Okuldan geldiğimde her akşam yaptığım gibi çantamı odama fırlattıktan sonra neredeyse tüm arkadaşlarımın telefonlarında bulunan, anonim bir şekilde insanlarla konuşabildiğiniz ve benim çok saçma bulduğum bir uygulamayı telefonuma indirdiğimde amacım sadece can sıkıntımı gidermekti. Tanımadığım insanlardan gelen saçma sorulara onlarla dalga geçerek cevap veriyor, bazen cevap vermeye tenezzül bile etmiyordum. Önerilen kişilerin hiçbirine mesaj atma gereği duymamış, anonim olarak kimseye mesaj atmamıştım.
Henüz.
Onun profilinde bulunan resmi ve biyografisinde yazan "Her şey unutulur" yazısını gördüğümde içimde bastıramadığım bir his ona mesaj atmam için beni kışkırtıyordu. Ne düşünerek "Her şey unutulur" yazdığını fazlasıyla merak ediyordum. Çünkü unutamadığım o kadar fazla şey vardı ki, eğer gerçekten nasıl unutulabileceğini biliyorsa bunu bana da öğretmesi için ne gerekiyorsa yapardım.
Ben insanların unutmak istemediği bir şeyi unutamayacağı düşüncesindeydim. Yaşadıklarımı, hissettiklerimi unutmak istemiyordum. Çünkü beni olgunlaştıran, düşüncelerimi şekillendiren, beni ben yapan şeyleri unutursam değişmekten korkuyordum.
Unutmayı isteyebilmeyi istiyordum.
Aklımdaki düşünceleri bir kenara bırakarak mesaj attım.
~ "her şey nasıl unutulur "
"anlatsana biraz"
~ "zamanla unutulur"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOYUT
Non-Fiction"Tüm soyutluğunla hayatımdaki tüm somutlardan çok daha gerçeksin. "