Kısa Yol Hikayesi

539 12 5
                                    

İnsanların çoğu o kendisini o kadar okumaya verdi ki; çok basit duyguların bile uzun cümlelerle anlatılmasından etkileniyorlar. Herkes uzun yol hikayeleri dinlemek, hikayenin sonunda yaşamak için bir sebep bulabilmeyi istiyor. Ama okuduğumuz hikayelerin tersine yaşantılarımız kısa yol hikayeleriyle dolu. Asıl kahramanların hep uzun yola çıktıkları fikrine o kadar alışmışız ki, her gün kısa yollar kat eden ve hayatının sonunda yüzlerce kısa yol yürümüş çok uzun bir yol kat etmiş olacak kahramanlara karşı bir hissiyatımız kalmamış. 

Halbuki biz kitaplar, hikayeler okuyanlar; bizler kısa yol hikayelerinin kahramanlarıyız. Hayatımızda hiçbir zaman okuduğumuz olağan üstülükler gerçekleşmez, hiçbir zaman tehlike ile yüzleşip adrenalin yaşamamışızdır, hiçbir zaman fikirlerimizi korkusuzca ifade edip sonuçlarına sonuna kadar katlanmamışızdır. Ama bunları okumayı severiz. Çünkü hayal dünyamızda ki biz, korkusuzca hareket edebilir, okuduğu maceralerın çok daha tehlikelilerine atılabilir. Bir romanda çocuğunu kaybetmiş bir annenin macerasını sayfalarca okuruz da, kendi hayatımızda çocuğunu kaybetmemek için endişelenen annelerimiz bize bıkkınlık verir. Hayatlarımızı o kadar küçültmüşüzdür ki gözümüzde, bize göre bir romana konu olacak bir hayat yaşamıyorsak, sıradanız... 

Peki hiç düşündünüz mü romanlar, hikayeler, denemeler, seneryolar nasıl ortaya çıkıyorlar..? Bizden farklı yaşantısı olan insanlar tarafından mı? Bu soru akla ilk gldiğinde bile cevap beliriyor beynimizde. Ama hayallerimiz bazen o kadar kör edici olabilir ki... Yaşanmaya değer bulmadığımız hayatlarımızı günün birinde bir kitapta okusak acaba aynı sıkıntıları görebilir miydik? İçimizde hissedermiydik şu an ki çaresizliğimizi? Yoksa her kitabın sonunu heyecanla beklediğimiz gibi, hayır her şey güzel bitecek mi derdik? 

Çok umutlu bir şekilde okurduk çaresiz gördüğümüz hayatımızı, ama umutlu yaşamak istemiyoruz. Hayallerimizi amaç yerine beklenti haline getirip, mutsuz ve dertlerle boğuşan insalar olmaktan adeta zevk alıyoruz. Belki de her gün, her gece hayallerimizde ki hayattan ne kadar da uzakta yaşadığımızı düşünüp dertleniyoruz. O kadar imkansız görünen şeyler ki hayallerimiz, gerçek hayatta ki benliğimize bunları oturtamıyoruz. 

Halbuki insan ne için yaşar? Çok basit.. İnsan mutlu olmak için yaşar. İnsan mutlu olacağını düşündüğü için daha çok para, aşk, başarı ister. Bunların hepsi başlangıç itibariyle mutlu olma çabalarıdır. İnsan çocuklarını mutlu etmek, kendisini, ailesini mutlu etmek için yaşar. Ama bizler bunlara kör olmuşuz. Bizler artık sonu mutsuzda bitse sadece bizim yapamadıklarımız yapabilen kahramanların çok uzun hikayelerini okumakla, izlemekle yetinir olmuşuz. Hayallerimiz gerçeklerimizin o kadar üstüne çıkmış ki; üçe, dörde, beşe bölünüp kafamızda farklı insanlar olmuşuz. Her farklı benliğimize kafamızda farklı hayatlar çizip yaşatmışızda, gerçeklikte olan benliğimizi hayatın akışına savurmuşuz....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 27, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kısa Yol HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin