"Dance,Past and Newspaper"

1.6K 61 2
                                    

Bölüm 5

Niall Horan, sıkıntıyla merdivenleri çıkıp pembe kapının önüne geldi. Bu işe nerden bulaşmıştı bilmiyordu. Burada olanın neden kendisi olduğunu da bilmiyordu. Ama nedense müdirenin sözlerinin ardından Louis’in gözlerinde gördüğü parıltı ona, baştan beri bu işin kendisine kalacağını fısıldıyordu

  “Ah ama ben biliyorum…”  diye mırıldandıktan sonra gülümsemesi iyice genişlemişti kadının. “Diana Devonne ’den öğreneceksiniz. Ama belirtmeliyim ki arkadaşına bağlıdır, kolay kolay anlatmaz.”

Bu sözlerin üzerine Louis’in otuz iki diş sırıtan yüzü Niall’a dönmüştü. “O iş kolay.”

Genç adam saçlarını karıştırırken yüzünü buruşturdu. Zaten genç kızın kucağında uyuması ve adada nerdeyse onu öpecek duruma gelmesinin peşinden ondan köşe bucak kaçıyordu. Onunla konuşursa ne diyeceğini bilmiyordu çünkü olanlar hakkında en ufak açıklaması yoktu.

Ve şimdi genç adam pembe kapının önünde derin bir nefes alıyordu. Kapıyı hafifçe tıklattı fakat cevap alamadı.

Zira içeriden yükselen müziğin bunda payı büyüktü.

Genç adam ikinci tıklatışta da cevap alamayınca çaresiz kapıyı açtı. Açmasıyla gözlerinin büyümesi bir oldu.

---

Kat Deluna – Drop It Low

I'm a see you looking it at me

Oh my my sexy boy

Üzerinde sadece fuşya rengi bir çamaşır takımı ve uzun renkli çoraplar olan güzel kız, elinde iki tane elbise, pembe renkli yatağın üzerinde deli gibi dans ediyordu.

“Acaba hangisini giysem?” diye mırıldandı Kat Deluna’nın kıvrak müziğine uyarak saçlarını savururken. “Pembeyi mi sarıyı mı?”

O kendi etrafında dönerken müziğin ritmi değişince, kalçalarını ritme uygun sallamaya başlamıştı. Hala elindeki kıyafetleri inceliyordu. Nihayet ikisinden de sıkılıp yere fırlattığında ilerleyip dolaptan yenilerini çıkardı.

“Tanrım tanrım! Hangisini giysem?” kendi kendine söylendiği saçma sözlere aptal bir melodi uydururken elindeki yeşil elbiseyi bir kenara atmış, sonunda karar verebildiği mor rengi Channel elbiseyi giyiyordu.

“I’m a see you looking it at me, Oh my my s-“

Elbiseyi başından geçirdiğinde gördüğü suratla beraber eşlik ettiği sözleri yarıda kesti.

“Horan! Sen kaç saattir beni izliyorsun?”

Genç kız sarışın çocuğa kızarken eşlik ettiği sözlerin duruma ne kadar uygun olduğunu düşünüyordu.

Niall Horan ise az önceki manzaranın etkisinde derince yutkundu ve gözlerini kapattı.

“Seninle bir konuda konuşmak istiyordum.” Diye fısıldadı yumuşak ama baştan çıkarıcı bir tonla.

Genç kız herkesin âşık olduğu sesin kulaklarına doluşuyla kalbinin tekleyişini engelleyemedi. Kaç gündür onun yüzüne bakmaktan kaçınıyordu. Çayırlıkta öpüşecek haddeye gelmelerini her hatırlayışında yüzü kıpkırmızı oluyordu,  genç adamın mükemmel kokusu ve dudakları aklından çıkmıyordu çünkü.

“Evet? Önemli bir şey mi var Niall?” diye sordu yavaşça elini yatağa vururken.

Genç adam yatağın çökmesine neden olacak şekilde yatağa otururken merak dolu mavilerini ona dikti. ”Şu senin ağladığın günle ilgili.” Diye başladı yavaşça.” Ne oldu o gün, Peri’yle?

SassyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin