Part 1
'Hey Elson,dostum bak,gitmem gerek ! '
'Tanrı aşkına Adrian ! Söylesene,nereye gideceksin ?!'
Adrian kaşlarını çattı ve arkasını döndü.Siyah ayakkabılarının çıkardığı takırtı köhne binada yankılanıyordu.
Birisi Elson'a haddini bildirmeliydi.
'Merak mı ediyorsun ?..' dedi sesinin tedirgin çıkmamasını yürekten isteyerek.'O zaman söyleyeyim..Babamın yanına gidiyorum.'
Elson sırtını soğuk duvara yasladı ve kollarını göğsünde kavuşturdu.Bir yandan da sırıtıyordu.
'Senin baban var mı sanki ?'
'Konuşmalarına dikkat et !'
Adrian Elson'un suratına öfkeyle baktı.Bu adam kimdi de onunla böyle konuşmaya cesaret edebiliyordu ?!
'Benim kim olduğumu bilseydin..' diye geçirdi içinden.
Elson o sırada tekrar sırıttı.
'Unutma Adrian,ben bir polisim.Ve..sen,söylediklerine dikkat edeceksin.Ben değil.'
Adrian,Elson'un yüzüne bile bakmadan koridora çıktı ve sokak kapısını ardından hızla çarptı.
Herifin gülümsemesinin anında kaybolduğuna adı gibi emindi.
Part 2
Serin rüzgar güneş olsa bile etrafı kasıp kavuruyordu.Bulutların arasında yüzünü göstermeye cesareti olmayan güneş ise,çoktan unutulmuştu.
Zamana rüzgar hakimdi.
Adrian yoldan süratle geçmekte olan bir taksiyi durdurdu.Gideceği yere yürüyebilirdi de ama siyah takımını batırmak istemezdi.
Büyük ihtimalle az sonra yağmur yağacaktı.
Taksiye yavaşça kuruldu ve şoföre gideceği yeri söyledi.
Adrian,hala bu adresi aklında nasıl tuttuğunu düşünüyordu.-Öyle karışıktı ki-
Araç hareket etmeye başlayınca gözlerini camdan dışarı çevirdi.Caddenin karşısındaki sıralı çamfıstığı ağaçlarının kokusu burnunu okşuyordu.
O kadar dalgındı ki,gülümsemedi bile.
Buraya nasıl gelmişti ? Ya da gelmeye nasıl cesaret etmişti ?
Derin bir nefes aldı ve az sonra olacaklara kendini hazırlamaya çalıştı.
Bu her ne kadar mümkün değilse bile...deneyecekti.
O,Adrian Dwight olsa bile.
'Bayım,geldik.'
Hemen taksiciye baktı.Adam,karşıdaki açık kahve evi göstermekteydi.
Cüzdanından yüksek miktarda para çıkardı.Hafifçe tebessüm ederek taksiciye uzattı ve arabadan indi.
Işığın yanması ile birlikte karşıya geçerken bacakları titriyordu.
Mark Dwight...
Bu Adrian için normal bir isim değildi.
Yalnızca 2 kelime de değildi.
Zihnine kazınmış,ona asla rahat vermemiş,hep acı çektirmiş bir kişinin ismiydi.
Onda gördükten sonra kimseye yakıştıramadığı bir isim.
Bir insan,birinden bu kadar nefret edebilir mi diyeceksiniz.
Evet,Adrian etmişti.
Adrian,babasından nefret etmişti.
![](https://img.wattpad.com/cover/6587665-288-k602043.jpg)