...

4 0 0
                                    

Yeniden bir pazartesi sabahı.hatta bazılarının 2. Pazartesi sabahı...
Tık,tık,tık...
"hey Stephen bayan Abella geliyor.Topuk seslerini duyabiliyorum. Bugünün taslaklarını hazırladın umarım"
"Ah hadi ama o kaltak-"
"Düzgün konuş eğer duyarsa-"

Bayan Abella geliyordu.Artık koridorda topuk seslerini duymalarına gerek yoktu.Onun varlığını farketmeyecek birinin kör,sağır,veya da kokuları algılayamıyor olması gerekirdi.O muhteşem zengin parfümünün kokusunun verdiği rüzgarla savrularak kendini belli eden gölgede bile parlayan dolgun sağlıklı mat ve doğal hareketli saçları, çekik gözleri ve minik burnuyla kusursuz bir yüz hattına sahip olması yetmeyip sürdüğü vişne çürüğü ruju, çekici fiziği ve uzun boyunu ortaya çıkaran asil siyah dar elbisesi ve altına giydiği süper lüks ve yüksek topuklu ayakkabıları, bembeyaz kusursuz masum teniyle etkileyemeyeceği bi insan olmadığını düşünüyordu isabel.Belkide İçinde ona karşı tatlı bir kıskançlık vardı.Her sabah, öğle ve akşam ona hayranlıkla bakıyordu.Hem bu kadar güzel ve zenginken hemde bu kadar tatlı ve mütevazi biri nasıl olabiliyordu?

Stephen ise içinden konuştuklarının duyulup duyulmadığını merak ediyordu.Abella masum ve mütevazi olabilirdi fakat asla salak değildi. Özellikle iş hayatında yanında daima sadık başarılı ve dürüst insanlar isteyen birisi olduğundan Stephen ın yüzünden ne kadar korktuğu anlaşılıyordu.Yada belkide dıştan görünen buydu.Kimsenin içinden geçenleri bilemeyiz öyle değilmi?

Abella ofisine girmek üzereyken Stephena bir bakış attı ve çok enerjik sesiyle "Günaydın"dedi.Konuşulanları duyup duymadığını kimse bilemezdi.Sinirlendiğinde normal konuşma tonundan asla ödün vermeyecek kadar asildi.
"Günaydın bayan Abella "
"Günaydın"

Abella odasına girip ofisinin gördüğü şehir ve deniz manzarasına bakakalıp biraz kendiyle başbaşa kaldıktan sonra (ki her sabah bunu yapması için bütün işer bekletilirdi)
Stephenı odasına çağırdı.
Stephen gergin gözükmüyordu.Bu rahat bir insan olmasından kaynaklanıyor olabilirdi.Fakat kim öyle bir kadının karşısına rahatlıkla çıkabilirdiki.tabiyki bunlar isabelin düşünceleri. herkes aynı şekilde düşünmek zorunda değil öyle değilmi?
Stephen Abella'nın odasına girdi.isabelin masası ofisin tam karşısında olduğundan ve ofiste camekanla kaplı olduğundan herşeyi rahatlıkla görebiliyordu.Araları gergin gözükmüyordu.Stephen odadan çıktıktan sonra isabel nolduğunu sordu.Cevabı ise "sadece biraz fırça çekti hepsi bu" olmuştu. Ama nasıl? Belki ben yanıldım diye düşündü isabel.Sonuçta henüz burada sadece 2 haftadır çalışıyordu.

Saatler geçtikten sonra isabel'e bir telefon geldi
-Alo?
-Merhaba ben karakoldan arıyorum.
-Fakat numaranız?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 14, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Parlak MücevherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin