"Zor geliyor artık katlanamıyorum" dedi kadın "gelmeyeceğini bile bile beklemek zor geliyor." Ben seni herşeye rağmen severken senin başkalarına bakıp başkalarına gülümsemen nasıl dayanılmaz bir acı biliyor musun? Bilemezsin tabi nerden bileceksin ki çaresizliği, umutsuzluğu, sevilmemeyi etrafında bu kadar insan varken. Ama şunu unutma ki kimse benim kadar sevemeyecek seni anlıyor musun?" Diyerek hızla uzaklaşmaya başladı kadın sevdiği adam tarafından sevilmemek ağır geliyordu. Hava soğuktu ve yürümek istiyordu. Sadece yürümek karanlıktan gökkuşağına ulaşıncaya dek.
Artık dizleri tutamaz hale gelmiş yeşil ve iri gözlerinde akmak için yaş kalmamıştı. Yine her zaman ki oturduğu deniz kenarının yanındaki banka oturmustu. Seviyordu burayı. Ne zaman canı yansa ne zaman üzülüp kırılsa bağıra bağıra ağlamak için gelirdi buraya. Çünkü o denizlerin insanların göz yaşlarının birikimi olduğuna inanırdı ve bir kaç damala daha akıtmak içinde yine buraya gelmişti. Ama artık kurumuştu yaşlar. Ne derdi büyüller acı doruğa ulaşınca gözlerden yaş gelmezmiş. Her halde onunda acısı zirvedeydi. Sessizce mırıldandı "ağlamıyorum artık, yalnız değilim, tek başıma ayakta duracak kadar güçlüm ve artık "sevmiyorum " derken derken farkedebilmişti ağladığını. Demek ki acı daha doruğa ulaşmamış. Daha çekecek çok acsı varmış...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensizliğin Dibi
ChickLitAynı acıları, aynı yalnızlığı, yaşamışızdır belki seninle. Belkide beraber ağlamışızdır bir deniz kenarında. Şimdi de aynı huzuru arıyoruzdur bir kitapta. Gel huzuru ve bir kaç parça umudu paylaşalım seninle. Ben anlatayım sen dinle.