Matbaada Sadece Kitap Basılmaz

96 3 0
                                    

Alo ! Hoca nerdesiniz ?
Matbaada. Sen nerdesin ?
Yüklendim geliyorum.
Yardım lazım mı ?
İstemez eyvallah.
İyi hadi ört.
Hadi.
Telefonu cebime koyup yürümeye devam ediyorum. Cevizlibağ sanayisinde müthiş bir çikolata kokusu var. Semih abinin buraya ilk gelişinde "sanayi dediğin gres yağı kokar amina koyim burası çikolata kokuyor" dediğini anımsayıp kısa bir tebessüm ediyorum. Hava o kadar soğuk ki sigara dumanını üfledikten sonra bir kaç defa daha üflüyorum duman çikmamiştir belki diye. Yıldızlar her zamanki gibi inci gibi parliyor bazen yıldızların en güzel göründüğü yer 6. Matbaasinin terası diye dünyaya duyurasım geliyor. Matbaa bizim ortak buluşma noktamız hepimizin o matbaada en az 3 defa sarhoşluktan merdivenlerden yuvarlanmisligi var özellikle misafirler bu şerefli kısa yolculuğa layık görülürdü. Matbaanin bulunduğu bina o kadar büyük ki 4 farklı giriş ve çıkışları var ilk defa gelen birisinin istediği yeri bulması en az 40 dakikasini alırdı.
Doktor nerdesin ?
Geldim amirim geldim.
Geldim diye diye taşşaklarımız uyuştu hadi çocuk.
Siz balıkları çevirin yanık kokusu buraya kadar geliyor.
Hadi lan ordan.
Bazen yolu şaşırırdım o zaman da rakı kokusunu yada balık kokusunu takip ederek bulurdum bizimkileri.
hayret bu sefer balıkları yakmamışsınız.
Hoş geldin doktor.
Oğlum kaç kere diyeceğim sana vaktinde gel diye.
Abi ne yapıyım yolu şaşırdım.
Neyse gel otur.
Diğerleri nerede ?
Apşin su döküyor, amir de asağıda basım yapıyor gelir birazdan.
Eyvallah
Balıklar öyle güzel kokuyordu sanki rakıya meze olacaklarını biliyorlardı . Hoca balıkları ters çevirirken bende bardaklara rakı koymaya başlamıştım. Apşin zigzaglar çizerek geldi yanımıza hoca biraz azar çektikten sonra kendini toparladı. Hoca hepimiz arasında en çok saygı duyulan kişiydi asıl adı Ömer ama hoca dememizin sebebi çok okumasıydı bir insan bir kitabı ancak bu kadar iştahla okuyabilirdi.
Evet beyler bu gece neye içiyoruz ?
Sen söyle doktor neye içiyoruz?
Yarım kalanlara, ilk maçtan yatan kuponlara baharda açan ilk çiçeğe, yaz mevsiminden sora düşen ilk yağmura ömrümüzü piç ettiklerimize. 
Haydi o zaman !
Rakı kadehlerinin bir birine tokusturunca çıkan sesler notalara dahil edilmeli. Çünkü o sesler sadece maddelerin birbirine çarpması sonucu çıkan sıradan bir ses değil. O ses acının, terkedilmişliğin, yarım kalmişliğin sesi, ulaşamamazlığın sesi. İlk yudum da herkes biraz sessiz olurdu. Herkes o kısa sürede çok şey düşünürdü kimisi hiç onun olamamış kadınını, kimisi rakının niye bu kadar acı olduğunu, kimisi de acılarının tazeliğini düşünür. Hepimiz çemberin dışında kalmış insanlarız . Kader mi itti bizi çemberin dışına yoksa biz zaten çemberde degilmiydik?
Semih abi sessizliği bozan taraf olurdu hep.
Cüneyt nerde kaldı la ?
Aradım ben geliyormuş.
Hee.
15 dakika sonra geldi Cüneyt.
Beyler kusura bakmayın anca çıkabildim çekimler yeni biti.
Eyvallah besili danam.
Hoca sana bişey sorucam ?
Sor doktor.
Napıyoruz biz burda ? nereye kadar devam edicek bu ? Ben artık sıkıldım hoca acı çekmeyen bir parmak uçlarım kaldı.
Yavaş lan atara kalkma çarparım ağzına.
Kısa bi kahkaha tufan esti.
Hoca kaş göz yaptı hayırdır dercesine.
Anlat doktor.
Yoruldum be hoca iflahım sikildi yeter ben her gece bunun acısıyla uyumak istemiyorum.  Ne zaman gözlerimi kapatsam rüzgar eser gibi esiyor rengi atmış çehreme.
Ne zaman sesini duysam yalancı mavi deniz ulaşır bana.
Öyle bir şey ki ne bu rüzgârla başa çıkabiliyorum ne de yüzebiliyorum.
Semih abi dikkatimi çekti kenarda oturmuş bir şeyler anlatıyor sonra pür dikkat onu dinledik.
Lise 3ün baharı.eskiden lise 4 yıllık değil tabi.
Bizim karşı sınıfta bir kız var adı İnci.
Rakıdan bir yudum alıp devam etti.
İnci öyle güzel bir kız ve ulaşılması da bir o kadar zor bir kızdı. Biz de o zamanlar yanıgız tabi. Her okul çıkışı İnci benim diye yumruklaşırdık Tırmandı'nın çocuklarıyla. Bir gün canıma tak etti gittim çektim kenara İnci'yi
Çıkışta işin yoksa öğretmen evinin orda yürüyelim mi biraz
Olur dedi güldü.
Güldü ama nasıl ben tabi savaş kazanmış komutan edasıyla geziyorum okulda.
Çıkışta buldum İnci'yi yürümeye başladık. Bir iki muhabbet ettik birlikte yemek yedik bizim Aziz abinin lokantası vardı. Aziz abi de yanımda kızı gördü ya hemen özel muameleler masaya çiçek koymalar falan, hesapta almadı zaten.
Gittik bir banka oturduk hafiften gün batıyor romantikte bir ortam hani başladım ben konuşmaya.
İnci yanığım kız sana, ölürüm senin için. Benim olsan ya sen her baharın ilk açan papatyasini bulur kulağının arkasına süs yaparım. Yüzünü de severim hatta. He kız ne dersin baharımın en güzel rengi olacak mısın.
Yanağımdan öptü gitti sadece çok utandi onun o bembeyaz teni kıpkırmızı olmuştu.
Ertesi gün geldi bi kagit bıraktı gitti hemen. Kağıtta baharımın en güzel rengi Günaydın yazıyordu. Gittim kantine gözümün gördüğü herkese gazoz ismarladım sevinçten.
1  2 ay böyle geçti gitti.
Sonra ne oldu abi ? 

İncinin babası öğrendi bizi. Bizim mahallede bir kahve vardı ara sıra örgütten çocuklarla toplanıp toplantı yapardık , İnci'nin peder eski polis TEMden sen git topla emniyetten 15 20 kişi dal kahveye hepimizin ağzımızı yüzümü dümdüz ettiler. Bir ara bizim Fındık Fuat'a baktım kapanmış duruyor. Orospu çocukları süratımıza tekme atıyorlar lan insan insana bunu yaparmı 3 gün pipetle çorba içebildim sadece. İnci ertesi gün geldi gözleri kan çanağı ağlamaktan helak olmuş tabi babası buna da 1 2 tokat sallamış ama bizim kinin yanında bok amına koyim Fuat hala bana sövüyor gördüğü yerde götveren senin kız davasına bizde sopayı yedik diye. Öyle böyle gizli saklı görüşüyorduk İnci ile tabı ayda 2 babasından tertemiz yediğim dayak var alışmıştım kendi pansumanımı kendim yapıyordum.   6 ay 1 yıl derken İnci'nin babası çareyi memleketlerine geri dönmekte buldu. Topladılar tası tarağı gittiler. 1,5 yıl sonra haber aldım İnci'yi gittikleri yerde bir polise vermişler 1 tane nur topu gibi de erkek evlat işte o gün davayı kaybetmişiz.

Müthiş bir sessizlik Apşın hepimizden duygusal olduğu için aramızda ilk göz yaşı döken o oldu. Bizde erkekliğe bok sürdürmemek için sustuk. Gözüm Semih abiye takıldı baktım eliyle kapatmış ağzını içine içine ağlıyor. Bizde topladik tası tarağı dağıldık o gece bir daha ki toplanmaya kadar kimse bir birini aramadı.

                                                               **************

İstanbul da misafir ağırlamak zor iş hele birde İstanbul' a karı görmeye gelen misafir ağırlamak çok zor.  Alibeyköy cep otogarından nefret ederim daha doğrusu kalabalığından nefret ederim. 

Arif ! Arif ! 

Naber lan İstanbullu

iyi hadi düşün önüme taksi bulamayız bir an önce gidelim. 

Naptınız lan 1 saattir bekliyorum kıçım dondu amına koyim.

Ya Samandıra da çok bekledik anca işte. 

Borcumuz nedir abi 35 lira kardeşim 

buyur abi.

Eyvallah iyi akşamlar.

Pazar sabahlarını sevmem. Pazar günlerin de misafirimin olmasını hiç sevmem. Erkenden uyandık o gün kahvaltıcılar sokağında kahvaltı ettikten sonra Galata da çay içiyoruz. Arif niyetini belli etti hemen. 

Ya doktor burda paralı asker varmı 

heh şimdi niye geldiğiniz belli oldu sizin.

yok be oğlum hem seni görelim hemde şu zehri atalım vücuttan işte.

hadi lan kofti atma bana.

götürcen mi bizi hadi la doktor yap bi abilik.

tamam be tamam çayınızı için kalkarız. 

hayvan herifler karı lafini duyunca fondip yaptıları çayı.

Nereye gidiyoz doktor 

gidiyoruz işte ses etme car car.

gençler var mı üstünüzde kesici delici alet

yok

tamam kişi başı 10 tl içeride sorun yaratmayın çükünüzü koparırım.

eyvallah

her yer pislik içinde tırcılar sikini avuşlaya avuşlaya geiyor.

şişşt gençler gelsenize buraya 

biraz gezelim bakalım geliriz gene 

gezip gelecekmiş avm mi burası yavşak

arif girin artık bir yere ya dolaşıp duruyoruz yarım saattir.

gelsene sende yakışıklı 

yok ben almıyım teşekkür ederim

pekte tatlısın allah sahibine bağışlasın.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 09, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Matbaada Sadece Kitap BasılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin