Eylül Vakti

Minik Cadı...

Eylül pijamalarını giyerek yatağına uzandı. Tekrar Sezen Aksu dinlemeye
başladı. Minik cadı. Berke'nin sesi kulağında yankılandi. Babası gibi hitap etmişti ona. Hala etkisinden cikamamisti. Hayatında ilk defa kafasını yastığa koyduğu zaman biri takılmıştı aklına."Gerizekalı çocuk" Aklına o buğulu gözleri geldi. Ne olmuştu acaba. O dik duruşlu çocuk bir anda kafasını önüne eğmişti. Eylül'ün o inatçı ve vurdum duymaz davranışı üzerine Berke bir daha konuşmamıştı. Eylül de kendini suçlu hissedip bir daha yuzune bakamamıştı."Kesin sevgilisiyle şarkısıdir. O aklina gelmiştir. O yüzden duygulanmıştır. Gerizekali ya ne olcak" Neydi şimdi bu kıskançlık mi? " Yok artık. " Sinirle şarkıyı kapatarak uyumaya çalıştı. Ama başarılı olamadı. Yastığını duvara dayayarak dogruldu. Telefonunu eline aldı ve Berke'nin hesaplarını aradı. İnstagram hesabı ve Twitter'i vardı sadece. Ama hesapları kilitliydi. "Tabi ki de takip etmicem." O beni takip etmek istese de edemez hesaplarım kendi adımla değil ki. Ama yine de ben etmicem.
Tekrar yorganin altına girdi ve uyumaya çalıştı. Başarılı da olmuştu.
"Meleğim hadi kalk artik." Gözünü aralayip baktığında annesinin güzel yüzüyle karşılaştı. "Günaydın Meliha Sultan saat kaç oldu?"
"Yarım saate servisin gelicek meleğim."
"Annecim şu anda servis şokunu mu yoksa yarım saatin telaşını mi yaşıyım?" Gülmeye başlayan kadın hem soru sorup cevabını beklemeden kendini lavaboya kilitleyen kızına hayranlıkla baktı.
"Deli kiz saatin geldi çık artık evden."
"Tamam sultanim hadi öptüm." Evden çıkıp servis beklemeye başladı. Servise bindiginde içerisinin havası boğmustu Eylül'ü. Sağına soluna bakmadan boş bulduğu ilk yere oturdu. Kulağında kulaklık vardı. "Günaydın." Eylül'ün onu duymadığına emin olan Berke yavaşça kulaklığı Eylül'ün kulağından çıkarmış kendine takmıştı. Eylül o an ki şokla kafasını çevirdiginde gözleri kapalı kafasını arkasına yaslayarak şarkıyı dinleyen Berke'yi gördü. Yüzünde istemsiz gülümseme belirdi. O da aynı ifadeyle şarkıyı dinlemeye başladı. Berke hala daha tokat yememiş olmanın sokuyla gözlerini araladı. Gördüğü manzarayı saatlerce izleyebilirdi. Şarkı bittiğinde bir tane ses kaydı çalmaya başladı. Eylül birden gözlerini acarak panik kulaklığı almak istedi."Lütfen Eylül... Sezen Aksu hayranıyım. Bu şarkıyı senin sesinden dinlemek istiyorum." "Ama...." "Lütfen". Eylül pes etmislikle ofladi. Ailesi bile sesini duymamisti daha. Ama bu cocuk onun içine işlemisti. Ne oluyor bana ya yıllardır tanıdığım insanlarla bir şey yasamamisken iki günlük çocuğa hissettiklerim ne böyle. Ona karşı koyamıyorum.Simsiyah olmasına rağmen gökyüzü gibi bakıyor gözleri. "Gökyüzü" "Anlamadım" kahretsin "Gökyüzü diyorum bulutlu." "Neresi bulutlu Eylül" Eylül şaşkınlıkla gökyüzüne baktığında havada bir tane bile bulut görememişti. Hafifçe Berke'nin omzuna vurup kıkırdayarak arkasına yaslandı. Berke'nin yüzünde haince gülümseme oluştu. Yüzüne acı dolu bakışlar yerlestirerek oluştu. Yüzüne acı dolu bakislar yerlestirerek "Acıdı" diye inledi. "Beter ol." Eylül'ün yüzünde ki alaycı ifadeyi gören Berke şok olmuştu. Normal kızlar -ay çok mu acıdı özür dilerim- vıcık vıcık davranırlarken bu kız... "Çok farklısin minik cadı." "Ha?" Eylül'ün yüzünde ki sevimli ve şaşkın ifadeyi görünce devam etti sözlerine. "Ben senin gibi toparlamaya calismicam farklısin Eylül." Eylül şaşkınlığına engel olamadı. Kafasını cam tarafa çevirerek dışarıyı izlemeye basladi. Deli kız.
Servisten indikten sonra beklemeden giden Eylül'ün arkasından gitti Berke."Sezen Aksu" Eylül anlamadığı bariz belli olan ifadeyle baktı Berke'nin yüzüne. "Hayranı misin?" "Olabilir" "Bende büyük bir yeri vardır." "Sevgilinle şarkın galiba" Ne! Ne dedim ben.... öf. "Eylül bilmem merak ediyor musun ama sevgilim yok!" Anlık duraksadi. "Olsaydı sana farklısin dicek kadar şerefsiz değilim." Eylül birsey diyemeden Berke hızla oradan uzaklasmisti. Eylül gülmeye başladi. Sevgilisi yok :). Düşündükçe yüzünde ki gülünç ifade üzüntüye döndü. Berke ona kırılmış miydi?
Kahretsin.