Bölüm 1

9 1 0
                                    

Bir elimde kahve fincanı diğer elimde dosyalar varken yaklaşık üç dakikadır kapıyı açmaya çalışıyordum. Hala açmaya çalışırken başka bir el tarafından elim çekildi ve kapı açıldı. Kapıyı açan kişiye bakmak üzere kafamı kaldırdım. Elimden kayıp kırılan kahve fincanının çıkardığı ve dosyaların düşmesiyle oluşan sesler uğultuya dönüşmüştü.Bu olamaz. Olamaz ki bu! Lanet olsun bu imkansız!

Kapattım gözlerimi sıkı sıkı. Hayaldi bu. En azından öyle olmalıydı. Çünkü...çünkü bu imkansız bir şeydi. Mümkün değil, olamaz bu. Ben hala bunun hayal olmasını düşlerken o ses beni hayata döndürdü.

''İyi misin? Hey,iyi misin diyorum. Meleğim...'' hayal değildi. Gerçekti o. Kendimi kandırıyordum hayal diye. Meleğim demişti. Keşke sağır kalsaydım da duymasaydım. Meleğim dedi. Meleğim, meleğim, meleğim.

Açtım gözlerimi. Oradaydı. Yumdum tekrardan gözlerimi sıkı sıkıya. Ama hala oradaydı. Bir adım uzağımdaydı. Muhteşem kokusunu alabiliyordum. Bir zamanlar öldüğüm o koku... Hasret kalmıştım ben o kokuya. Tapardım eskiden. Belki şimdiye kadar yanımda dursaydı yine tapıyor olurdum.

''Hadi bir şey söyle. Bak geldim. Buradayım işte. Hadi meleğim..." evet işte yeniden söylemişti. Bir kez daha 'meleğim' demesine kalmadan gözlerimi yumdum. Dayanamazdım. Duymamalıydım. Ellerimi götürdüm kulaklarıma. Sonra nasıl olduğunu bile anlamadan yerde buldum kendimi. Bileğim acıyordu. Sanırım kahve bardağının parçası bileğime batmıştı. Sonra birden o karanlık sardı etrafımı.

Ama o karanlıkta parlayan bir şey vardı. Zorladım kendimi oradaki şeyi görmek için. Amacıma ulaştım da. Hayatım gözümün önünden geçiyordu şuan. Sanki her şeyi tekrar yaşıyordum.

---Beş yıl öncesi--

"Sen burada bekle. Arabayı çekmişler. Ben gidip alayım." dedi ve anlımdan öpüp gitti.

Bugün liseden mezun olmuştum ben. Liseyi ikincilikle bitirmiştim. Hacettepe Tıp Fakültesi'ni kazandım. Olmaz diyordum. Yapamam diyordum. Sağır biri tıp fakültesini kazanamaz, kazansa da kabul etmezler diye düşünüyordum. Ama yapmıştım. Hem de onun sayesinde. O olmasaydı şuan bu durumda olamazdım. Olamazdık.

Şuan diğer mezunlar mezuniyet balosunda eğlenirken ben bana olan sevgisini hiçbir zaman çekinmeden gösteren hayatımın adamıyla akşam yemeği yemeye gelmiştim. Ve gayet mutluydum da. Yemeğin sonunda bir kutu çıkarıp bana aldığı kolyeyi vermişti. Belki küçüktü ama benim için anlamı çok büyüktü. Kanatları küçük pırlantalardan yapılmış bir yusufçuk.

Gülümsedim. Elimi kolyeye götürdüm. Sanki o kolye boynumdayken sevdiğim adam yanımdaymış gibi hissediyordum. Çabuk alışmıştım sanırım.

Haziran ayının sonlarındaydık ama hava hala soğuktu. Ceketime iyice sarındım. Ne diye böyle bir elbise giymiştim ki sanki?

Güzel görünmek istemiştim onun gözünde. Dizimin bir karış üstünde biten,straplez, beyaz, sade bir elbiseydi işte. Sevmiyordum öyle cicili bicili veya pullu gösterişli şeyleri. Boyum gayet uzundu ama yine de kırmızı rugan topuklu ayakkabı giymiştim. Koyu kestane saçlarım dalgalar halinde dökülüyordu. Makyajı sevmediğimden sadece kırmızı ruj sürmüştüm.

Aniden ensemde birinin nefesini hissettim. Arkamı döndüğümde az ışıktan dolayı yüzünü göremediğim bir adam vardı. Hiç hoşlanmadım bundan. Bir iki adım sola kaydım. Adamın peşimden geldiğini hissedebiliyordum.

Adamın nefesini tekrardan ensemde hissedince ürperdim. Bana göre büyük olan eliyle gözümün önündeki saç tutamını geriye attı.

Geri geri gitmeye başlamışken adam da aynı şekilde üzerime üzerime gelmeye başlamıştı. Korkuyordum. Ciddi anlamda korkuyordum. Sırtım duvara gelince anladım sonumun geldiğini.

Adam aradaki mesafeyi kapatıp üstümdeki ceketi yere attı. Ne zamandır akmakta olduğunu bilmediğim gözyaşlarımın yanaklarımı ne denli ıslattığını hissettim.

Midemi bulandıran alkol kokulu adam o iğrenç dudaklarını boynuma bastırken kolyenin koptuğunu hatta yeri boyladığını da hissettim. Kesinlikle ölmustum ben.

Ellerimi adamın göğsüne koyarak ittirmeye çalıştım ama gram oynamadı. Kahretsin!

Adamın soğuk eli elbisemin fermuarına gittiği an bittim ben. Elbisem düşmüştü işte tıpkı adamın pantolonu gibi.

Sütyenimin kopçasını açmaya çalışırken ben de gözlerimi yumdum. İç çamaşırım da gidince dudaklarımı birbirine bastırdım. Adam için dünyanın en zevkli şeyi benim içinse ölüm anı gelmişti. İğrenç bir şekilde iğrenç bir acıyla gitmişti masumiyetim. Ben acı içinde gözyaşları dökerken adam zevkin doruklarına çıkıyordu.

Adam içime sıcaklığını bıraktı. Ve çekildi. Gözlerimi açtığımda başka bir adam daha vardı ve az önce benim masumiyetimi çalan adamı çekiştirip götürdü.

Başımı ellerimin arasına aldığım gibi yere çöktüm. Bacaklarımı kendime çektim ve gözyaşlarımın sanki mümkünmüş gibi daha da hızlı akmasına izin verdim.

Neler olmuştu az önce? Neler yaşamıştım ben yine? Gitmişti. Masumiyetim gitmişti. Gitmişti. Kocam olacak sevdiğim adama verecek bir şeyim kalmamıştı artık. Sevdiğim adamla evlenip çocuklarımız olacaktı. Ben daha kendimi koruyamadım. O masum çocukları nasıl koruyayım ki ? O adam benim her şeyimi çalmıştı. Masumiyetimi,hayallerimi... Gerçi suç bende. Nasıl koruyamam kendimi?! O adam- halâ adam diyorum. Adam dediğin böyle bir şey yapmazdı. O herif benim her şeyimi alırken ben hiçbir şey yapamamıştım.

Gözlerimi açmak zorundaymışım gibi hissedince kendimi açtım gözlerimi ben de. Halâ yere bakarken bir çift ayak gördüm. İşte o an bütün dünyam başıma yıkıldı. Bekledi önce tıpkı benim gibi. Gözlerimi kapattığım anda üzerime bir şey örtüldüğünü hissettim. Herhangi bir şey yapmadım. O da yapmadı. Korktum bırakıp gidecek diye ama olmadı. Hala yanı başımdaydı Biliyordum kim olduğunu. Kokusunu ne kadar uzak olursa olsun tanırım. Bir elini bacaklarımın altından geçirip diğerini de belimi tutarak beni yerden kaldırdığını düşündüm. Kucağındaydım. Hissedebiliyordum bunu. İçime çektim benim için tapılası güzellikteki kokusunu Yine yumdum gözlerimi bir daha açmamak adına...


---------

Öncelikle merhaba. Bu benim ilk hikayem. Bu yüzden yanlışlarım olabilir ama yanlışlarımı dile getirirseniz ben de düzeltmeye çalışırım. Eger anlamayanlar olduysa diye tekrar edeyim. Genç kızımız hic beklemedigi bir anda bir zamanlar hayatını adadığı adamı görür ve bayılır. Bayıldığı zaman da geçmişte yaşadıkları bir film şeriti gibi gözlerinin önünden geçer. Biz hikayemizin başlarında genç kızımızın o an neler gördüklerini okuyacagız ve sonra genç kız uyanacak. Uyandığı zaman da eskiden hayatının adamı olduğu inandığı kişiye vereceği tepkiyi sizin yorumlarınızla belirleyeceğim. Okuduğunuz için ve verdiğiniz (vereceğiniz) destek için çok teşekkür ederim. Sağlıcakla kalın.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 13, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin