¨Ashton içeride,¨ Luke boğuk bir ses tonuyla konuştuğunda başımı taksiye çevirdim ve paramın olmadığını belli etmeye çalıştım. ¨Hadi, acele et.¨
Taksinin parasını ödedikten sonra beni belimden itekleyerek barın içerisine soktu. Bardan içeri girdiğimizde burnuma dolan içki ve ter kokusuyla yüzümü buruşturdum, saat henüz sekiz buçuk olmasına rağmen bar tamamıyla dolmuştu. Çiftlerin arasından büyük bir çabayla geçerken Luke da beni takip ediyordu, açıkçası nereye gitmem gerektiğini bilmiyordum ama henüz Ashton'a rastlamamıştım.
¨Sağa dön.¨ dedi düşüncelerimi okumuş gibi, dediğini yaptıktan sonra Ashton'ı gördüm. Altın sarısı saçları dağılmıştı ve üzerindeki beyaz tişörtün yakaları kana bulanmıştı. Ona yaklaştığımda gözlerini devirdi ve bana bakmamak için çaba harcamaya başladı.
¨İlaçlarını getirdim,¨ dedim onunla göz teması kurmaya çalışarak. ¨İçtikten sonra eve gitmemiz gerekiyor.¨
¨Ben hiçbir yere gitmiyorum,¨ dedi yüksek bir sesle. ¨İlaçları da getirdiğin için sağ ol ama ihtiyacım yok.¨
Ellerimi saç diplerime götürdükten sonra hafifçe çekiştirdim ve derin bir nefes aldıktan sonra Ashton'a baktım. Hâlâ gözleri yerdeydi ve tıpkı küçük bir çocuk gibi benim dediğimi yapmamak için direniyordu.
¨İlacını içmek zorundasın Ash,¨ dedim sakin kalmaya çalışarak. ¨İlaçlarına ihtiyacın var.¨
¨O sikik şeye ihtiyacım yok, tamam mı?¨ tekrar bağırarak konuştuğunda birkaç kişinin yüzü bize çevrilmişti.
¨Kendi sağlığını düşünmüyor olabilirsin ama annemi düşünmek zorundasın Ashton, senin için endişeleniyor, onu da babam gibi kaybetmek istemiyorum tamam mı? Şimdi sabahtan beri yaptığın şu saçmalığa son ver ve ilaçlarını iç sonra da bu lanet yerden gidelim!¨ bu sefer bende sesimi yükselttiğimde bizi izleyen kişilerin sayısı yavaşça artmaya başlamıştı.
¨Sana ihtiyacım yok dedim!¨ oturduğu sandalyeden ayağa kalktığında işlerin ileriye gitmeye başladığını anlamıştım. ¨Ayrıca annem kimin umrunda? Babamı da onun yüzünden kaybetmedik mi zaten?¨
Sözleri beni geçmişe götürürken uzun süre önce aklımın derin köşelerine yollamış olduğum anılar teker teker aklımın baş köşesine yeniden yazılırken gözlerimin dolmasını engelleyemedim.
¨O bizim annemiz Ashton!¨ ağzımdan çıkan bu üç kelimenin ardından yanağımdan aşağıya doğru süzülürken cebimdeki ilaç kutusunu çıkarttım ve bardaki masanın üzerine sertçe bıraktım.
¨O bir katil Elsa, anlamıyor musun? Ailemizi o bitirdi ve beni de deli yerine koymaya çalışıyor!¨ gözleri sonunda benim gözlerimi bulduğunda onun da gözlerinin dolduğunu fark ettim.
¨Bizim annemiz bir katil değil!¨ bir kez daha bağırdıktan sonra vücudumun sinirden titremeye başladığını hissettim. Göz yaşlarım yanaklarımdan aşağıya durdurulamaz bir şekilde akmaya devam ediyordu. ¨Sadece iyiliğini istiyor Ashton, şimdi iç şu lanet ilacı.¨ sesim sonlara doğru kısılırken bir kırılma sesi kulaklarıma doldu.
Camdan yapılma ilaç kutusu yerde parçalara ayrılırken, bardak gürültülü müzik bir anda sustu ve yerini Ashton'ın bağırışlarına bıraktı.
¨Bizim annemiz bir katil Elsa, bunu anlamıyor musun? Her şeyin suçlusu o! Şimdi ise pişman ve bazı şeyleri düzeltmeye çalışıyor ama başaramayacak, çünkü babamızı yerine getiremez...¨ yüksek bir sesle son kez bağırdıktan sonra ellerini başına yerleştirdi ve kocaman bedeni yere yığıldı.
Ağzımdan kaçan çığlık ile başıma gelen ani ağrının ardından birinin beni sıkıca kavradığını hissettim, bu Luke'tu.
¨Elsa,¨ kulağıma doğru fısıldadığına başımı ona doğru çevirmek için kendimi zorladım. ¨Şimdi sakinleşmeni istiyorum, beni duyuyor musun?¨ başımı hafifçe salladıktan sonra, titreyen bedenimi dizginleyebilmek için Luke'un beni sıkıca saran kollarından destek aldım. Luke da bunu fark etmiş oldu ki beni sardığı kollarını bıraktı ve bacağımın altından kavrayarak beni tıpkı bir bebekmişim gibi kucağına aldı.
Gözlerim bardaki insanlara kayarken, barda sadece ikimizin kaldığını fark ettim. Herkes çıkmıştı, bu beni meraka düşürürken Luke beni çıkışa doğru götürmeye başladı. Minik bedenim kolları arasında kaybolurken ellerimi ensesinde birleştirdim ve başımı göğsüne yasladım.
¨Ashton iyi olacak değil mi?¨ pürüzlü çıkan sesimin ardından bakışlarını bana çevirdi ve başını salladı ama bunu sadece sakin kalabilmem için yaptığını biliyordum. Dışarıya çıktığımız anda saniyeler önce kaybolan titreme hissi bedenimi tekrardan sarsmaya başladığında dişlerim hızla birbirine çarpmaya başladı, bu hareketim Luke'un hızlanmasına sebep oldu.
Arabasının önüne geldiğimizde beni yavaşça kucağından indirdi, ellerimi ensesinden çektikten sonra ayaklarımı yere bastım ve bakışlarımı hızla Luke'a doğru çevirdim, yüzünü görebilmek için başımı hafifçe yukarı kaldırdım ve onun da bana baktığını gördüm.
¨Şimdi seni evine bırakıyorum, lütfen itiraz etme.¨ her ne kadar ağzımı açıp itiraz etmek istesem bile kibar ses tonu ve bakışları beni duraksattı ve ağzımdan sadece tek bir kelime döküldü:
¨Tamam.¨ dedim başımı sallayarak, bu davranışım kendim kadar onu da şaşırtmış olsa bile tepkisizce yanımdan ayrıldı ve sürücü koltuğuna oturdu bense yanımda bulunan kapıyı açıp yolcu koltuğuna oturdum.
Yol boyunca ikimizde tek bir kelime etmek için ağzımızı açmamıştık ve dürüst olmak gerekirse bu da benim işime gelmişti, bana hiçbir şey sormaması bazı şeyleri hafifletiyordu, mesela acı gibi.
Araba durduğunda başımı Luke'a çevirdim ve ona bir gülümseme yolladım. ¨Teşekkür ederim,¨ dedim. ¨Ve ayrıca özür dilerim.¨
Luke anlamazca bana bakarken elimle tişörtünü işaret ettim, ¨Sanırım tişörtünü birazcık ıslatmış olabilirim.¨
¨Ah,¨ dedi anladığını belli eden bir ses tonuyla.¨Boşver.¨
¨Bu konuyu tekrar açmak istediğimi pek zannetmiyorum ama annem çok merak etmiştir, ona ne söylemem gerektiğini bilmiyorum.¨
¨Ashton'ın ilaçlarını aldığını ve bir geceliğine bende kalacağını söylersin.¨ mantıklıca bir fikir ortaya attığında neden bunu daha önce akıl edemediğimi düşünmeye başladım.
¨Teşekkür ederim,¨ dedim tekrar ve ardından kapıyı açtım. Ardından tekrar ona baktığımda boş bakan mavi gözleri hemen kendisini topladı ve yola doğru çevrildi, kapıyı kapattıktan sonra hızla gaza bastı ve görüş açımdan çıkıp gecenin ilerleyen saatleriyle birlikte kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Photograph//l.h
Fanfiction¨Gülümse, Luke.¨ 01.12.2015 | Tarihinde yazılmaya başlanmıştır.