Bölüm-2

52 6 8
                                    

Multimedia da karakterler.□□□

1962 ,26 ARALIK, LOS ANGELES

"Jingle bells, jingle bells, jingle all the way!O what fun it is to ride in a one-horse open sleigh.Jingle bells, jingle bells, jingle all the way!O what fun it is to ride in a one-horse open sleigh."

"Hadi Eva sende şarkıya katıl"
"Hadi ama Eva."
Genç kız arkadaşını Noel şarkısına eşlik etmesi için ısrar ediyordu. Genç  kızın aksine arkadaşı somurtkan ve mutsuzdu. Noelle inanmazdı.Genç  kızın en sevdiği özel gündü belkide Noel. Yeni yıla girerken her şeyin daha iyi olacağını , yeni bir başlangıç yapacağını düşünüyordu. Eva ise Noel'in kötü şans getirdiğini düşünüyordu. Şarkı bittiğinde insanlar eğlenmeye devam etti. Kimisi kartopu savaşı yapıyor  kimisi ise karın ve Noel'in keyfini sohbet ederek geçiriyor,  kimisi ise evde sıcacık şöminenin yanında oyunlar oynuyordu. Isabella-genç kız- , Eva'nın kolundan tutup "hadi içeri geçelim"
dedi. Eva oflayarak , Isabell'i izledi.
Eva"Seni annemin odasına götüreyim mi" dediğinde Isabell şaşkınlıkla ona baktı. Eva'nın ailesi ölmüştü. Isabell çok iyi biliyordu , Eva nın davranışlarının nedeni ailesiydi. "Cevap vericek misin?"
"Olur ," dedi.
Eva'nın ailesi yılbaşı gecesi ölmüştü. Üstünden 8 yıl geçmişti. Eva o zamanlar daha 6 yaşında küçücük bir kızdı. 10 yaşına kadar ailesinin yurt dışında olduğunu sanıyordu. Bunların nedeni sadece aptal bit trafik kazasıydı.

29 Aralık 1954 'de Eva'nın ailesi bir haftadan uzun bir süredir her akşam kavga ediyordu. Yılbaşı gecesi ailesi yine şiddetli bir şekilde kavga ediyordu. Eva ise salondaki Noel ağacının yanına oturmuş , şarkı söylüyordu. Annesi ve babasının seslerini duyduğunda merdivenlere doğru yöneldi ve yukarı çıktı. Ses odalarından geliyordu. Eva kapıya yaklaştı, kapı aniden açıldı. Kadın , Eva'yı gördüğünde eğilip küçük kızının saçlarını okşadı. "Güzelim biz babanla birazdan geleceğiz. "
dedi. Eva endişeli bakışlarını yolluyordu annesine. Babası odadan çıkıp "hadi"
diye kükredi. Kadın, kızının "Anne nereye?"
demesini umursamayarak dışarı çıktı. Eva hemen cama koştu. Babası, annesinin kolundan tutmuş , zorla arabaya bindiriyordu. Eva cama vurup "baba!"
diye bağırmaya başladı. Eva o gece annesini ve babasını son kez görmüştü.

"Eva "
"Dünyadan Eva'ya "
Isabell'in sesini duyduğunda kafasını hızla çevirdi. Eva'ya endişeli bir şekilde bakarak "iyi misin?"
dedi. Cevap vermedi. Annesini ve babasını düşünüyordu. Artık onları unutması gerekirdi değil mi?

29 Aralık 2015
17.49

"Anne!!"
Annemin nerede olduğunu bilmiyordum. Noel yemeği için malzeme almamız gerekiyordu. Tabi Mrs.Perry ortalarda yoktu. Ahh! söylememe gerek var mı? Yan malikane- halk dilinde orası cinayet evi olarak geçiyor- gitti tabiki. Mutfaktan çıkıp yavaş bir şekilde salona doğru yürüdüm. Duvardaki tabloların gözleri benim üzerimde olduğunu hissettim. Doğduğumdan beri bu evdeyim. Bu evden , bu sokaktan, bu kasabadan , bu şehirden nefret ediyordum. Üniversiteyi uzak bir yerde okuyacaktım. Annemi ikna etmiştim. Aslında... ikna etmesem de giderdim, kaçardım yani. Bu evde bir sorun var demiyorum. Hepsi cinayet evinden geliyor. Her gece yanımdalar aslında, alıştım bir süre sonra . Alıştım derken de sadece Toby'e . Kapının gıcırtısıyla annemin geldiğini anlayıp "Anne!"
diye bağırdım. Yanıma geldiğinde "Haydi çıkalım. "
dedi. Ben arabaya binerken annem kapıyı kilitkiyordu. O sırada arkamdan Isabell seslendi "Hanımlar nereye ?"
Bu kadından nefret ettiğim için cevap verme zahmetine girmedim. Annem 'in ise en yakın arkadaşı olması sinirlerimi bozuyordu. Annemi birçok kere o kadınla konuşmaması söyliyerek uyardım ama annem ona karışmamam gerektiğini söyledi.  Tabiki karışacaktım. Isabell , Tom'un annesiydi.
"Eve geldiğimde seni ararım. Bize yardıma gelirsin. "  diyen anneme kaşlarımı çatarak baktım. Ne yani ? Yan malikanede oturmasından bile rahatsız oluyorken bizim eve Noel yemeği için yardıma mı gelecekti? 
"Cherry ve Tom'da umarım akşam gelir." diye devam etti annem. Tanrım!!! Neden ben? Arabayı çalıştırdığımda annem Isabell 'e şirin bir gülüş atarak arabaya bindi. Bana baktığını hissettiğimde kafamı çevirmeden arabayı sürmeye başladım. Yol boyunca hiç konuşmadık. Aslında Noel den nefret ederdi annem. Ama garip bir şekilde şu an Noel için çok mutlu. Büyükannem ve büyükbabam da akşam bizimle olsun isterdim. Okulun yarısı bitmişti nerdeyse ve ben dayımın yanına gidecektim. Ki düşününce Toby ve Cherry 'i son kez görmek iyi olacaktı. Onlarla konuşmam gerekiyordu. Beni gerçekten korkutuyorlardı. Yaşayan bir ruh arkadaşınız var. Düşünsenize ne kadar berbat.

Cherry'den

Son kez aynada kendime bakıp tatlı ve sinsi bakışımdan attım. Aşağıya inip Tom'u aradım. O sırada yanıma gelen Lua'yı farkettim.
"Nereye böyle? "
"Kes sesini Lua. 85 yaşına geldin hala vır vır konuşuyorsun sen. "
"Kos sosono." Göz devirerek dışarı çıktım. Anastasia'nın evine geldiğimde kapıyı tıklattım. Arkamdan birinin gözlerimi kapatmasıyla çığlık attım ve kapının açılma sesini duydum.

Anastasia 'dan

Kapıyı açtığımda Cherry 'in çığlığı ile gözlerimi fırlatıp baktım. Tom elleriyle Cherry'nin gözlerini kapatmıştı. Tom'un bakışlarını üzerimde hissettiğimde arkamı dönerek gittim. Annem ve Isabell yemeği hazırlamıştı. Tom ve Cherry'de içeri girdiğinde etrafa aval aval baktım. "Bana yardım eder misin Anastasia?"
diye bağıran Lau ya doğru yürümeye başladım. "Senin burda ne işin var Lau."
"Seninle bir şey konuşmam lazım. "
"Çabuk söyle. "
"Ev satılığa çıktı."
dediğinde kaşlarımı kaldırıp 'ne demek istiyorsun' bakışı attım.
"Sadede gel"
"Eve yeni bir aile gelicek. Tom ve Cherry'in onlara yapacaklarını düşün. Buna izin veremeyiz."
"Hey bu senin umrunda mı 200 yıldır malikaneye bir sürü aile geldi ve senin tek yaptığın kadınların kocalarını çalmak oldu. "
"Biliyorum , ama nedenini biliyorsun. Yapmazsam Tom beni ruhlar alemine gönderir . " Ciddrn bütün belalar beni buluyor. Ama ne olursa olsun artık umrumda değildi. Yaklaşık 5, 6 ay sonra buralardan tamamen gidecektim.
"Ruhlar aleminin nasıl bir yer olduğunu bile bilmiyorsun."
"Her neyse yinede artık yeni ölüler istemiyorum. Biliyorum, umrunda değil . Ama.."
"Ne ama ne?"
"Bana yardım etmen gerek" dedi fısıltı ile. Etrafa baktım herkes bir şeylerle uğraşıyordu.
"Üzgünüm Launna."
"Bak eğer biri bir şey öğrenirse bütün suçu ben yüklenicem." dediğinde kabul etmeyi düşündüm. Annem "hadi yemeğe!" diye bağırdığında Lau ya cevap vermeden gittim.

Cherry ve Tom ortadan kaybolmuştu. Telefonda oyun oynuyordum ve gerçekten sıkılmıştım. Lau ya dönüp baktığımda bana dik dik bakıyordu. Hizmetçi olduğu için bizimle oturması yasaktı. Ne kadar da eski kafalı bir aile. 1960 lar dan kalma bir ev bir aile ve hepsini çekmek zorunda kalan bir ben. Televizyondaki adam son 1 dakika dediğinde Tom ve Cherry yanımıza geldi. Cherry in saçları dağılmış ve ruju silinmişti. Bu aklıma fesat şeyler getirdiğinde hemen kafamı çevirdim.  2016 ya en son girmek istediğim yerde ve insanlarlaydım. 2016 ya 10 saniye kalmıştı. Annem "hadi ellerinizi verin. Yeni yıl için dua edelim."
dediğinde herkes annene 'saçmalama' diyerek baktı.
"Hadi ama " diyerek annem üsteliyince "Tanrım!  Ben gidiyorum " diyerek evden çıktım.  Kar yağıyordu ve hava soğuktu. Köpek sesleri gelmeye başladığında koşmaya başladım.  Karlar dizlerime kadar geliyordu. Bir süre sonra takılıp düştüm.
"Lanet!!" diye bağırdım.  O sırada biri beni kaldırdı. Kafamı kaldırıp baktığımda 30'lu yaşlarda bi adam olduğunu farkettim. Ufluyarak adama baktığımda "Bu saatte napıyorsun burda?"
diyince içimden 'sanane be dede." dedim. Adam hala yüzüme bön bön bakarken "evden kaçtım. Huhuuuu."
diye bağırıp kendimi yere attım.  "Kalk şuradan seni eve götüreyim. " diyip kolumdan tutup kaldırmaya çalıştı. "Niye geleyim lan seninle pislik herif!"
diye bağırdım. Adam cebinden cüzdanını çıkartıp polis belgesini gösterdi. Göz devirip kalktım. Arabada kollarımı göğsümün altında birleştirmiş , kaşlarımı çatmış bir şekilde duruyordum. "Niye evden kaçtın ?"
"Çünkü hepsinden nefret ediyorum."
"Bende nefret ederdim."
"Ama benimki baya farklı bi durum , bay.."
"Zack."
"Herneyse"
"Evin nerde?" Gece yarısını geçtiği için her yer kararmıştı. Sokak lambası olmadığından önümüzü zor görüyorduk. "Burada sadece 2 malikane var??" dediğinde şüpheli bakışlarını bana yolladı. "Cinayet evi değil mi burası."
"Evet ama ben yan malikanedeyim."
"Bu efsanelerdeki cinayet evi?" Şaşırmış bi o kadar da şüpheli bir şekilde bakıyordu.  Kaşlarımı kaldırıp "kesinlikle gerçek" dedim. Arabadan inip "beni bıraktığın için teşekkür ederim Zack." diyerek ayrıldım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 07, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Living House Of The SpiritsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin