İntikam Aşkı

18 3 1
                                    

Hayatımda belki de hiç olmadığım kadar mutluydum. Onu her gördüğünüzde içiniz titriyorsa, kalbiniz ordan çıkmak istercesine çırpınıyorsa, onu gördüğünüz de eliniz ayağınıza yapışıyorsa bilin ki onun adı aşktır. Günlerden otuz ağustos bu tarih benim için çok kıymetliydi. Bu mutluğumun içinde bi o kadar da üzüntü vardı yüreğimin içinde bir şeyler yerle bir oluyordu... Olması istenilmeyen olaylardan doğan ruh tedirginliğiydi bu yüreğimdeki, neyse ki benim için biri vardı herşeyden kıymetli, herşeyden önemli biri. Onun varlığıyla can buluyordu resmen ruhum. Bir insan bunları söyleyebiliyorsa aşıktır.

Artık gün gelmişti buluşacaktık, ve ben herşeyimle hazırdım onun yanına gitmek için. Ve artık yola koyulmuştum, gittiğimde gördüğüm manzara o ve bir kaç tane arkadaşı idi.
- Merhaba? Dedi.
- Merhaba
- Gidelim mi? Diye sordu.
- Gidelim dedim

Onun bana her bakışında içimde çok tuhaf bugüne kadar hiç yaşamayadığım tatlı bir duygu olmşmuştu, ve ben bundan oldukça memnundum. Kim bilir belki de oda? Yürüdük yürüdük yürüdük... Sonra bi parkta oturmaya karar vermiştik artık ve oturduk. İlk dakikalarda çok değişik olmuştum bununla beraber durmadan etrafa bakınıyordum haliyle oda arada göz göze geliyorduk, çok geçmeden gözlerimizi kaçırıyorduk birbirimizden. Zaten ben hiç konuşmuyordum o da konuşumuyordu haliyle susa kaldık epeyce bi süre bu böyle geçti. Sonra geç oldu artık seni evine bırakayım. Dedi bende tamam dedim. Beni eve bıraktığında içimde anlatılması mümkün olmayan bir mutluluk kaplamıştı... Çok mutluydum ve bu mutluluğu bir tek ona borçluydum bana bu mutluluğu bu huzuru tattırdığı için ona minnettardım.
Saat dokuz olmuştu ve benim göz kapaklarım yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı, artık uyumalıydım yatağıma uzandım ve hiç bişey umrumda olmadan onu düşünüyordum. Gözlerini, bakışını, sesini, yanımda olmasını sahi bunları düşünmek neden bu kadar güzel? Otururken, yemek yerken durduk yere o geliyo aklıma ve ben sanırım onu çok seviyordum...

Sabaha o kadar mutlu uyanmıştım ki, ben kendimi bildim bileli bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum. Telefonuma baktığımda ondan bir mesaj gelmişti "günaydın ömrüm" dakikalarca o mesaja baka kaldım bana ömrüm demesi âdeta ömrüme ömür vermişti... Benim bu mesaja vermiş olduğum cevap, "sanada günaydın" demek oldu. Çok geçmeden annem kahvaltıya çağırmıştı beni. Yemeğimi yedim ve kendime bi soru sordum, sorum ise şuydu; neden bu kadar kısa bir sürede özlüyorum seni? Düşündüm düşündüm düşündüm... İnsan bıraktığı andan itibaren özlüyormuş. Dedim. Tek bildiğim bi an önce onu görmek istememdi, ama nasıl? Yorgun hissediyorumdum kendimi bi an oldu bu nasıl oldu ne ara oldu? Bende bilmiyorumdum. Uyumak istiyordum ve uzandım. Gözlerimi kapatmamla direk o geldi aklıma yüreğim dayanmıyordu daha fazla. Uyumak için çok direnmiştim.

Saatler sonra uyanmıştım, sanırım yorgunluğun geçmişti. Mesaj atmıştı yine konuşmaya başladık, bana bugün iş çıkışı buluşalım mı? Dedi. Bende, duruma göre ben sana haber veririm. Dedim. Tamam dedi.
Bir saat sonra tamam geliyorum dedim. Bekliyorum aynı yerde dedi. Tamam çıkıyorum dedim. Ama bu sefer tek gitmemiştim yanımda küçük kardeşim Ensar vardı, gidiyorduk ve Ensar yol boyu benimle ne konuştu ne de mutluydu. Neden böyle? Dedim kendi kendime neyse ki artık o parktaydık .
- Bu kim? Dedi
- Kardeşim Ensar dedim.
- Neden konuşmuyor? Dedi.
- Bende bilmiyorum yol boyu böyleydi dedim.

Çok geçmedi o kardeşimi konuşturmak için çok çabalıyordu ama bi faydası olmuyordu. Aldı Ensar' ı kaydırmaya başladı ve yüzünde gülümseme oldu. Bende çok mutlu olmuştum. Geldiler oturdu kardeşim ise kendi halindeydi. Epeyce bi süre yine sessizlik oldu, içimden bi ses konuş diyordu ama bi türlü buna cesaret edemiyordum. Bana bişey demek istiyordu ama diyemiyor gibiydi sanki. Dayanamayıp artık "Sormak istediğin bişey var mı?' Dedim. Bana vermiş olduğu cevap; "Şuan burda benim ile olduğun için mutlu musun?" Dedi. Bende çok durmadan "Hemde çok" Dedim. "Bende hemde çok" Dedi. Çok geçmeden yine artık seni eve bırakayım dedi. Bende her zamanki gibi tamam dedim. Artık uykusuzluktan Ensar'ın gözleri kapanmaya başladı ve ben Ensar'ı tam kucağıma alacaktım ki izin vermedi o aldı. Ne ara oldu ne zaman oldu bende bilmiyorum ama elimi tuttu hemde ilk tutuşuydu asla unutmam... Her iki saniyede bir elimi sıkıyordu, eve çok yaklaşmıştık burası evim dedim çok teşekkür ederim iyi geceler dedim. Elini hiç bırakmak istemiyordum ama bırakmak zorunda kalmıştım... Ve gitti sonra arkasına döndü ve bekle dedi. Durdum sana sarılmak istiyorum dedi. Parkta sarılacaktım ama yapamadım dedi. Ve sarıldı o an içim öyle bi titredi ki imkansız, tarifsiz, huzur verici bişeydi...
Eve gelirken bile içimdeki titremeye hâlâ devam ediyordu. Kapıyı annem açmıştı azıcık azar işittim ama oralı bile değildim. Özür dilerim anneciğim dedim. Ensar kucağımda uyuyakalmıştı zaten onu uzandırdım yanıma, onunla beraber bende uyumak istiyordum ama bu sefer yapmadım, her saniye de onun elimi tutuşu, sarılması geldikçe uyumak pek de mümkün değil gibi gözüküyordu. Seni çok seviyorum dedi. Bende seni çok seviyorum dedim. Bana neden elini sıkıyordum biliyor musun? Dedi. Hayır dedim. Elini tuttuğumda elim titriyordu onun için elini sıkıyordum dedim. Önemi yok dedim. Bugün çok güzeldi artık geç oldu uyusak iyi olur iyi geceler prensesim dedi. Benim içinde çok güzel bi gündü iyi geceler dedim. Ve uyumaya çalıştım ama nedense bi kaç gecedir uyumak çok zordu benim için... Gece boyu sadece onu düşünerek uyuyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 30, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İntikam AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin