2.Bölüm
Tam 17 yıl olmuştu.Onu yıllar sonra görecek olmak,tuhaf yerine Adrian'ı öfkelendirmişti.
Kalbi normalden daha hızlı atıyor,nabzı damarından dışarı çıkacak diye korkuyordu.
'Evet..' diye mırıldandı.'Seninle yeniden buluşacağız babacığım.
Ön verandanın tahta basamaklarını sessiz hareketlerle tırmandı.Etrafındaki saksılarda bin bir çeşit çiçek vardı.
Ayrıca bakımsız da değildiler.
Yaşlı bir adam bütün bunları nasıl yapabilmişti ?
Yumruklarını sıktı ve kapıya dokundu.
Meşe ağacından yapılmaydı.Ah tabii,bir de soğuktu.
Adrian ürperdi ve elini çekti.
Bunu yapabileceğine inanmıyordu.
İçindeki diğer ses ise,kendisine güvenmesini söylüyordu.
'Hayır.' dedi kısık bir sesle ve kafasını salladı.
Ne de olsa içindeki sese her güvendiğinde kötü şeyler olmuştu.
Bu sefer,merakına yenik düşmeyecekti.
Aniden gelen bir tepkimeyle arkasını döndü ve hızla basamakları inmeye başladı.
Şimdi yapmamıştı ama daha sonra tekrar gelecekti.
Hazır olunca,tekrar deneyecekti.
Deborah Calanthe ellerini mutfak eviyesine dayadı ve güçsüzce nefesini verdi.
Artık yaşlanmıştı,bu tür kalp çarpıntıları normaldi ama..yine de zor geliyordu.
Bunu hissetmek,yakında ölecek olmayı bilmek kolay değildi.
'Hadi Deborah,gelsene.Bak başlıyor.'
Ah,artık kendisi gibi yaşlı eşiyle oturup saçma televizyon programları izliyordu.Gülmüyordu,sadece bakıyordu.
'Tamam.Geliyorum.' dedi ve masanın üzerindeki meyve tabağını aldı.
En azından meyve yiyerek televizyon seyrederlerdi.
Yavaş adımlarla kocasının yanına gitti.Yaşlı adam beyaz koltuklarda oturmuş,üzerine de ince bir pike örtmüştü.
O salak televizyon programını izliyordu.
Deborah gülümsedi ve tekli koltuğa oturdu.Burası onun evde en sevdiği köşesiydi.
Yalnız olmak hoşuna gidiyordu.
Eline bir portakal alırken bakışlarını televizyona çevirdi ve her zamanki gibi anlamadan seyretti.
'Ah,hadi Chuck ! Vur şu adamı ! '
Kocası ne kadar yaşlı olursa olsun oldukça dirençli görünüyordu.Oldukça çevik.Ve televizyon izlerken heyecan yapmaya oldukça müsait.
Dudaklarının kendinden habersiz bir şekilde tebessüm ettiğini hissetti.
'Demek yaşlandıkça bunlar da oluyormuş...'
Gençliğini düşündü.Harika bir kadın olduğu zamanları.
Ne kadar da güzeldi o günler.
Kesinlikle çok çalışkandı,asla pes etmezdi.Patronu Bay Werrick'ten en zor görevleri bile kapmak için elinden geleni yapardı.
Vincent'i aklına getirmek ise hepsinden zordu.
Sevdiği ilk kişiydi..Vincent.
Belki de ilk nefret ettiği.