Çığlıklar beynimde yankılanırken bir damla gözyaşı daha süzüldü yanaklarımdan.Etrafta neler oluyor,neler bitiyor beynim algılamıyordu artık.Sanki dünya durmuş bitek ben hareket edip, ben yaşıyorum.Her şey donmuş,yavaş çekime alınmış gibiydi.
Korkuyordum...
İlk defa bu kadar korkuyordum... Hiç korkmadığım kadar...
Yalnızdım, hiç olmadığım kadar...
Bugüne kadar hep yalan arkadaşlıklar,yalan sözler,yalan dostluklarla yaşamışım.Her şey işte böyle başlamıştı ,iki sene önce ailemle gideceğimiz bir tatildi.Herkes neşe doluydu. Abim ile çok kavga ederdik,anlaşamazdık ama o gün öyle korkmuştum ki onu kaybedicem diye ... aslında çok seviyormuşum onu.Hani derler ya sevdiğinin değerini kaybedince anlarsın diye , aynen öyleymiş. Öyleymiş demek yerine öyle diyebilseydim keşke.
Arabayla gidiyorduk öyle mutluydum ki sanki hiç kimse bu mutluluğu elimden alamayacakmış gibi. Ama yanılmıştım.. Çok kısa sürmüştü mutluluğum..
Arabada annem babam , küçük kız kardeşim,ben ve abim vardı. Bu tatil onları son görüşüm olmuştu..
O günden sonra her gün kaza anı rüyalarıma girer olmuştu, terler içinde uyanıyordum. O gün o kadar ağlamıştım ki,o kadar korkmuştum ki.. o günden sonra kendime bir daha korkmayacağım ve ağlamayacağım diye yemin etmiştim. Zaten istesem de ağlayamazdım , kazadan sonra gözümde bir damla gözyaşı kalmamıştı. Her yere donuk ve boş bakıyordum. Düşüncelerime dalıp giderken öykünün konuşmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.
_''Gece, esragiller bir bara gideceklermiş hadi bizde gidelim !!''. Kazadan sonra kalan tek gerçek arkadaşımdı öykü.
Her anımda yanımda olan, beni hiç bırakmayan . Ağzımı açıp tam itiraz edecekken aniamış olacaktı ki daha konuşmama fırsat vermeden ,konuşmaya başladı.
_''Yaa gece hiç bir yere gitmiyoruz zaten( hiçbir yere gitmiyoruz dediğine bakmayın her akşam barlardayız . Bu hiçbir yerse kabul hiçbir yere gitmiyoruz.) biraz dışarı çıkıp gezelim, tozalım , eğlenelim. Biz genciz ,gençliğimizi yaşayalım. Tamam haklısın üzülüyorsun hak veriyorum sana ama hep üzülüp durulmaz ki canım aaa. Hem bak ne diyeceğim , Mehmet amca ile Zehra teyze böyle üzülüp kahrolmanı istemezlerdi.Emin ol senin eğlenip , mutlu olmanı isterlerdi. Sen üzülünce onlarda üzülür , onların üzülmesini ister misin?? sen mutlu ol ki onlarda mutlu olsunlar ''dedi.Öykü böyle söyleyince ona hak verdim.
Ama ben mutluluğa inanmıyordum ki.. Bilmiyordum. Unutmuştum.
Gitmek istemiyordum ama öykünün ısrarlarına daha fazla dayanamayıp kabul ettim. He bu arada ben okulun yurdunda kalıyordum, 17 yaşındayım. Öykü ile beraber bir kafe de çalışıyoruz. Para biriktirip kendimize ev alacağız. Evet böyle bir hayalimiz var.
Öykünün anne ve babası yaşıyordu allahtan. Onlar bana anne baba olmaya çalışıyorlardı, sağ olsunlar.Hepside çok iyi insanlardı , öykü gibi. Bazı hafta sonları anne ve babasının yanına gidiyorduk. Ahmet amcalar Ankara da oturuyorlardı.
Bizde bu sene okullar başlayacak diye istanbula gelmiştik. Aslında her ne kadar özel okula gitmek istemesekte iyi bir geleceğimiz olsun istemiştik.
Kesin orada hep zengin züppeler vardı. Okulların başlamasına daha üç dört gün vardı, bugünü saymazsak üç gün.
Saat 21.23 falandı. Bara gideceğimiz için geç çıkalım dediler,o yüzden daha hazırlanmamıştım.Biz şu an eski okulun yurdunda kalıyorduk ,okullar başladığında yeni yurdumuza gidecektik .Hani burs kazandık demiştim ya o okulun yurdunda kalacağız artık.inşallah öykü ile aynı odada olurduk.
Müdürümüz geç saatlerce kadar kalmamıza izin vermiyordu ama arada bir kıyak yapıyordu canım. Aslında çok kafa dengi kadındı bizim müdür.Üzerime öykünün kıyafetlerinden bir tane seçip giymeye başladım. Ben pek elbise giymezdim, daha çok kotla takılıyordum.Tabi arada giyiyorum ama günlük elbiselerden. Üstüme siyah bir bustiyer ,altıma belden başlayan deri bir etek giydim.Göbeğimi biraz açıkta bırakıyordu ama alışıktım böyle şeylere .Aynanın karşısına geçip oturdum.
Gözüme eyeliner çekip, kendime baktım. Çok güzel olmuştum. Kendimi bir an ateist zannettim, tövbe yarabbi allahım sen affet .İçeriye öykü girdi ve
-"Ben hazırımmmmmm."dedi.
Gerçektende çok güzel olmuştu. Üstüne kırmızı bir bustiyer ,altına siyah bir etek giymişti. Siyah ayakkabılarıyla ve kırmızı rujuyla bir harikaydı. Beni şöyle bir süzdü ardından
-"O ha bi harikasın ."
-"Sende öyle güzellik. "
Yurtta iki kişi kalınıyordu. Benle öykü kalıyordu,esra ile de gürce. Sohbet ede ede kapıya doğru ilerledik. Çıkış kapısına geldiğimizde esra ile gürce bizi bekliyorlardı. Esra bizi görünce-"Sonunda be kızım, nerde kaldınız? geç kalacağız. "dedi.
Ardından bir taksiye binip yola çıktık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Rüzgarı
ChickLitKendi hayatının karanlığında kaybolmuş bir kız kendini başka bir karanlığın içinde bulur... Peki bu kız eski acılarını bir kenara bırakıp yeni acılara yelken açacak mı??? Kendini karanlığa adamış bir erkek belki de hiç istemeyerek ... ...