Daha sonra bir adamın hızlı birşekilde bize doğru koştuğunu gördük.Adam bize yaklaştıkça çığlık atıyorduk fakat kaçacak yerimiz yoktu.Adam çok yakındı ve ancak yüzünü seçebiliyorduk.Yüzü yırtılmış kanıyordu,derisi kopmak üzereydi.Artık yanımıza gelmişti bile ve bağıra bağıra "gidin burdan asla gelmeyin burası çok tehlikeli"diyordu.Adamı deli sanıp ciddiye almadık.Geri uyumaya gittik.Bu sefer uyuduk.Sabah uyandığımızda hala heryer zifiri karanlıktı.Evet.Daha saat sabahın 08:00'ydi.Açıkçası korkmuyor değildim.Artık geldiğimiz yoldan geri dönmeye karar verdik.Verdik ama dönebilecek miydik?Çadırdan çıkarken çadırın altında ve üstünde kurumuş kan lekeleri görüp çığlık attım."noldu" dedi liv(kardeşim)."gel de kendin bak"dedim bende.Ve bir çığlık da Liv attı.Çadırı orada bırakıp çabucak eşyalarımızla birlikte arkamıza bakmadan geldiğimiz yönden koştuk.En sonunda soluklanmak amaçlı bir ağacın altında durduk.Liv ağaçlarla oynuyordu(kazıyordu falan).Beni dürttü ve bana ağaçta yazan birşeyi okudu.Altında bunu okuyup hemen gidin yazıyordu.Ve bizde koşmaya devam ettik.Ama zifiri karanlık olduğu için hiçbirşeyi göremiyorduk.Fenerin pili de bitmişti."lanet olsun"dedik ikimizde.Ve yine durduk.Bu sefer biraz fazla mola verdiğimiz için uyuya kalmışım.Ve uyandığımda kardeşim yanımda yoktu.Heryeri aradım,bulamadım.Ama garip bir şey farkettim.Bu hayal miydi gerçek miydi.son(3.part gelecek)