aylar aylar önce

6 0 0
                                    

Zaman kavramını yitirmiş durumdaydım.Ne zamandı?Ah ne zamandı onu o köşe başında kaderime lanet ettiren görüşüm.
O terasta sigarasını ağır ağır içerken arkasından sarılmıştım.Sırtının sıcaklığı...Üşüyen tarazlı sesi...Bana bir erkek bir kadını dudaklarından öpüyorsa sevgilisi olur eğer alnından öperse kaderi olur, demişti.Hala kulaklarımda can bulan sesi bugünlerde benim canımı alıyordu. O günden sonra hiç öpmedi beni, dudaklarım sızladı. Hiç öpmedi beni alnımdan bir kere bile alın yazım sızladı. Ama orda o köşe başında o kızın dudaklarına değen bal dudakları sanki her zerremi sızlattı. Tüm yaşantım film şeridi gibi geçerken gözlerimin önümden ben o filmi izleyen sıradan bir kızdım sadece. Elimde ki şemsiye çoktan yere düşmüş rüzgarla savrulmuştu. Bende o şemsiye gibiydim savrulmuş bir köşede. Hayatımda ilk kez rüzgar olmak istedim savurup kıran ben olmak istedim. Benim tüm damarlarım çatladığı gibi tüm dünya çatlasın istedim. Ben ilk defa öldüm ve benden başka ağlayanım yoktu. Damarlarımda akan saf acıdan aldığım kudret beni eve kadar sürüklemişti. O günden sonra herşey çok hızlı gerçekleşti bir kez bile kimse ne oldu sana demedi. Dediğim gibi ben ölmüştüm ve benden başka ağlayanım yoktu.
Dik yokuştan elimde poşetlerle inerken aklımdan geçenler bunlardı. Yemeden içmeden kesilmemiştim ya da okulumu aksatmamıştım. Evime gelmiş yemek varsa yemiş yoksa yapmış gel dediklerinde gelmiş git dediklerinde gitmiştim. Ev arkadaşlarımın sorularını geçiştirmiştim. Kendime yepyeni bir dünya kurmuştum. Yanlız. Sahi önceden de pek kalabalık mıydı benim dünyam?Hepsi gerçek miydi? Hani nerdeydi?
Gözlerim Sevim Ablanın Yerinden geçerken yine buğulanmıştı. Zaten bi Sevim Abla anlamıştı derdimi. Her pazartesi buluştuğumuz pastane önünden geçmemek için sokaklar atlamış yol değiştirmiştim ben. Pazartesi sendromunu hiç tanımamış bünyem pazartesilerden nefret etmişti eğer onada gücüm yetseydi silerdim takvimlerden. Alışkın ayaklarım getirmişti buraya beni. Tek suç onların, tek suç alıştıranın. Koştur koştur gelirdim yanına erkende gelsem geçde gelsem o hep beni burda beklerdi bir kere onu bekleyemedim. İzin verseydin adam seni seve seve beklerdim. Koşarak gelip kollarına atıldığım zaman sıcaklığı beni sarar kokusu içimi okşardı. İçimde dışımda yanardı. Burnumun ucuna kondurduğu buse bana bir ömür yeter gibi gelir saniyeler sonra biterdi. Sahi neden hep burnumun ucu. Belkide beni ne kalbine ne kaderine yazdı. Ben ne dudaklarına ne alnına erişebildim onun hep bir burun gibi ortada kaldım. Belkide kalbide kaderide doluydu beni bir oraya sığdırdı. Bilmiyordum. Kör gözlerim görememiş, her zaman gergin dudaklarım soramamıştı. Sahi o şen kahkalarım, o güleç yüzüm o köşebaşında mı kalmıştı. Kim bulduysa onun olsun. Benim pek de işime yaramamıştı.
Biliyordum onun beni yakacağını ama her bir zerrem sızlarken hatırlattım benim en çok içim yandı. Tüterken dumanlarım buram buram hasret kokarken üstüm başım bir tek o sarsın istedim gelsede ona tekrar gidemezdim.

ZAMBAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin