Aşk ilk zamanlar da güzel bi şekere benziyodu pamuk şeker tatlıydı ama toz pembe hayallerden ortaya çıkıyodu ama içindeki sevgilere karşılık bulunamayan bi hayal aşkın bir tanımı vardı mantıklıydı bi kişiye harbiden delikanlıca aşık olduysan onun la sürekli birlikte olmak ister sürekli konuşmak isterdin ona karşı hissettiklerin garip duygulardan ibaret olurdu koridor köşelerinde onu bekler o kızı görebilmek sesini duyabilmek için yapmadığın şey kalmazdı ama dünyanın gerçekten ama gerçekten en iyi duygusuydu bu her şeyi onun için harcamaya değerdiAma bu gün aşkın tanımını değiştirdim aklımda aşk bi kişiye onu ne kadar çok sevdiğini söylemek değil de onu ne kadar çok sevdiğini yaşatmak olması lazımdı çünki bi kişiye ne kadar çok onu sevdiğini söylersen söyle onu yaşatmazsan hiç bi anlamı kalmayan boş bi ilişkiye dönüşüyo ve onu kalp denen o ülkede yaşayamıyosan herşeyin boş olduğunu anlıyosun ve ben onu bu ülkede yaşıyorum heralde ki onu gördüğüm onunla olduğum onunla bakıştığım saniyelerin boşa gitmesini istemiyorum onunla geçen her saniyenin farkı siyah ve beyaz gibi oluyo ben de bilmiyorum ama onu yaşamak hakkaten çok farklı bi duygu