Ne Olur Bırakma Beni

42 5 0
                                    

Ben Kerem babamdan kalan mirasla Türkiye Zenginlerin'denim. Babam ünlü bir iş adamıydı yedi yıl önce kanserden hayatını kaybetti. Annemi hiç tanımadım, tek başıma sessiz sıkıcı bir hayat sürüyorum. Aralık'ın son günü sabah uyandım yataktan gerinerek kalktım hizmetçime söyleyip bana kahve yapmasını istedim. O sırada lavaboya yüzümü yıkamaya gittim yüzümü kurulamak için elime aldığım havluyla içeri girdim yüksek camlı odamdan dışarı bakarken ağaçların etrafında yiyecek arayan kuşları seyrettim. Hizmetçim Neşe kahvemi getirmişti havluyu bir kenara atarak kahveyi aldım, elime aldığım kahvenin dumanı camda buhar yapmıştı elimle silip düşen kar tanelerine baktım arkamı dönüp bilgisayarın başına geçtim kahvemi bilgisayarın yanına koydum. İnternet teki etkinliklere bakarken ünlü iş adamlarının yılbaşı partisi düzenlediğini gördüm. Hemen altta yazan numarayı arayarak adımı listeye yazdırdım. Akşama daha çok vakit vardı, biraz çıkıp şoföre beni kahvaltı yapabileceğim bir restorana götürmesini istedim, yarım saatlik kahvaltıdan sonra bahşişle birlikte 300 lira bıraktım. Şoföre sahile çekmesini söyledim şehri seyretmeyi seviyordum insanların titreyen vücutlarını, üşüyen ellerini okşamalarını, soğuktan kuyruğunu kıstırmış köpeği, dalganın gür sesi hayata bakış açım hep böyleydi. Oturduğum yerden kalktım arabaya yöneldim artık eve gitme vakti gelmişti. Akşam oluyordu hazırlanmaya başlasam iyi olacaktı. Yarım saatlik bir duş aldıktan sonra banyodan çıkıp havlumu belime doladım. Oturup telefonu elime aldım bırakıp bilgisayardan müzik açtım, hem dans ediyor hemde dolabımın karşısına geçmiş ne giysem diye düşünüyordum. Umurumda olmadan bir tane askı çektim, harika görünen mavi takımımı seçmiştim. Mavi takımımın içine beyaz noktalı gömleğimi sonrada parlak ayakkabılarımı giydim kravat olarak mavi mor çizgili kravatımı taktım en pahalı ve gösterişli saatimi koluma geçirip saçlarıma şekil vermek için banyoya geçtim biraz saç kremi sürdükten sonra fön çektim artık hazırım. Evden çıktım telefonuma baktım bir saat vardı. Son model arabam kapıda bekliyordu şoföre gideceğimiz yeri söyledim.kırk dakikalık bir yol beni bekliyordu şoföre müzik açmasını söyledim. Bir yandan da telefonuma bakıyor sanal alemde geziyordum.Partinin bulunduğu alana gelmiştim şoför arabadan inip kapımı açtı kravatımı düzelterek arabadan indim. İçeri girdiğimde her şey harikaydı en pahalısından içkiler masalarda hazırdı, en lüks dekorasyonlar yapılmıştı. Bir masaya geçtim etraftaki insanlara bakmaya başlamıştım gece etrafta birçok bayanın gözü bendeydi fakat hiç biri bana göre değildi. ünlü iş adamlarıyla tanışıp sohbet ettik hepsi çok eğlenceli insanlardı. Gece ilerledikçe içerisi kalabalıklaşıyordu içeri her girene bakıyor üşüdükleri burunlarından ve yanaklarından belli oluyordu. Karşıdaki masaya dar kırmızı elbisesiyle sarışın bir bayan oturmuştu parlak takıları vardı güzelliğiyle gözlerimi parlatıyor beni kendine çekiyordu oldukça dikkat çekiciydi içkimden yudumlarken onun ne kadar harika bir güzelliğe sahip olduğunu düşünüyordum. Daha fazla düşüncelerime engel olamadım, karşıdaki masaya doğru ilerledim "iyi akşamlar bayan" nazik bir şekilde cevap verdi "iyi akşamlar" diyerek gülümsedi. Dişleri inci beyazlığında kırmızı rujuyla göz alıyordu. Kendimi tanıtmaya başladım, daha da ilerleyen saatlerde içkinin etkisinden olacak ki çok fazla gülmeye başladık ara sıra saçlarını okşuyor elini boynuna doluyordum. Kendime engel olamıyordum. İçerisi çok bunaltıcı olmuştu dışarı terasa çıktık elimizdeki içkilerin yanına sigara yakmıştık, bardağımın içine düşen kar tanesini görünce gülmeye başladık. terasın manzarası şehri ayaklarının altına alıyordu. Zaman geçtikçe sohbet çok ilerlemişti böyle bir güzellik kesinlikle benim olmalıydı dedim kendime. Sesler yükselmişti 10,9,8,7,6... geri, geri sayarken kafamızı havaya kaldırdık gökyüzü havai fişeklerle aydınlanmıştı. İçeri döndüğümüzde müziğin sesi yükselmiş herkes dans ediyordu. Tanıştığım kızın adı Ece' idi ona dönerek dans edelim dedim. Deli gibi dans ediyorduk koluma giriyor dönüyorduk ben onu döndürüyordum kucağıma yattığında dayanamayıp bir anda ellerimi boynuna dolayıp onu dudağından öpmeye başladım. Bir süre öpüştükten sonra artık kendime hakim olamadığımı anladım. Ece de bana karşı bir şey hissediyordu beni istediği her halinden belliydi. Dan etmeye devam etmiştik, uzun bir süre hiç oturmadık müzik durdu ve herkesi masaya davet ettiler. İş adamları holdingleri hakkında konuşuyor ortaklık bile düşünüyorlardı. sıra bana geldiğinde babamın holdinginin adını verdiğimde büyük sessizlik oldu iş adamlarından biri bana holdingimin çok değerli olduğu açıklama isteği duydu ben bu tür konularla ilgilenmezdim izin isteyip masadan kalktım. Ece'de hemen peşimden gelmişti terasa çıkıp bir sigara daha yaktım. Ece'de bana eşlik etti, saatler su gibi akıyor ne ara zaman geçtiğini anlamıyorum. O kadar çok içtim ki bazen ne dediğimi bilmiyorum Ece'ye bakıp onu ne kadar çok arzuladığımı düşünüyorum. Dayanamayıp muhabbete girdim senden hoşlanıyorum benim ol güzel günlerimiz olur. Yanıt olarak bende sana karşı boş değilim demesiyle yapıştım dudaklarına onu her fırsatta öpmek hoşuma gidiyordu. Otele gitmeye karar verdik saat 03:00 a gelmişti otelde onu daha yakından tanımaya başladım anlatırken bir yandan kırmızı şarabımızı içiyorduk. İki kardeşini ve babasını trafik kazasında kaybetmiş, annesini 3 yıl önce kalp krizinden kaybetmiş. Bu kadar üzülme yeter deyip müzik açtım dans ediyorduk salsa bilmiyorduk ama bizim için çok eğlenceliydi. karnım çok acıkmıştı Ece'nin de acıkmış olacağını düşünüp odaya siparişleri söyledim. Çok gecikmeden odanın kapısı tıklandı kapıyı açıp yemekleri aldım. Güzel bir film açtık hem yemeğimizi yiyor bir yandan da filmi izliyorduk saat 04:47 olmuştu Ece'ye duşa girmem gerektiğini söyledim.En son ayağa kalkıp beni kravatım dan kendine çektiğini ve dudaklarım dudaklarıma yapıştı...

Gözlerimi açamıyordum üstümde bir rahatlık hissi vardı ama yorgun olduğumu anlayabiliyordum. Yavaşça gözlerimi açtım üstümde hiçbir şey yoktu ince bir çarşaf kapatıyordu vücudumu çarşafı üstümden atıp Kalkıp duşa girdim sıcak duş çok iyi gelmişti gerçekten. Çıktığımda aynadaki notu gördüm "aşağıda bekliyorum ece" yazıyordu. Hazırlanıp aşağıya indim otelin restoranında beni bekliyordu yanına doğru ilerleyip günaydın öpücüğü kondurdum. Masaya oturdum dışarısı soğuk gözüküyordu, arabaların üstünü kaplayan karı izliyorduk ikimizde, Ece iç çekerek "dün akşam benim için çok güzel bir gündü" diyerek güldü. Tam cevap verecekken garson gelip ne istediğimizi sordu. Lüks bir kahvaltı sofrası kurulmuştu, kahvemden yudumlarken ondan gözlerimi alamıyordum o ise kışın eşsiz manzarasını seyrediyordu. Kahvaltımızı yaptıktan sonra artık bizim için her şey bitmiş sayılırdı. Otelden ayrıldık karın üstünde ayak izleri bırakarak yürümeye başladık. Ece oturmak istedi ıslak olmayan bir bank bulup oturduk,kolumu boynuna sararak eşsiz manzarayı seyrediyorduk. Oturduğum yerden kalktım yere eğilip elime kar aldım avucumun içinde sıkarak kar topu yaptım Ece'nin üstüne attım. Gülerek bağırdı "heyyyy" kalkıp kendide bir kartopu yaptı ve tam kafamdan vurdu. Ona doğru koşarak sarıldım. Ellerimi beline dolayıp döndürdüm daha sonra ikimizde kara doğru uzandık. Havaya uçuşan kar taneleri arasında gülüşlerimiz çok güzel gözüküyordu, mutluluğumuz her halimizden belli olacak ki herkes bize bakıp ayy çok tatlı gibisine cümleler kullanıyorlardı. Ona doğru döndüm güldükten sonra dudağına öpücük kondurdum oda gülüyordu hayatından oldukça memnun olmalıydı. Onunlayken üşüdüğümü hissetmiyordum, adeta o benim içimi ısıtmayı başarmıştı. Aya kalkıp onu kaldırdım burada beklemesini söyledim beni göndermek istemedi sana söyleyemem hemen döneceğim diyerek yanından arabayla uzaklaştım. Benim onu bırakıp gitmemden korkuyordu belli ama asla öyle bir şey yapmayacaktım yapamazdım ona çok bağlanmıştım.Geri geldiğimde o yoktu gitmiş olabileceğini düşündüm ona ulaşabileceğim bir numara bile yoktu, bağırmaya başladım "ecee eceee neredesin?" hiçbir yanıt yoktu. Biraz yürüdükten sonra bir kalabalık gördüm kalabalığa karışmış olabileceğini düşündüm koşarak kalabalığa yaklaştım aralandıklarında eceyi yerde yatarken gördüm gözlerimden yaşlar akmaya başladı yanına eğildim. Bıçaklanmıştı arabaya götürüp hastaneye ilerledim. Hastaneye geldiğimizde eceyi kucağıma alıp bağırmaya başladım "sedye, sedye getirin" hastanede sesim yankılanıyordu hemen bir sedye getirip ameliyat için hazırladılar. Ameliyathanenin dışında beklerken ceketimin cebinden çıkardım kırmızı kutudaki tek taşa bakıp ağlıyordum ona evlenme teklifi edecektim ama olmadı. Her şey benim yüzüme onu bırakıp gitmemeliydim. Doktor dışarı çıktı içeri gelmelisin dedi, koşarak içeri girdim gözleri açık bir şekilde bana bakıyordu. Gözyaşlarım durmuyor aksine daha da fazla akıyordu. Bana dönerek "sana teşekkür ederim, en güzel günüm sensin seni seviyorum" diyerek gülümsedi. Elimdeki yüzlüğü göstererek "ne olur bırakma beni seni seviyorum" deyip parmağına yüzlüğü geçirdim kafamı ona çevirdiğimde gözleri kapalıydı. Cihazlardan sesler yükseliyor doktorlar panik yapıyor bir yandan elektro şok cihazını hazırlıyordu. Dışarı çıkarıldım elimden bir şey gelmiyordu, bağırıyordum sesim gökleri delsin diye yaradana sesleniyordum onu korusun geri döndürsün diye. Çok sürmemişti o kapının açılması karşıma geçerek onu kaybettiğimizi söyledi. Elimi kendine çekti avucumun içine yüzlüğü koyarak gitti.







Yeni Yıl Aşk Vurgunu #WattyTR2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin