Uyandığımda yanımda kimse yoktu. Üstümdeki montu alarak ayağı kalkıp giydim.İçimden de onu sövdüm. Montumun zincirini çekecekken kanepenin üstündeki montu fark ettim. Ona ait olmalıydı. Montumu alıp kapıya doğru yürürken birinin dışarıyı gözetlediğini fark ettim. Biraz daha yaklaştığımda o olduğundan emin olduğumda "Ne yapıyosun" dedim yüksek sesle.
Sus der gibi yaptıktan sonra kolumdan çekerek buz gibi duvara yapıştırdı sırtımı " Sus " dedi tekrardan.
Başımı onaylar şekilde salladım. Biraz sonra 'şimdi koşmamız lazım' deyip elimden tutarak koşmaya başladı. Ne için koşuyorduk? Ben neden koşuyordum? Veya birinden mi kaçıyorduk? Bu soruların cevabını bilmiyordum. Alışveriş merkezinden dışarı çıkmıştık. Nefes nefese kalmış bir şekilde soru sorarken ani dönüşüyle kafalarımız çarpışmıştı.Utkunun Ağzından***
Kafalarımızın çarpmasıyla yine cırlamaya başladı ve bir şeyler söylemeye devam etti.Etrafa bakınırken "yardım edeyim mi?" diye sordum.Anında '' istemez''diye cevap verdi tersleyerek.
''Biraz olumlu cevap versen''dedim ona bakarak.Kolundan tutup arabamın olduğu yere doğru götürerek arabaya bindirip kapıyı kapattım.Arabada sessizlik hakimdi. Kollarını göğsünde birleştirerek yola bakıyordu. ''Bu kadar sessiz olacağını tahmin etmemiştim'' dedim gülümseyerek.Cevap vermemişti.
''Acıktın mı ?'' diye sordum.Yine soruma cevap vermemişti.
"Adın ne?''
''Sana ne'' dedi yüksek sesle.
''Adın ne dedim.'' cevap vermediği için arabayı durdurmuş ona bakıyordum.
''Bir daha karşılaşmayacağız zaten bilmene gerek yok '' dedi tatlı cadı.
''Sen öyle san'' dedim gözlerine bakarak.Sonra da arabayı sürmeye devam ettim.
Simay'ın Ağzından***
Eve gelmiş kendimi yumuşacık yatağımı üstüne atarak yorgunluğumun geçmesini bekledim.Biraz da olsa uyumak istiyordum.
Gözlerimi kapattıktan kısa bir süre sonra tekrar açtım. Sanırım uyumayacaktım. Yataktan kalkıp masaya geçerek çizim yapmaya başladım. Çizim yaparken aklıma hep o geliyordu. Gözlerimin içine bakması farklıydı . İlk defa birine güvenmiştim. Korkmamıştım. Ne kadar da düşünceli biriydi. Hiç öyle gözükmese de korktuğumu görüp gitmemişti.Oysa ben onu yere düşürmüş ve yanında olduğu için de ona 'sapık' demiştim.Ben olsam kendime dayanamazdım.Gülümsedim. Sesli düşünmüştüm sanırım.
''Bence de'' dedi Buse gülümseyerek. Daha sonra gözlerini kapatıp uyumaya devam etti. Ben ilk defa böyleydim. İlk defa bir insana karşı bu kadar agresiftim. Neden olduğunu anlayamadığım bir sinirdi bu. Hiç kimseye bu kadar kaba davranmazdım oysa ki. Neden böyle olmuştu? Neden böyle hissetmiştim?Kafam dağınıktı ve çizim yapmamı engelliyordu. Elimdeki kalemi bırakarak oturduğum sandalyeden kalkıp dolabıma doğru yönelip bir şeyler seçtikten sonra giyindim. Aynaya bakarak hazır olduğumdan emin oldum.
Neden heyecanlanıyordum ki? Belki de heyecanlanmam normaldi. İlk karşılaşmamız da veya dalga geçti zamanda da aynı heyecan hissetmiştim. Ne düşünüyordum ben böyle! sorduğum sorulara cevap verememiştim.
Silkelenerek düşüncelerimden kurtuldum. Buse'nin hala uyuduğunu gördüm ve sırıtarak "İntikam Zamanı" dedim. Sessiz bir kötü kadın kahkahası atarak yanına doğru yavaş adımlarla yürürken birden Yorganı kafasının üstüne attı. Hatalı olduğunu biliyordu.
"Beni nasıl unutursun" dedim yüksek sesle kolunu çekiştirerek."Yorgunum" dedi yorganı kafasının üstüne çekerek.
"Bana bak!"
"Geldim ama sen orada değildin" dedi bana bakarak.Sonra devam etti;
"Eve geldin sandım bende.Telefonunu da almamıştın arayamadım seni" dedi üzgün bir yüz ifadesiyle."Orada olduğunu bilmiyordum, gerçekten" diye de ekledi.
" Simay gerçekten üzgünüm" dedi yataktan kalkarak. Bakışlarından üzüldüğünü fark etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Görüşte Aşk (duzenleniyor)
Short StoryHer aşk güzeldir ama ilk aşk en güzelidir imkansız gibi gelir yorar üzer ama en mutlu eden de o değilmidir? Aynı okulda okulda okuyan ama birbirlerinden bile haberleri olmayan kaderin bir cilvesi ile karşılaşan ve yılbaşı gecesinden sonra yeni bir...