Alarm çaldı. Çaldı ve çaldı. Tekrar çaldı. Susturdum ve yerimden fırladım. Yetimhanede kimse uyanmıştı. Ayakkabılarımı giydim ve toplu yatak odasından çıktım. Hala uykum vardı ama banyo yapma gerekçesinden dolayı erken kalkmıştım.
Kıyafetlerimi sakince çıkardım ve kendimi duşun altına bıraktım. 16 yaşımda olmama rağmen büyük ve güzel göğüslere sahiptim. Ellerim orada gitti ve yıkamaya başladım. Mor saçlarımı da yıkadıktan sonra havluya sarılıp duştan çıktım. Yetimhane düşündüğünüz kadar kötü bir yer değildi. Buna da şükür. Saçlarımı da havluya sardım ve giyinme odasına gittim. Siyah Taytı ince bacaklarımdan yukarı çektim. Üstüme saçlarımla uyumlu olan mor kazağımı giydim. Siyah renkte gayet sade botlarımı aldım ve ayağıma geçirdirdim. Ve sonra fark ettim ki diğerleri de yavaş yavaş uyanıyordu. Saçlarımı kuruttum ve uzun, düzgün tırnaklarıma kırmızı oje sürdüm. En sevdiğim rengin mavi olmasına rağmen.
"Günaydın Bayan Walker."
"Ugh şekerim, Alex sana da günaydın. "Dedi ve tatlıca yanaklarımı sıktı. Gülümsedim ve kaykayımı, çantamı da alıp Yetimhaneden çıktım. Kahvaltı yapmak istemiyordum. Direk okula gidecektim.
Bahçeye girdim. Okul binasının önüne geldim ve popüler yakışıklı - fazlası ile- kısmına geldim. Benim masum kız olduğumu sanıyorsanız, sadece sanıyorsunuz. Bakire değildim. Ve geçen hafta sex yaptığım çocuğun önünden saçlarımı savurarak geçtim. Kalçama baktığını hissettim. Yalnız, şu kötü kızlardan da değildim. Aksine çok sıcak kanlı ve şeker biriydim. Ve özgürlüğüme fazlasıyla düşkün...
****
Dersler bittikten sonra yine kaykayımla birlikte Yetimhaneye geri dönüyorduk. Tam da dondurmacı geliyordu. Tanrı Aşkına kim dondurma sevmez? Tanrı demişken, dini inancım yoktur benim. Niye olsun ki? Kış ayında dondurma tuhaf olabilir, ama yine de yiyeceğim.
"Vanilyalı olsun lütfen."diyerek vermem gereken parayi uzattım.
Yüzümün soğuk hava ile verdiği uğraş karşısında, Yüzümün catladigina emindim. Dondurmayı yerken hasta olmamayı diliyordum. Yetimhaneye geldim ve kaykayımı elime aldım.
"Alex, şekerim. Neden bu kadar geciktin? "
"Uhm... Şey ben, birazcık yürümek istemiştim ve o yüzd-"
"Tamam tatlım önemli değil. Çünkü asıl önemli olan seni evlatlık edinmeye gelen birisi var!"
Koridorda beni sabırsızlıkla sürüklerken Şoka girmiştim. Evlatlık. Alınıyordum. Ama benim babam vardı ki? Hatta hep konusurduk. Telefonda.
"Michael adında birisi. Tuhaf gözükse bile çok medeni ve yakışıklı. 29 yaşında ve bekar. Zengin olmasına karşı buraya çok pahalı bir araba ile geldi. Seninle alakalı her şeyi kelime kelimesine biliyor. Bir baban olduğunu da. Neden seni seçtiğini bilmiyorum ama bu iyi bir şey. Üstünü duzelt ve içeri geç şekerim. "Tek nefeste bunları söylemişti. Ayrıca koridorun sonuna gelmiştik. Heyecandan ölmek üzereyim. Bayan Walker çok iyi biriydi ve ına güveniyordum. Beni önden sürükledi ve kapının önüne getirdi. Yavaşça kapı kolunu açtım. Ve bayan Walker ın da içeri girmesine müsade ettim.
"Merhaba ben Alex.'"titrek bir şekilde bunları söylemiştim. Çünkü bu adamın mor saçları vardı! Tıpkı benim gibi yeşil olan gözleri... Resmen Bayılacak gibi olmuştum çünkü bu adam yani yeni babam, tam anlamı ile bana benziyordu.
"Merhaba ufaklık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADDY(M.C)
Fanfiction"Görüşürüz baba seni arayacağım."dedim ve telefonu kapattım. "Bayan Allen, sizi evlatlık edinmeye gelen birileri var." Bu söz benim hayatımı değiştirmişti. Sanırım benim hikayem diğerlerinden farklıydı.