İkinci Bölüm

429 52 2
                                    

Merhaba yine ben:) Umarım hikayenin sonuna kadar benimle kalırsınız diyerek ikinci bölümü ekliyorum:) 

Medya: Luke Bennnett

Kate'in eli istemsizce boynuna gitmişti. Sıkıca tutturduğu topuzunun şu an fazla sıkı olduğunu hissediyordu, öyle ki bütün saç dipleri acıyordu. Durumun saçmalığının verdiği hisle; dudaklarına yerleşen boş gülümsemeyle adamın beklenti dolu gözlerine bakmaya başladı. Kendini tutmasa bu minik tebessüm histerik bir kahkahaya dönüşebilirdi. Tanrı korusun!

Bir hostes hiç tanımadığı bir yolcudan evlenme teklifi aldığında ne yapmalıydı? Lanet olsun ki gördükleri dersler içinde onlara bunun eğitimi verilmemişti. Evet, yolcu psikoloji dersi kapsamında sözlü veya fiziksel tacizle başa çıkmayı öğrenmişlerdi fakat bu çok farklı bir durumdu.

Peki, şimdi ne olacaktı?

Karşısında cevap bekleyen akıl sağlığından şüphe ettiği genç ve yakışıklı bir adam vardı-ha bir de onlarca yolcu. Genç kadın olabildiğince kibar bir tavır takınarak:

"Üzgünüm ama bunu yapamam Bay..."

"Bennett, Luke Bennett."

"Üzgünüm Bay Bennett."

Sessiz sedasız onları izleyen seyirciler ise bu duruma kayıtsız kalamamışlardı. Hep bir ağızdan "E-vet, e-vet!" nidaları ile uçağı inletiyorlardı. Kate kıpkırmızı kesildiğini hissetti. Kendisini bu ateşe atan -kabul böyle olacağını o da bilemezdi- Celine'e yardım isteyen bakışlar yolladı. Celine ise ona göz kırptıktan sonra ellerini iki yana açıp "yapabileceğim bir şey yok" dercesine omuz silkti. Kate bakışlarını önce Luke'a -Tanrı aşkına! Adama adıyla mı hitap etmeye başlayacaktı- ardından da yolcu kalabalığına çevirdi, tam ağzını açmıştı ki Kaptan Skylar'ın insanın içini gıcıklayan ses tonu kulakları doldurdu:

"Evet, bayanlar, baylar yine bir yılbaşı seferinde siz yolcularımızla birlikte yeni yıla girmiş bulunmaktayız. Mutlu yıllar! Birazdan içecek servisimiz başlayacaktır."

Ne yolcular ne de Kate bu iyi dileklerle dolu cümlelerin üzerinde duruyordu. Zira yeni yıldan daha önemli bir şey daha varsa o da şu anki pembe dizi kıvamındaki tabloydu. Tüm yolcular merak ve kınama dolu bakışlarını genç kadının üzerine dikmişti. Kate bu bakışları cevapsız bırakmamak ve bu duruma bir son vermek adına kararlı bir tavırla;

"Ah hadi ama onunla daha yeni tanıştım, nasıl evet dememi beklersiniz?" dedikten sonra koltuklar arasındaki dar koridordan hızla geçerek servis arabasının başında bekleyen Celine'e yöneldi. Asıl hedef tabii ki servis arabasıydı, Celine'in icabına daha sonra bakacaktı. Arabayı içindeki şampanya şişelerini tıngırdatacak kadar sert bir şekilde kızın elinden aldıktan sonra yolcuların bakışları eşliğinde geldiği koridoru adımladı. Ancak pek fazla ileri gidememişti çünkü Bay Bennett aynen bıraktığı gibi koridoru işgal etmeye devam ediyordu. Bu ne çeşit bir yüzsüzlüktü! Yolculara attığı bakışı genç adamın üzerinde de uyguladı ve onu yerine geçmesi için uyardı:

"Lütfen yerinize geçer misiniz? Burada olmanız güvenli değil."

Genç adam bu öğrenilmiş çaresizlik karşısında daha fazla direnemedi ve büyük umutlarla kalktığı koltuğuna yöneldi. Tamam, umutları o kadar da büyük değildi ama en azından bu kadar net bir şekilde reddedileceğini sanmıyordu. Yüzündeki ifade yaşadığı hayal kırıklığını birebir anlatıyordu.

Kate servise Bay Bennett'ın oturmadığı taraftaki koltuklardan başlamıştı. O sırada altmışlı yaşların sonunda görünen bir kadın kendisini yanına çağırınca masayı kenara ittirerek kadının yanına geçti.

YILBAŞI SEFERİ#FİNAL OLDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin