3

99 22 15
                                    

Keyifli okumalar :)

"Saatin doldu Dolunay."
Erhan'ın iğrenç sesi kulaklarımın içine dolarken bir anda ayağa kalkıp gitmem bir oldu. " Sonunda. " Diyip gülümserken Erhan;
" Şu maske işi merak uyandırıyor artık. Sayende sahne aldığın geceler dolup taşıyor burası. " Dediğinde tiksinerek suratına baktım.
" Aman ne güzel. Şimdi, kazancımı verde defolup gideyim." Dedim.
Zor durumda olmasaydım belkide böyle bir yere hayatım boyunca adım atmazdım. Burada nasıl olsa uzun süre kalmayacağımı düşünerekten gelmiştim. Erhan'a düşüncelerimi anlattığımda ise yaptığımız anlaşmaların şartlarını yüzüme su gibi çarptığında buradan kurtulamayacağımı anlamıştım. O kovmadığı sürece gitmeyecek başka bir yerde çalışmayacaktım. Çok önemsemediğim kuralları gün yüzüne çıkarttığında maskeme daha çok sığındım. Bu gizlilik ise o insan görünümlü ağızlarından salya akan hayvanlarda daha çok merak uyandırdı. Böylece Erhan daha çok para kazandığı için buradan gitmem daha da imkansız hale geldi.
"bugün iyi kazandık." diyerek, cebinden zarfı çıkartıp bana verdi. Hiçbir şey demeden zarfı alarak bana ait olan odama dönmek için arkama döndüğüm esnada sert bir vücuda çarparak geriye doğru bir adım attım. Gözlerime uzanan bir çift göz bana keskin bakışlarla bakarken, kaşını çatıp özür dilemesini bekledim. Beklediğimin üzerine uzun bir bakıştan sonra Erhan araya girdi. Telaşla beni kolumdan tutup çekiştirirken
"Affederisiniz. Siz onun kusura bakmayın efendim." dedi.
**
" Ya bıraksana beni. " Diye kolumu Erhandan kurtarmaya çalışırken Erhan'ın kolundan kurtulmuş kendi odama var bir güçle itilmiştim.
" Delirdin mi sen? Bizi mi yakacaksın kızım?" dedi.
" Ben çarpmadım o çarptı." Dediğimde kahkaha atmaya başladı.
" Sen de özür dilemesini bekledin öyle mi? " Dediğinde ise kollarımı bağlayarak
" En azından affedersiniz diyebilirdi. " Dedim.
" Çıldırdın mı? Dolunay. O buranın saygın müşterisi." dedi.
" O buranın saygın müşterisiyse bende saygın çalışanıyım. " Ne diyorum ben! Birde gururla söylüyorum.
"Senin belinde donunun lastiği varken o adamın belinde susturucu takılı silah var. Hanginiz daha saygın tekrar düşün." Dediğinde kanım donmuştu. Öylece Erhan'a bakarken Erhan kafasını sallayarak odadan çıktı. Canımı son anda kurtardığımı düşünürken üzerimdeki kısa elbiseyi çıkartıp üzerimr daha düzgün bir şeyler giydim. Kasabanın arka çıkışında beni bekleyen arabaya ilerlerken Erhan'ın bana arkası dönük biriyle konuşurken gördüm. Erhan beni fark ettiğinde gözüyle gitmem gerektiğini söyledi. O esnada sırtı dönük olan adam yönünü bana çevirdi. Tanıdık olan o gözler yine tüm korkunçluğuyla bana dikildiğinde paniğe kapılarak çıkışa doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Acaba arkamdan gelir mi? Düşüncesiyle hızımı artırırken nihayet çıkış kapısına vardığım esnada arkamı kontrol ettim. Geri önümü döndüğümde karşımda dikilen birini görmem ile yerimden sıçramam bir oldu. Karşımdakinin Koray olduğunu anlayalı beş saniye geçtikten sonra
" Sen miydin? Korkuttun." Dedim. Gülümsedi.
" Benim. Korkma. " Diyip arkasında duran ve beni bekleyen arabanın arka kapısını açtı.
"Teşekkür ederim. " Diyerekten arabaya bindim. Kapıyı kapattıktan sonra araba hareket ettiğinde şu dört yıl içerisinde belki de her şeye rağmen en sakin günlerimi yaşıyordum. Bunuda tamamen Koray'a borçluydum. Koray benim koruyucu gardiyanımdı. Zevk için kuduran köpeklere karşı beni koruyan ve buradaki en düzgün insanlardan biriydi. Emre ve Koray diğerleri gibi para köpeği değildi. İkisi de tıpkı benim gibi mecburiyetten çalışıyorlardı. Koray, Erhan'a olan borcunu bu şekilde ödüyor, Emre ise yaşlı annesinin ilaçlarını alabilmek için bu çamur yatağında çalışıyordu.
Birbirimizden hiçbir farkımız yoktu. Üçümüzde hayatla mücadele içerisindeydik. Ve bu mücadelenin sonunda ya kazanacaktık, ya da kaybedecektik.
&


Merhaba arkadaşlar yeni bölüm sizlerle. Umarım beğenmişsinizdir. Hepinizi çok seviyorum. Yorumlarınız benim için gerçekten çok kıymetli. Yorumlarınızı lütfen esirgemeyin. Bir sonraki bölümle görüşmek dileğiyle...

"İyi bir yazar kalemini eline aldığı anda huzur bulandır. Çünkü o an kendi hayal dünyasının ışığını perdesine yansıtır. İşte o yazar gerçek yönetmendir. Kendi hayallerinin yönetmeni...-Gamze Naz Uyar

Maskedeki Dolunay İLK DÖRDÜNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin