1.BÖLÜM:"ORMAN"

45 16 4
                                    


Yağmurun titrettiği vücudumla karanlık ve bir o kadar da ürkütücü yolun ortasında kalakalmıştım.Ordaki varlığımın nedeni bile belirsizdi.Şimşekler bile benden alacağı olan bir canavarcasına kükrüyordu.Arka planda yalnız olmadığımı belli eden insan uğultuları vardı.

Yalnız olmadığımı kesinleştirmek için gözlerimle etrafı yokladım.Yaklaşık olarak yirmi beş ile otuz kişi arasında insan vardı.Aslında insan sınıfına sokulamayacak kadar vahşi gözüküyorlardı.Hiçbirisinin cinsiyetini ayırt edememiştim.Tuhaf bir biçimde hem kadına hem de erkeğe benziyorlardı.
Çoğu kafayı bulmuş gibiydi.Alkolün yakıcı tadı bile yüzlerindeki hüsranı silmeye yetmemişti oysaki.Üstlerindeki giysiler paçavradan başka bir kelimeyle tanımlanamayacak kadar kötüydü.
İşin tuhah tarafı hepsi benden bir şeyler istermişcesine bakıyorlardı.Kafamı bunun olma olasılığını reddedercesine iki yana salladım.

Bütün yüzlere tek tek değdi gözüm.Zihnimdeki belirsiz; fakat bir o kadarda tanıdık yüzü aradım.Maalesef ki bu çabam sonuç bulamamıştı.Elde ettiğim tek şey gitgide artmakta olan korkumdu.

Birden bire hepsi sanki daha önceden kararlaştırmışlar gibi bana doğru ufak ; ama zarif adımlarla gelmeye başladılar.Bu ani hareketleri bende ufak bir şoka sebep oldu.Benden yaklaşık olarak on beş adım uzakta durdular.İçlerinden liderleri olduğunu düşündüğüm kişi diğerlerinin aksine bana biraz daha fazla yaklaştı.Soluk siyah kıyafetleri vardı.Kıyafetleri üstüne o kadar bol gel geliyordu ki vücut hatlarını keşfetmek imkansızlaşıyordu.Onu inceleyişimi bitirmeme fırsat tanımadan sinsi bir gülüşle konuşmasına başladı:"Gördünüz mü dostlarım? Sonunda biz de izlemeye değer bir şeyler bulduk.Bu küçük kıza neler olacağı sizi de heyecanlandırmıyor
mu? "dedi.

Bu saçmalığın ne olduğunu haykırarak sormak için ağzımı açtım;fakat ağzımı oynatmaktan öteye gidemedim.Bu hareketim karşısında kalabalıktan gelen boğuk kahkahalar kusmak istememe sebep oldu.

Birkaç dakika donakaldıktan sonra bir an önce bu yerden uzaklaşmam gerektiği kafama dank etti.Bu kadar kalabalık bir yerden nasıl kaçabilirdim ki?Eğer hızlı davranırsam ormanın içine kaçıp,beni bulmamaları için dua edebilirdim.Titrememi kontrol altına almaya çalıştım ;ama bu daha çok titrememden başka hiçbir işe yaramıyordu.Derin bir nefes aldım ve bana gözlerini diken kalabalığa inat hızlıca ormana koşuşturdum.

Gittiğim yolun nereye çıkacağını umursamadan delicesine koştum.İşin tuhah tarafı neden kaçtığımı bile bilmiyor oluşumdu.Bildiğim tek şey onların varlığının ruhumu incitmesiydi.

Arkamı döndüğumde kimsenin beni takip etmediğimi fark ettim.Bu yüzümde gergin de olsa bir gülümsemeye sebep oldu.Etrafıma dikkatlice baktığımda hiçliğin ortasına sürüklendiğimi fark ettim.Etrafımda yapraklarını dökerek hüznüme ortak olan uzun ağaçlar vardı.Öylesine uzundular ki gökyüzünün varlığından bir an şühpe ettim.Aheste bir şekilde yürüyerek etrafı keşfetmeye çalıştım.Ne yazık ki bu planım ayağımın takılmasıyla bir süreliğine ertelendi.

Gözlerimi yere çevirdiğimde ayağıma takılan şeyin kana bulanmış bir çiçek tacı olduğunu fark ettim.Çiçeklerin gözleri kör edecek kadar güzel olan renkleri kanın ölümcül rengiyle solmuş ve bitkin gözüküyordu.
Kanın ürkütücü renginden nasibini sadece çiçek tacı almamış oysaki.Toprakta kana bulanmış gibiydi.Ayrıca bazı ağaçların gövdeleri de öyle.Yerlerdeki çiçeklerse kanın ölümcül rengine karşın morun en ihtişamlı tonundaydı.Bu benim kanımı donduracak kadar ürkütücü bir görüntüydü.Hatta nefesimi sekteye uğratacak bir görüntüydü.Olduğumun yere saplanıp kalmıştım.Gözlerimi kapatıp yatağımın güven veren sıcaklığında olmayı diledim.Gözlerimi açtığımdaysa bu aptalca; ama benim için büyük önem arz eden dileğin gerçekleşmediğini fark ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 29, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UĞULTUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin