ARAF

34 1 0
                                    

Ne tuhaf ,

Canımı acıtanda sensin ,canıma can katanda.Sözlerim seni ne kadar etkiler bilmiyorum .Kabul ediyorum müthiş resim çizemem. Sesimde o kadar iyi değil . Güneş gözlüğü  sana yakışıyor .Ama daha ne yapmam gerekiyor o gözlüklerin karşısındaki beni görmen için ? Herşeyi denedim . Sahi hak etmiyormuyum senin sevgini ? . Bir yılbaşı gecesindeki son dileğimdin sen . Belkide gökten düşen kartanesi , gerçek ol istiyorum . Belki birkaç damla gözyaşı gözlerimden akan , o masum gözyaşları  içimdeki kaosun asit yamurlarıydı aslında,  herbir damlasında  yüzümü yakan.  Yakıyor senin aşkın önce şiddetli bir kalp ağrısı , bak yine ağrıyor kalbim senin yok sayışların ağrının şiddetin dahada attırıyor . Sonra, sessiz çığlıklar çınlıyor kulaklarımda . Elim ,ayağım, gözlerim bağlı bir işkence masasında . Senin aşkın,  kül ediyor ruhumu . Aynı zamanda çocuk kadar mutlu . Sen arafsın cennet ile cehennem arasındaki incecik bir çizgi Sen : cennet kadar güzelsin ,aynı zamanda da cehennem kadar acımasız . Renksiz bu sözlerim farkındayım .

Siyah bir  kadın hayaleti görüyorum . Sana ulaşmamı engelleyen bir sis perdesi . Soğuk buralar , budan duvarların arasında sıkışıp kaldım . Donarak ölmemi engelleyen ise senin alev topun . Ne tuhaf değil mi ? Hem yakıyor canımı : Kızgın bir demire tutuyormuşum gibi, ellerimden oluk oluk kan akıyor . Menüde ızgara el var (!) Aynı zamanda ise,hayatını kurtarıyor . Kutuplardayım ,yazlık kıyafetlerle. Eritemiyorum duvarları , erimiyor buz kütleleri  acımı dindirmek için buzlara tutunuyorum .Duaybiseydin keşke feryadımı . Ne zaman yaz gelecek ? Ya sonbahar mevsimim yada karakışlar . Ne bir ilkbaharım var nede neşeli yaz akşamlarım , Varım yoğum buzdan duvarlarım , buz kütleleri arasındaki kafeslerim .Soğuk bir labirentteyim , ayaklarımda pranga çekiyorum güllemi. Üstümde başımda pek birşey yok . sadece : yırtık, sökük , kirli köle kıyafetleri. Pekte üşümüyorum aslında beni ısıtan  avuçlarımdaki alev topu . Acıyor ellerim çok acıyor ah !! her bir adımda damla damla kan akıyor ellerimden , ayaklarım çıplak . Buzdan bir halıda yürüyorum yalınayak ,kırmızının en güzel tonunu ayaklarımda görebiliyorum . Kanlı ellerimle renk buluyor halı . Neyden kaçıyorum , nereye gidiyorum ? Bilmiyorum . Bilinçsizce yürüyorum .Elimdeki tek bir alev topu yetmiyor :Buzdan kaleleri ,surları,duvarları eritmeye yetmiyor .Arafın soğuk diyarlarında tavaf ediyorum . kalkmıyor şu lanet olası sis perdesi ,gitmiyor şu gökyüzünde uçan kanlı baykuşlar . duvardan sesler geliyor, birileri sürekli birşeyler fısıldıyor , beyaz bir at koşuyor duvarın içinden  siyah bir aslan kükrüyor bir yerlerden . Halının üzerindetürlü türlü yılanlar var . Bu kocaman bir kabus olamalı . başımın üzerinde bir zümrüdüanka kuşu var benimle beraber, ben nereye gidersem oda geliyor peşimden . Neredeyim ben böyle ?  iyinin ve köünün yam ortasındayım .İki kapı arasında medcezir gibiyim . Sen hem cennetsin ,hemde cehennem. Hem azgın bir alevsin hemde sonsuz bir güzelliğe akan gümbür gümbür bir şelale .Hem sonsuz bir gül bahçesisin hemde demir parmaklıklardan yapılmış içi elem ve keder dolu bir kafes .Sen , hem meleksin hemde azgın bir şeytan . Sen, arafsın . Ne iyi nede kötü olan .Sen bambaşka bir rüzgarsın . Ne sert bir poyrazsın hoyratça esersin  deli gibi nede samyelisin ılık ılık okşarsın mevsimini  sen ... Sen sadece benim aşkımsın 



BilincaltiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin