Kuzeydeki Kule

82 3 0
                                    

En son dinlenmelerinin ardından üç gün geçmişti. Altı günlük yolun iki günü kalmıştı. Herhangi bir saldırıya uğramamışlar ve yolculukları sakin geçiyordu. Atlarda durumlarına alışmışlar sakin sakin yürüyorlardı. Valentin konuşmuyordu. Sanki konuşmaya tövbe etmişti. Yolculuk zannettiğinden daha sıkıcıydı. Böyle giderse sıkıntıdan çatlayacaktı. Bir yerden başlamalıydı. Birden aklına ilk Rasnak rahibesi olduğu aklına geldi. Nasıl olmuştu ve kimdi? Bir şekilde öğrenmeliydi. " Senin ilk rahibe olduğunu söyledi Efendin. Rahipler hiç bir zaman bir kadını rahibe yapmamışlardı. Senin ne özelliğin varda seni rahibe yaptılar."

Bu soru üzerine Valentin, Raika'ya ters bir bakış attı. Neden soruyorsun manasında. Ve ağzından ilk kelimeler dökülmeye başladı. " Ben bebekken Efendi Gaul beni ormanda ölmek üzereyken bulmuş. Tapınağa götürmüş ve yaşamam için dualar etmiş. İki hafta sonra ben iyileşmişim. Ben iyileşirkende benim kim olduğumu araştırmaya başlamış. Bulduğu ormanın yakınındaki bütün köyleri araştırmış ve kimseyi bulamamış. Bebek olduğum için dışarıda bırakamayacağından tapınak benim yeni yuvam olmuş. Dört yada beş yaşında iken bana tanrıların dilini öğretmeye başladı. Tapınaktakiler ilk başta karşı çıktılar. Bana kötü gözle bakmaya başladılar. Daha sonra eğitimlerimiz başlayınca beni kovmak isteyenler benden övgüyle bahsetmeye başladılar. Bu kadar yeter. Birazda sen kendinden bahset. Sayın Ateş Efendisi"

Bu soru üzerine Raika şaşırmıştı. Ateş Efendisi ünvanı çok az kişi bilirdi. Bu ünvanı ona büyücü Kaldin vermişti. Valentin daha ileriye gitmeden anlatmak en iyisiyidi. " Ben sokaklarda büyüdüm. Yani senin gibi şanslı değildim. Gördüğün yara on iki yaşında yolda yürürken bir lady bana bir lordu takip etme görevi verdi. İlk görevimdi. Neden bana verdi hala çözemedim. Lord beni gördü ve beni yakaladı. Daha sonra hayatım boyunca taşıdığım bu yarayı hatıra bıraktı. Bana görev veren Lady beni himayesine aldı ve onaltı yaşına kadar ona hizmet ettim. Bana iyi baktı. Çeşitli görevler verdi. Bende görevlerimi yerine getirdim. On altı yaşıma gelince Lady'nin hizmetinden ayrıldım ve kiralık asker olarak uzun seyahatler yaptım. Bütün Pyrois'i dolaştım neredeyse. Ateş Efendisi ünvanıma gelince. Kimden öğrendin bilmiyorum ama orası bende kalacak."

Kuzeyin iç kesimlerine doğru ilerliyorlardı. Artık daha dikkatli olmaları lazımdı. Güvenli bölgeleri geçmiçlerdi. Artık gerekli durumlarda durmalıydılar. Durdukları zamanda ateş yakmamaları gerekliydi. Yoksa ateşi görüp goblinler saldıra bilirdi. Son iki günlük yolları kalmıştı. Atlar her ne kadar alışmış olsalarda altı gündür hiç düzgün dinlenmemişlerdi. Kısa süreli durmalar belki biraz faydalı olmuştu ama yinede atları riske atmamalıydılar. Dönüşte lazım olacaktı. Ve yolda ölürlerse iki günlük yol üç veya daha fazla güne çıkacaktı. Kuzeyde ikende bunu kimse istemezdi.

Uzun yolculuk sonunda Kule görünmüştü. Etrafındaki bahçeler kuzey için bir vahaydı. Etrafında Pyrois'te bulunan bütün ağaçlar vardı sanki. Atlardan inmişlerdi. Yarım günlük yolları kalmıştı. Rüzgar yazın sonlarına geldiklerini söylercesine soğuk esiyordu. Her ne kadar pelerinleri olsada pek fayda etmiyordu. Soğuk hava kıyafetlerinden içeri giriyor bütün vücudunu dolaşıyordu. Bu olay her saniye tekrarlanıyordu. Güneş yüzünü bir gösteriyor, bir saklıyordu. 

Sonunda kapıya varmışlardı. İçeride Pyrois'in en sanşlı askerleri duruyordu. Bunları gören askerler hemen çevrelerini sardılar ve komutan olduğu anlaşılan birisi " Neden buraya geldiniz." Dedi.

Valentin " Buraya Ak İhtiyarlara, Rasnak rahiplerinden mesaj getirdim." Cevabını verdi.

Komutan, Raika'yı göstererek " Rahip sen misin? Yoksa hırsızlık için mi geldiniz." Raika sakinliğini bozmadan " Ben rahip değilim. Ben mesajı koruması için tutulmuş bir askerim. Ak ihtiyarlarla konuşacak olan karşındaki rahibedir."

Komutan şaşırmıştı. Rasnak rahipleri arasında bir rahibe'nin olması imkansızdı. Askerlerine Raika ve Valentin'e göstermeden çemberi daraltın işareti yaptı. Bu hareket Raika'nın gözünden kaçmamıştı. "Herhalde askerlerin oyun oynamak istiyor." Dedi Raika bıçağının kabzasını tutarak. 

Komutan olayın büyümemesini önlemek için düşünürken, Valentin rahiplerin taşıdığı yüzüğü çıkartarak komutana attı. "Bu yeterli herhalde. Bu yüzük rahiplere özel yapılır. Kullanılan metal adamanttır. Pyrois'te adamant yüzük kullanan tek grup rahiplerdir. Ben yüzüğün onuncu sahibiyim." Dedi. 

"Özür dilerim efendim. Ben ilk defa bir rahibe gördüm. Beni bağışlayın." Dedi komutan ve bir hareketle askerleri eski yerlerine gönderdi. Bu sırada Raika yanına gelerek " Bende ilk gördüğümde şaşırmıştım." Dedi gülerek. 

Atları kapıdaki askerler aldı ve ahıra götürdü. Kuleye ilk defa gelen Raika kulenin içini görünce hevesi kaçmıştı. Çok daha farklı bir yer bekliyordu. Altın kapılar, elmas kapı tokmakları, ipek halılar, mermer merdivenler ve en önemlisi kıytırık lordların bile sahip olduğu şatafatlı hizmetçiler. Bunları beklerken görüdüğü tahta kapılar, demir kapı tokmakları ve ortalıkta olmayan hizmetçiler.

Raika divan hakkında bildikleri anlatılan eski hikayelere dayanırdı. Ak İhtiyarlar, Pyrois'in en önemli divanıydı. Çok önceleri bu divana orclar ve goblinlerde uyarlardı. Bin yıl önce yaşanan Beşizler savaşı divanı çok yıpratmıştı. Artık divana sadece elfler ve rahipler sadık kalmıştı. Goblinler ve orclar savaşta divanın kararlarına uymamış ve Kovulmuş'un yanında savaşmışlardı. İnsanlar ve cüceler ise savaştan sonra kendi aralarında savaşmanın yıpratıcılığı ile yeni gelen krallar divanı dinlememişti. Divanda beş kişi vardı. Hepsi bir elementi temsil ederdi. Bunlar sırasıyla ateş, su, toprak, hava ve metaldi. Tabi anlatılanlar sadece bir hikayeydi. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ateşin KaderiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin