HAYATIM NE KADAR TUHAF OLABİLİR Kİ?

334 23 16
                                    


Uyandığımda ter içinde kalbim hızlı bir şekilde atıyordu. Gene nefes nefese kalmıştım, elim aniden boynumdaki kolyeme gitti. Ne zaman böyle olsa elim hep boynumdaki kolyeme kayıyor. Kayboldu sandım boynumdaki gümüş benim için çoğu şeyden daha önemli. Babam bu kolyeyi bana 12. Yaş doğum günümde vermişti o zamandan beri boynumdan hiç çıkarmıyorum, melek şeklinde gümüş bir kolye.

Ben bu evde doğdum, bu odada gözlerimi açtım. Annem ben doğarken vefat etmiş kalbi durmuş, o yüzden bu odayı seçtim. Annemden hatıra kalan tek şey boynumdaki kolye şuan kaldığım bu oda. Aklım gene sabah gördüğüm kâbusa takıldı. Her sabah bu kâbusu görmem çok mu normal?

Ayağa kalktım ve kendime gelmek için elimi yüzümü yıkadım. Aynaya kendime baktığımda her zamanki gibi yüzümün rengi gitmişti. Üvey annem...

" Angelina kahvaltı hazır tatlım." Diye aşağıdan seslendi.

" Geliyoruuuum! " uyku sersemi bağırsam' da sesim kısık ve kalın çıkmıştı. Babamın ikinci evliliğiydi annem beni doğururken ölünce hayata devam etmek için Elenor adında tatlı bir bayan bulmuş. Bana çok iyi davranıyor gerçek anne hissi veriyor. Genellikle kötü üvey anneler çok olur fakat ben bu yönden şanslı çıktım. Bu yüzden tek mutluluğum bu kadın sayesinde sanırım. İşin garibi babam beni mecbur kalmadıkça konuşmaz. Babam annemle ilgili ağzından tek laf çıkarmaz ismini bile bilmiyorum ve bunu bilmek hakkım. Benim doğumum yüzünden annem öldüğü için belki' de babam beni sorumlu tutuyor. Çatı katını seçme nedenim belki' de ile ilgili birkaç şey öğrenebilirim umuduydu, Ölene kadar bu evden gitmeyeceğim. Babam mütait eski evleri yıkıp yeni binalar yapıyorlar. Hatta bu evi' de kendisi inşa etmiş.

Dublex 5 oda 1 salon 2 banyo ve bodrum katı tabiki' de. Bu kadar tanıtım yeter bence bugün sınavım var okula geç kalmamam lazım. Çantamı aldığım gibi aşağıya indim mutfağa girdim. Üvey annem krep yapıyordu neşeli bir şekilde yanağına öpücük kondurdum.

" Günaydın annelerin bir tanesi." Deyip masaya geçtim. Tam karşımda üvey kardeşim David oturuyordu. Kendi tanımımla bay ukala, benden 3 yaş büyük ve hiç anlaşamayız hep kedi köpek gibi kavga ederiz. Evet, bu evdeki neşe kaynağım üvey annem olsa bile David neşe kaynağımı alıp götüren rolüne sahiptir.

Alaycı bir ses tonuyla " Günaydın sevgili kardeşim." Dedi. Zaten bana bir gün karışmasa dayanamaz ölür beyefendi. Üvey annem bir elini omzuma koydu diğer elinde tava ile David' e...

" David kardeşinle uğraşmayı bırakır mısın? " David sustu ve üvey annem tabaklarımıza krep koydu bende yemeye başladım ve David'in iğrenç sesi gene konuşmaya başladı.

"Anne hala öğrenemedi mi? Karşılaştığımızda bana dikkatli ve rahatsız edici şekilde bakıyor. Çok saçma. "

Kendini ne zannediyor bu? Ben kaşlarımı çattım ağzımdaki yemeği zor da olsa yuttum, şaşırmıştım istemsiz alaycı gülüşüm ile ona baktım.

" Sen ne dediğinin farkında mısın?"

Altın sarı saçları masmavi gözleri gülümsediğinde parlayan dişleri ile cidden çekici olan bir üvey kardeşim var, dıştan taba ama normal olarak onun ukalalıklarını da katarsak iticilikten ölüyor. Benim ise beyaz bir tenim siyah kahverengi gözlerim tabi güneşte bal rengine dönüyor. Kalçama kadar uzun siyah saçlarım tabi güneşe çıkınca aralarında kızıl, altın rengi, mavi renge dönüşüyor. Dıştan rengârenk olsam da içim karanlık...

SAKIN ARKANA BAKMA!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin