Baştan aşağı savrulmak istiyorum. Kendime gelmek istiyorum. Sabah kalkar kalkmak ilk aynanın karşısına geçiyorum. Belki bugün diyorum. Bugün dünden daha iyiyimdir diyorum. Belki bugum daha farklı olur hayatım. Belki o bugün bana gülümser diyorum. Yine her zaman ki gibi. Bir ton boya ile yüzümü kapatıyorum. Benligimin üstünü siliyorum. Saçlarımı duzlestiriyom. Her zamanki gibi sahte olan gulumsememi yüzüme takip çıkıyorum. Onu görünce yine aynı şey içime kaplayan o huzur. Kalbimin çarpması. Tüm gün izliyorum adam. Gözlerimi kirpmiyorum her gülüşünü hafizama kaydediyorum. Ama bişeyi fark ediyorum. Evet evet. Nasıl olur diyorum. Sevdiğim adam evet o benim arkadaşıma aşık. Ben onla konuşmaya çabalarken o onla konuşmaya çabalıyor. En güzel gülüşlerini onun yanında yüzüne takıyor. En çok o varken mutlu oluyor. Benim sevdiğim adam en yakın arkadaşımı mi seviyor? Ben nasıl bir hayata sahibim. Eve giderken yolda bunu düşündüm. Ben nasıl biriyim ya. Neden ben değilde o? Neden ya neden ? Benim sevdiğim adam neden başkasını seviyor? Hemde en yakın arkadaşımı. Ne kadar kötü bir hayatım var benim. O yüzden savrulmak istiyor insan. Yıkilmak istiyor. Yıkılıp en baştan kendini toparlamak istiyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uçurumun Kenarı
Non-FictionBen yaşamaktan soğmuş biriyim. Hayatta istediği hiç bir şey olmayan biriyim. Ben yalnızlığını mutsuzlukla arkadaş etmiş, hüzünlerini kahkahasiyla gizlemiş biriyim. İşte karşınızda gerçek ben. Gün gün okuyacaksınız beni. Gün gün tanıyacaksınız. Ben b...