Donmuş ırmağın çevresindeki topraklar sık ağaçlarla kaplıydı. Issız ve soğuk olan bu yabanıl toprakların üzerine ağır bir sessizlik çökmüştü ama yinede bir yaşam vardı bu yabanıl topraklarda. Ama yaşamım onsuz nasıl olacaktı? Açıkcası hiçbir fikrim yoktu.Onun mavi gözleri benim değil başkasının olmayı seçmişti.
Ama bunun nedeni benim utangaçlığım ve içime kapanıklığımdı. Bir zaman sonra o kıza her dokunuşu, ona her gülüşü beni sinir etmeye başlamıştı ve yakın bir zaman sonra sinir nöbetleri geçirmeye başladım, şuan berbat bir haldeyim. Sanki ruhum parçalara ayrılmıştı. Kendimi bitkin ve halsiz hissediyordum,sanki ruhum 90 yaşındaymış gibi. Belki de Amerika bana iyi gelecekti ya da bu olayları daha çok su üstüne çıkaracakti hiçbir fikrim yoktu. Bunun yanında yaklaşık 8 aydır hiç konuşmuyorum.
Cesaretim yoktu. Konuşmak için ağzımı açtığımda bir anda tüm kelimeleri unuttuyordum. Sanki tam anlatmak istediğimde kelimeler tükenmişti. Rüzgârı herkes hissediyordu peki ya rüzgar onları hissediyor muydu ?Sanmıyorum. Peki o zaman ayrı dünyaların insanlarıydık,farklıydık neden ayrılacaksak kader bizi karşılaştırmıştı. Ben eski ben olmak istiyorum ama o beni kendi siyahının içine çekmişti.
Ama Amerika ve benim şirin bahçeli evim bana iyi gelmek zorundaydılar. Kim bilir belki yeni bir hikayem olur?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tohumlar
Teen Fiction"Ben siyah bir sayfayım ve hiçbir zaman bir beyaz sayfa olmamıyacağım ama olurda biri beni o sayfadan çıkartmak için ellini uzatırsa işte o zaman kurtulurum ama o vakte kadar siyah bir sayfa olmaya" !MAHKUMUM!