5

178 45 5
                                    

Bismillahirrahmanirrahim 🌿

Ateş mi ? Oğuz mu ?

Oğuzu sevdiniz mi ?

Bağrışma seslerine uyandığım da odamda bütün aileyi görmeyi beklemiyordum, Anne kadın ve beybaba mutlu diğerleri ise tam aksiydi.

Yerimden kalmaya çalıştığım da Arkın abimin kolları bana engel oldu.

" Aslanım uyusana "

Arkın uykusuna geri dönerken Hayri sinirle odayı terketti.

" Biz hastanelerde uğraşalım, it herif yan gelip yatsın "

Sanırım burada haklıydı ama ben o adam yüzünden böyle olmuştum ayrıca da kendimi düzeltmeye uğraşıyorum.

" Mümtaz baksana oğullarımız ne de güzel uyuyor "

" Doğrudur hanım "

Anne kadın yine etrafa iyilik saçıyordu.

" Hadi gel oğlum yemek hazır "

" Tamam anne "

Gözleri dolduğunda sıkıca sarıldık ardından aşağıya salona indik, diğer evlerin aksine mutfakta masa yoktu hatta sofra kuruluyordu.

Sofra kurulmuş üzeri donatılmıştı, güzel bir sohbet eşliğinde kahvaltı yaptıktan sonra sofrayı kaldırıp koltuklara geçtik, kahve ve çay eşliğinde konuşurken hafiften zırlak ile de konuşuyorduk.

" Anne bugün at binmek istiyorum "

Oğuzun cümlesiyle derin bir nefes aldım, gerçekten fazla çocuk gibi davranıyordu yani kardeşim sen 24 yaşındasın biraz olgunluk !

" Oğuz ne konuşmuştuk, bugün yağmur yağacak olmaz "

Gözleri tekrar dolduğun da tam konuşacakken Hayri söze daldı.

" Ne demek olmaz ? Kardeşim at binmek istiyor onu red mi edeceksin anne ? "

Tabiki de durmadım.

" Kardeşinin Ağa Paşa torunu olduğunu bilmiyorduk ! "

Alay etmemle sinirle bana parladı.

" Sen kes lan sesini, yerini bil sokak çocuğu "

İşte şimdi bittin oğlum sen !

" O ağzını topla yamulturum seni ! "

" Hadi lan yamultsana it ! "

Beybaba olaya el atınca yerime oturdum.

" HAYRİİİ !!! OTUR YERİNE ALIRIM AYAĞIMIN ALTINA "

Yiğidim o nasıl bir kükremek altıma kaçırdım korkudan !

Hayri korkuyla yerine oturdu, anlaşılan beybabadan korkuyordu.

Bu sefer lafa Fatih atladı

" Ciddi misin baba ? Şu it geldi geleli evimizde huzur kalmadı be ! "

" Abim haklı " ( Hayri )

" Size meraklı değilim "

Terslememle önce afalladılar ama devam ettim.

" Size ihtiyacım yok, size muhtaç değilim "

" Benim rızkımı Allah veriyor, gerekirse sokakta bile yaşarım ama sizinle değil "

" Size sadece 3 hak vereceğim ilkini bugün harcadınız, 3'ncüde kimse beni tutamaz "

Ev sessizliğe gömülürken odama çıktım, Arkın abimin sarılışına karşılık verirken göz yaşlarımı içimde tuttum.

Herşeye ağlayan zırlak biri olmayacaktım, daha bunlar acı bile değildi.

İnsanlar neler neler yaşıyordu da tek bir kelime bile etmiyordu yani gerçekten buna mı ağlayacağım birde.

Akşam yemeği sandığımın aksine gayet sessiz ve sakin geçti, yemeğin ardından aile üyeleri biraz sohbet etti.

" Oğlum bize biraz kendinden bahset " ( Baba )

" Adımı biliyorsunuz zaten, bitkileri severim, dağ, dere, tepe severim. Doğa yürüyüşlerini, filim izlemeyi ve kedileri severim "

" En sevdiğin yemek ne oğluşum ? " ( Anne )

" Yemek ayırt etmem ama Biber dolması ve sarma "

" Ayyy aynı biz baksana Mümtazzz " ( Anne )

" Doğru hanım doğru " ( Baba )

" Arkadaşlarından bahset biraz ? " ( Arkın )

" Arkadaşım yok "

Hayrinin alaylı kahkahası evde yankılandı ama kimse onu kâle almadı.

" Neden yok ? " ( Maviş )

" İstemediğim için "

Şaşırarak baktılar ama hiç de şaşılacak bir durum değil herkes sosyal olmak zorunda mı kardeşim, ben sessizlik seviyorum gürültü değil ayrıca kalabalık yerleri de hiç sevmem.

Tam yeni soru gelecekken kapının çalmasıyla zırlak deli gibi koşturdu.

" Holleyyyy dayım geldiiiiii "

İçeri giren üç adama baktığım da onların da bana baktığını gördüm.

" Ben Samir en küçük dayınım "

Uzattığı eli sıktığım da beni kendine çekip sarıldı, sarılmasına karşılık verdim.

" Ben de Barış ortanca olan, ablama ne kadar benziyorsun lan ? "

Sırıtarak bana sarıldı bende karşılık verdim.

" Aytun "

" Memnun oldum "

Dayıların hepsi samimi olduğundan Allah'a şükrettim, En azından onlar muhalefet olmayacaktı.

" Hadi aslanım bize biraz odanı göster "

Samir abinin sesiyle ayaklandım, Barış abi de uzun saçlarını toplayıp bize eşlik etti.

Odam da oturup sohbet ederken zırlak etrafta sinirli bir şekilde geziniyordu, sebebi de dayıların ilk bana sarılmasıymış.

" Cidden şu çocuğun hâlâ bu evde ne işi var ? "

Barış abinin sorusunu bilmiyorum diyerek cevapladım.

" Bir anda kapıdan çıktı, ne ara geldi anlamadım bile ? "

" Hatta eve gitmediğinden bile eminim, biz kapının önüne bıraktık, ama gidin diye zırladı birde "

" Doğrudur aslanım, sen takma kafana biz yıllardır çekiyoruz bunu bir de sen düşün ! "

Biz gülüşürken Oğuzun çığlığıyla herkes başına toplandı, gördüğüm görüntü korkunçtu Oğuzun kolu neredeyse ters dönmüştü ve kırıldığını anlamamak elde değildi.

Bölüm bitti gittikçe daha uzun oluyor bölümler, umarım seviyorsunuzdur.

Zırlağın kolu kırıldı sizce neden ve nasıl oldu ?

Yorum eklemeyi unutmayalım 🌿

Ateş - AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin