Sabaha kadar uyumamıştı Eylül. Lise hayatının ilk gününe geç kalmak istemezdi tabi. Yine de saat yediyi beklemeliyim kalkmak için. Sağına soluna dönüp dururken sonunda saatin yedi olduğunu gördü. Yüzünde ki gülümsemeye engel olamadan camın önüne geldi. Dışarıya baktığında şehrin hareketlendigini fark etti. Vay be. Telefonundan bir şarkı açtı ve günün en önemli kararını vermeye gelmişti sıra. Yaklaşık bir on beş dakika kıyafet denedi. İlk günün şerefine okula bomba gibi düşmek istiyordu. Bileyini gösterecek kisalikta dizinde yırtığı olan siyah kotunu geçirdi altına. Üzerine de bıraz bolca duran beyaz erkek tisortunu giyip kotunun içine katmışti. Ayak bileyine taktığı halhal oldukça şık bir görüntü sağlamıştı. Saçlarını duzlestirdi. Sadece rimel ve dudağına sürdüğü parlatıcıyla yüzüne renk verdi. Aynanın karşısına geçip özgüven dolu bakışlarını aynada ki yansımasına çevirdi
Her şey çok güzel olucak.
Eylül ilk gün onu babasının götürmesi konusunda ısrarcı olmuştu. Babası Eylül'ün tek askıydı. Annesi ise tek idolü. Annesi gibi özgüvenli, başarılı, yere sağlam basan biri olmak için eğitmişti kendini. Annesi ve babası hayatında gördüğü birbirine bu denli aşkla bakan tek çiftti. Eylül hiç aşık olmamıştı. Onu seven, peşinde koşan onca erkeğe yüz vermemiş her zaman farklı biri olmuştu. Eylül her zaman annem gıbı olucam babam gibi birini bulucam derdi.
Tamamen hazır olunca yatak odasının kapısını hafifçe araladı. Annesi ve babasının uyuyuslarını izledi bir süre. Sonra içeriye girerek annesini uyandırma korkusuyla parmak uçlarında yürüyerek babasının baş ucuna geldi. Yanağına bir öpücük kondurdu."Uyan artık koca adam kızın liseli oldu". Babasının o an ki gurur dolu bakışları Eylül'e en iyi gelen şeydi. "Kalktım minik cadım benim". Babası Eylül'ü her zaman minik cadım diye severdi. Eylül kısık sesle kıkırdadı. Ve koşarak mutfağa gitti. Babasına ve kendine çok güzel bir kahvaltı sofrası hazırladı. "Koca adam kahvaltı hazır hadi gel". Mutfakta, giyinmiş , saçını düzeltmis, sakallarini kesmiş yakışıklı bir adam belirdi. Eylül bir kez daha aşık olmuştu babasına. Dışarıda ki erkekler halt etmiş. Babam gibisini bulmadan aşık olmıycam. Gerizekalı toplulugu. Bu düşüncelerden babasının yanağına kondurduğu öpücükle ayrılan Eylül bir kez daha kıkırdamisti. Ne olduğunu anlamayan Bora Bey de kahkahayı basmisti.
Kahvaltilarini yaptıktan sonra Eylül, siyah sırt çantasını almış üzerine de siyah deri ceketini giymisti. Ayağına da beyaz spor ayakkabılarını giydikten sonra kendini tamamen hazır hissediyordu. Okulun önüne geldiklerinde babasının yanağına öpücük kondurup arabadan indi. Kapının önüne gelince çevresinde ki heycanlı gözlere baktı. Kendi de heycandan ölmek üzereydi ama bunu çevresindekilere hissettirmemek onun için en doğrusuydu. Bu dusuncelerde kaybolurken kendini çığlıklar içinde yerde buldu. İlk saniye de ne olduğunu anlayamasada karşısında Özür dileyen bir çift göz gördü. Çocuk ona carpmış olmalıydı. Çok pişman görünüyor ama yine de dikkat edebilirdi düşüncesiyle yardıma uzanan eli geri çevirmiş ve bağırmaya başlamıştı. "Erkek değil misiniz? Hepiniz aynisiniz hem önüne bakmıyorsun hem özür diliyorsun. Önemli anladın mi önemli." Berke bir anlık şaşkınlığın ardından kızın gözlerinde kayboldugunu anlamışti. Kendine gelmek ister gibi kafasını iki yana salladı.
"Özür diledim......!"
"Bende önemli dedim."
Bir an sessizlik oldu. İki genç gözlerini birbirlerine dikmis bakıyorlardi. Ne güzel gözleri var "Gökyüzü gibi". Berke duyduğu şeyi anlamamis gıbı bir ifadeyle "Anlamadım?" diye sordu. Eylül bir an çocuğun neyi anlamadigini düşündü ve oha ben onu dışımdan mi söyledim. "Yok bişey be çekil önümden gerizekalı" demesiyle ilerlemesi bir oldu. "Ne! Gerizekalı mi? Kızım sen deli misin özür diledik o kadar çattık ya. Seninle işimiz var minik cadı. "
Ne... Bu gökyüzü bakışli çocuk ona babasının hitap ettiği gibi mi seslenmisti. Bozuktuya vermek istemeden arkasından ona bakan çocuğa seslendi.
"Eylül."
"Anlamadım?"
"Adım diyorum cadı değil. Eylül."
......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül Vakti
Teen FictionBazen karşınıza olmadık zamanda biri çıkar ve tüm hayatınız değişebilir. "Farklısın Eylül" Her şey güzel olucak...