1.Bölüm'Gel ve Kurtar. .."

1K 21 17
                                    

Beni koyup koyup gitme, n'olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup koyup gitme, n'olursun

Bir deniz kıyısında otur
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
İşine gücüne baksana
Evlenirsin, çocuğun olur
Beni koyup koyup gitme, n'olursun

Attila ilhan

Tüm konaktan acı feryatlar yükselirken. Avluda on altılık bir beden. Yükselen ağıtlar. Kenara itilmiş bitmiş bir sevda. Ve dul kalan bir kanlarla sarılı gelinliğe omuzları çökmüş bir gelin. İçin için ağlayan bir anne. Ciğerini söken bir baba. Mezarlıkta kayıp olmuş bir ruh.

"Aşiret cevap ister Şenol Ağa. " Kimseden ses yok. Yanıt yok. Etrafı çevreleyen o büyük ateşten kimsenin haberi yok. Yanan cehennem ateşleri içinde ki içi hala çocuk olandan haberleri yok.

İnsanlar bu kadar soğuklar. Bu kadar hissizler acılara. Neden böyleler neden gerçeklere kapalılar. Acıya aşıklar. Acı çektirmeye meyilliler. Neden ?

Sorular elbet birgün cevap bulur korkusuz yüreklerde. Gerçekler elbet birgün vurulur yalan gülenlere. Vuranlar olur elbet...

Ve o gün geldiğinde yiğitler büyür elbette. ..

Hala çocuk olmasına rağmen. ..

"Kararı oğluma bırakmışam Şenber Ağa." Duygusuzca çıkan kelimelere göz yaşı akıttı çocuk. Tekrar soruldu aynı soru. Aynı duygusuzlukla.

"Karar nedir ?" Nefesler tutuldu tüm konakta.

"Sonsuzluktur..." demek istedi anlına namluyu dayayıp sevdiğinin gözlerinde kaybolarak ölüp gitmeyi diledi. Fakat ağzına gelen kelimeler geri gitti.

"Yanmaya hazırlıktır..." dedi aşkına susamış töreye lanet okuyan aklı ile.

"Karar düğündür..." Ağıtlar dinerken dillerde. Silah sesleri kaybolan boşluğa kurşun atıyordu.

Çocuk anlından çekilen namluya hasretle baktı. Gel ve vur beni dedi gözleri.

Gel ve toz et dedi.

Gel ve yok et.

Gel ve kurtar.

°•°•°•°

Acılara boyun eymek niyedir. Acılara emir vermek niçin bu kadar zordur. Neden insanoğlu bu kadar acıya bakar kördür.

Korkular niçin bizi her zaman engeller. Hayat niçin bu kadar fazla zordur.

Daldığımız kelime labirentleri niçin bu kadar dar.

Neden bu kadar çok soru soruyor ve bu sorulara hiç bir şekilde cevap alamıyoruz.

Hayat aslında fazla kirli ve tüm insanlık gri.

Töre fabrika dumanı kirletiyor belliki buraları. Kişilikleri insanları değiştiriyordu.

Derin bir iç çekişti çocuğunki gidişlere kafa çeviriş. Acılarla boğulmayı öğrenişti onun için.

Fazla uzaklara bakmıyordu artık. Hayallerini yok etmiş olan mesafelerden kaynaklanıyordu aslında.

Suspus olan ağarmak üzere olan tan yerine bakarak kurtuluş diliyordu.

Ve tabikide en büyük kurtuluş ölmekti.

"Aşağa bakmadan at kendini." kulağına fısıldanan sözlere kulak astı ve uçurumdan aşağıya bıraktı ruhu kasırgaya karışmış bedenini.

Soğuk suyla bütünleşen bedeni. Beyaz ışığa yol gösteriyordu. Takip ettiği ışık bataklıkta son bulmuştu.

Batacak mıydı ?

Yoksa halen batanları kurtarmakta mıydı aklı ?

Seçimlerden nefret etti yine. Geçmişinden ve soyundan ettiği gibi...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 10, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Küçük AğaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin