Greed's son

KRAL,LORD,CROWLEY

Gözlerini açtı.Etrafında baktı.Lüks bir odadaydı.İpek çarşaflar üstünde yatıyordu.Odanın içi sıcacıktı.Doğrulmaya calıştı.Göğsüne tekrar baktı.Sıkıca sarılmıştı.

Kapı açıldı ve içeri orta yaşlı bir adam girdi.Kılıcı oldukça büyük ve uzundu.Gardiyanın gözlerine baktı.

"Adın Crowley demek,neden baştan söylemedin ?"

"Bana geçmişimi hatırlatıyor"

"Hepimizin bir hikayesi var cesur savaşçı.Yapman gerekenleri yaptın,2 kere savaşlara katıldın.Her ikisinde de kendini kanıtladın"

"Anlatmaktan hoşnut değilim.Şu kadarını bilseniz yeter.Pek iyi şeyler yaşamadım.Hayat bu şansı bana vermedi." Dedi sahte bir tebessümle.

"Merak etme,burada adalet vardır.Hesap sormak gerekiyorsa biz yanındayız gardiyan,ben Lord Mercy"dedi.

"Memnun oldum Lord Mercy"

"Birazdan Kral Tuddors,yanına gelecek.Kral senden çok etkilendi.Muhtemelen mesai arkadaşı olacağız.Şimdilik gidiyorum" dedi gülerek ve çıktı.

Çok geçmedi.İçeri altın taçlı,omuzları geniş,sakallı ve uzun saçlı bir adam girdi.

"Ben Thorin'in oğlu Tuddors.Fragya'nın yönetimi benim elimde.Onurunla ve şerefinle savaştın Crowley,Arenada halk "Gardiyan,Gardiyannn!!" Diye bağırıyordu.Kendini kanıtladın Crowley,iyi ki ilk teklifimi kabul etmemişsin"

"Teşekürler majesteleri,Şanınız, bizim oraya kadar gelmiştir."

"Neden buraya geldin Crowley?"ciddi bir şekilde sormuştu.

Crowley başını yere eğdi.
"Babamın hayaliydi,Fragya'ya gelmek,Burayı kurtuluş olarak görüyordu,Çok şey yaşadım.Kötü anılar.Kötü anılar bana savaşmayı ögretti.Hırsımı büyüttü.Fakat boşluğu da beraberinde getirdi"

"Anlat bana"

Bir süre düşündü ve yutkundu.

"Gözümün önünde tüm ailemi katlettiler.Annem babam ve küçük erkek kardeşim." Yutkundu ve zar zor devam etti.

"Köyümüzü yağmaladılar,Beni de öldürüyorlardı ama kurtarıldım.Fenix kalesinden gelen askerler,bütün yağmacıların çoguna yaptıklarının hesabıni sordular.Bir kişi hariç.Yagmayı yöneten yüzü çizik adam.Hiç bir zaman yüzünü unutmadım.Attığı kahkahaları hala duyuyorum"

"Kimdi bu adamlar ??Köyünüz Fenix kalesine mi bağlıydı??"

"Schranlı muhaliflerdi.Fenixe vergi veriyorduk.Köyümüzün güvenliğinden,kale sorumluydu."

Kral durdu ve düşündü
"Savaşmayı kalede mi öğrendin ?"

"Bizzat,kalenin yönetiminden sorumlu Lord Atrox tarafından eğitildim.Hırsımı daha çok büyüttü.Lord Atrox genc olmama rağmen beni en iyi adamlarının arasına aldı.Schran'ın, kale kuşatmasında kaleyi bizzat savunduk.Bir avuç adam,2000 asker 8000 askere karşı.Bir kahramanlık hikayesi.Daha sonra Lord Atrox'a babamın hayalini gerçekleştirmek isteğimi söyledim.O da kabul etti."

"Savaşcı,o adam artık bir ölü.Yaşananları hatırla ve içindeki ateş sönmesin o adam hakettiğini alacak,peki sen bana hizmet edecek misin ?"

"Edeceğim"dedi düşünmeden.

"Fragya'nın içinde bazı fitneciler yüzünden her an savaş çikabilir.Fragya güçlüdür fakat köstebekler birer tehdit."

"Dün nöbetteyken yanda ki tavernadan çıkan bir asker beni tahrik ederek konuştu ve bende üstune atıldım,imalı konuştu Devriyede ki askerler,askerin meydandan ki zindana götürülüp bugün sizin huzurunuza getirileceklerini söylediler.Şüpheli askeri size getirdiler mi ?"

Kral şaşırdı
"Hayır.Demek o askerler de köstebekti.Bu, şu anlama geliyor.Seni oyuna sokacağım Crowley.Bu pislikleri temizleyeceksin.Muhpirleri bulmak için muhpir olacaksın.Bana bağlılık yemini edeceksin.Bu tören, kendi aramızda olacak.Şimdi dinlen.Tekrar görüşeceğiz."dedi ve Crowley bişey diyemeden, odadan çıktı.

Tekrar yalnızken, derin düşüncelere daldı.Yapacaktı.Kendi amacını da gerçekleştirecekti.