ash,¨ dedikten sonra Luke'un yaptığı gibi dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırdım. ¨Belki birazcık ama çok değil.¨
¨Isadora benimle bir daha asla konuşmayacak.¨ Ashton kısık bir sesle konuştu. Laflarının ardından kocaman açılan gözlerim ile ona baktım.
¨Isadora'dan hoşlandığını bilmiyordum.¨ diye mırıldandım. ¨Gerçi bilseydim bile durum değişmezdi, her neyse.¨
¨Sen tam bir aptalsın Elsa.¨ öfkeyle bana baktı ve sıkıca kavradığı bileğimi bıraktı. ¨Ayrıca anneme söylemeyi unutma, bu akşam evde yokum.¨
¨Tamam,¨ dedim kırılmış bir ses tonuyla. ¨Söylerim.¨
Ve arkasına bile bakmadan okulun çıkışına doğru ilerlemeye başladı. Birkaç dakika sonra sınıftan Isadora çıktığında saçlarının dağılmış ve göz makyajının akmış olduğunu gördüm. Bu haline her ne kadar kahkaha atmak istesem bile Ashton her zaman yaptığı gibi keyfimi kaçırmıştı ve dolayısıyla kahkaha atacak bir halim kalmamıştı.
Isadora ile göz göze geldiğimizde dudaklarını dişlemeye başladığını fark ettim, o kadar fazla bastırıyordu ki dudakları morarmıştı. Bir an için ona üzülmek istedim, ama üzülmek için pekte bir neden bulamıyordum açıkçası.
Haketmişti.
Arkasından gelen Luke, Calum ve Michael kendi aralarında konuşuyorlardı. Fısıldayarak konuşsalar bile seslerini duyabiliyordum.
¨Ashton'ı hiç bu kadar sinirli görmemiştim,¨ Calum gözlerini devirerek konuştu. ¨Bir an için Elsa'yı öldüreceğini düşündüm.¨
¨Asıl Elsa'nın Izzy'e yaptıkları daha korkunçtu.¨ Michael kaşlarını kaldırdı. ¨Biri bana karşı böyle bir tavır alsaydı, kesinlikle Isadora'dan daha kötü bir durumda olurdum.¨
¨Boşverin Elsa'yı ve yaptıklarını,¨ Luke umursamazca ve alay edercesine konuştu. ¨Biriniz Ashton'ı bulun ve gidip şu lanet doğum gününü kutlayalım.¨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Photograph//l.h
Fanfiction¨Gülümse, Luke.¨ 01.12.2015 | Tarihinde yazılmaya başlanmıştır.