Normal insanlar gibi değildim hiç olmadım. Herkes birbiriyle dertleşirken ben bütün problemlerini kendi içinde yaşayan , kendi halinde bir insandım hep böyle oldum. Bu bir saçmalıktı benim için " HERKES GİBİ OLMAK " ben asla böyle bir insan olmamak için hep diretmiş kendimi insanlardan hep uzak tutmuştum.
Bunları düşünürken annemin aşağıdan " kızım Melis ne yapıyorsun orada gel yemek hazır " demesiyle bütün düşünceler kafamdan uçup gitmişti. Evet ben Melis TÜRK annesi ile birlikte yaşayan babasını yıllar önce kaybetmiş ve o boşluğu kimsenin doldurmayacağını bilen ilk aşkını evet ilk aşık olduğu , inandığı , güvendiği adamı bir trafik kazasında kaybetmiş ve o gittikten sonra hiç bir erkeği hayatına sokmaya cesaret edememiş fazla çevresi olmayan bir kız olduğum doğrudur.
Aşağıya inip annemin yanına gittim masada her zamanki yerinde oturmuş beni bekliyordu. Her zaman olduğu gibi yanına geçip oturdum sessizce. Birden aklına gelmiş olacak lafa direk gidip " kızım yarın misafirlerimiz gelecek bir yere çıkma nasıl olsa sana da yarın tatil bana yardım edeceksin " diyerek yemeğine devam etti. Sanki dışarıya çıkacak arkadaşım , çevrem varmış gibi.
Benim tek çevrem çalıltığım kitap evinde okuduğum ve sattığım kitaplardı. Evet ben yarın izinliydim ve yarın dinlenmek yerine anneme yardım edecektim. Ne de güzel tatil ama..Yukarıya çıkıp tekrar düşünmeye başladığımda her zamanki gibi anneme " yarın bize kim gelecek " sorusunu sormamış olmamdı. Acaba yine hangi arkadaşları gelecekti. Acaba yine hangi dedikodulara marus kalacaktım. Bu acabalar beni ne zaman bitirirdi bilmiyorum..
Ertesi sabah annemin " Melis hadi kalk daha çok işimiz var " demesiyle kafamı yastıktan kaldırdım. Önce banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp kendime geldikten sonra aşağıya indim.
-Geldim anne tamam.
-Hadi güzel kızım bugün çok işimiz var. Daha etraf toparlanıp hazırlık yapılacak. Sen kahvaltını yap bana yardım edersin. Dedikten sonra temizliğe devam etti.
Kahvaltımı yaptıktan sonra anneme yardıma başladım. Beraber temizliği ve yemek hazırlıklarını yaparken anneme aklımdaki soruyu sordum " bugün bize kimler gelecek anneciğim " dedikten sonra annemin gülüşünü yakaladım. Kesin yine bir iş bulmuştu ve oradan birileri gelecekti ya da babamın tanıdıklarından birisi. " yavrum babanın eski iş ortağı biliyorsun Mehmet amcan ailesi ile birlikte akşam bize ziyarete gelecekler seni de merak etmişler " dedikten sonra " hadi bakalım ikimize bir yorgunluk kahvesi yapta içelim " dedi. Kahvelerimizi içtikten sonra hazırlanmaya başladık.Sonbahar olduğu için hava çabuk kararıyordu. Hemen bir pantalon , gömlek üzerime geçirdikten sonra saçlarımı toplayıp hafif bir makyaj yaparak aşağıya ineceğim sırada kapı çalındı..
Aşağıya inip kapıyı açtım evet Mehmet amca , Asuman teyze ve oğulları Berk Ata gelmişlerdi. Öyle ki Berk Ata o kadar değişmiş yakışıklı olmuş ki tanıyamamıştım. Evet onu görünce kalbim duracak gibi atmaya başlamıştı. Birden aklıma gelen soru işaretleri ile kendimi yokladım bunca zamandır kimseye böylesi yakın , içten , samimi olarak bakmadığımı fark edince kendimden utanıp kıpkırmızı olmuştum.
Aileler bir araya gelip oturduk hep beraber yemek muhabbet sohbet derken sohbet konusu babam oldu. Fark etmeden gözlerim fotoğrafına gidip dolmaya başladı. Onu çok özlediğimi bir kere daha hissetmiştim , yokluğuna alışamadığımı anlamıştım. Baba sevgisi gibi hiç bir sevgi yok bu dünyada..
Aileler Berk Ata ile beni yakın arkadaş olmak için zorlayınca iyice kalbim sanki ağızımda atıyormuş gibi hissetmeye başladım. Olmaz dediğim şey mi oluyordu yoksa babamdan sonra ilk defa başka birine güvenip seve bilir miydim tekrardan. Berk Ata ile numaralarımızı birbirimize veremezdik çünkü beyefendi telefon kullanmayı sevmiyormuş..
Artık misafirlerimizin gitme zamanı gelmişti ama ben o gitsin istemiyordum sesi , gülüşü , kokusu , kendinden emin tavırları ile salonumuzun baş köşesinde hep otursun istiyordum. O kadar ki ruhumun en içinde hissediyordum bunu kalptan istiyordum. Ama gitme zamanı gelmişti çoktan. Onlar giderken yanından geçti ve kokusunu bir kere daha hissetmiştim. Bu çok güzel bir duyguydu..
Onlar gittikten sonra salonda onun oturduğu koltuğa oturup düşğnmeye başlamıştım. Acaba tekrar görüşür müyüz ? Acaba bana ulaşır mı bir yerden ? Acaba sevgilisi var mıdır ?
Bunları düşünürken saate aldırmamıştım ve sabah olmuştu çoktan hiç uyumamıştım uykum da yoktu. İşe giderken bile onu düşünüyordum. Öyle ya herkeste onun kokusunu aramaya başlamıştım çoktan. Farkında olmadan ruhuma işlemişti çoktan..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir AŞK Meselesi
RomanceOlur ya birden bire hiç ummadığın anda gelir aklına işte öyle zamanlarda kalbinin atışını boğazında hissedersin, nefes almakta zorluk çekersin, gözlerin tek bir yönde kilirli kalır ve orası sadece onun olduğu yerdir. İşte Aşk Hiç Ummadığın Anda Geli...