Bu Osmanlı Cehennemine nasıl geldiğimi bilmiyordum. Büyük bir sarayın içerisindeydik. Buradan kurtulmak istiyordum. Karşımızda orta yaşlı bir kadın vardı, ona Daye Hatun diyorlardı. Hepimizi sırayla inceleyip seçiyordu. Maria derin bir nefes vererek bana fısıldadı.
Maria : Bak korkulacak cehennem değilmiş.
Alexandra : Daha birşey görmedik !
Daye Hatun bizleri incelerken bir yandan da ağalara seslendi.
Daye Hatun : Bu seçtiklerimi hamama gönderin hekim kadında bie muane etsin. Diğerlerini aşağı indirin yarın sabah götürürsünüz.
Bana kin dolu bir bakış attı bende ona öyle bir şekilde baktım. Eliyle itti. Bağırmaya başladım. İki tane ağa koluma girip beni başka bir yere götürdüler.
Kapıdan içeri zorla getirerek diz çöktürttüler. Karşımda iki tane kraliçe gibi giyinmiş kadın duruyordu. Rusça bağarmaya başladım.
Alexandra : Dokunmayın bana ! Bıraksanıza beni !
Valide Sultan : Kapa çeneni, bağırma ! Sakin ol.
Kadında benim gibi rusça konuşmuştu.
Alexandra : Beni zorla bu Osmanlı Cehennemine getirdiler. Lütfen yardım edin kurtarın beni. Siz güçlü, zengin bir kadınsınız belli. Bunlara söyleyin bıraksınlar beni. Yoksa öldüreceğim kendimi.
Valide Sultan : Sen Sultan Süleyman'ın malısın. Ölmenede yaşamanada o karar verir. Ve ben. Götürün !
Alexandra : Ben, kimsenin malı değilim. Ölürüm olmam ! Bırak ! Bırak ! Bırak beni !
Ağalar hızlıca dışarı çıkarttılar beni. Hamama doğru götürttüler. Hekim kadın hepimizi inceledi ve temizledi. Buradan kaçmak, kurtulmak istiyordum. Kim bu insanlar ? Sıra bana geldiğinde hekim kadına bağardım.
Alexandra : Bırak beni be kadın ! Hayvanmıyız biz !
Kadın : Gel buraya !
Bacaklarımı zorla araladım. İşi bittiğinde herkes kendini yıkıyordu. Kafamdan aşağı su dökmeyle yetiniyordum. Ağlayarak...
Hamamdan çıkıp taşlığa geri döndük.
Nigar kalfa : Hadi kızlar sallanmayın çabuk olun hadi !!
İçeriye girdik. Daye hatunla birlikte karşımızdaydı Nigar kalfa.
Nigar kalfa : Geceliklerinizi giyin yatın. Yarın yeni kıyafetler verilecek. Hadi !
Herkes yatağının üstündeki geceliği alırken ben yere fırlattım.
Daye hatun : Alex misin Alexandra mısın nesin ?!! Kırarım o kemiklerini ! Al geceliği yerden.
Hiçbir şey yapmadan ona öfkeyle bakmaya devam ettim. Arkamda iten Nigar kalfa yüzünden yere düştüm. Tekrar ayağa kalktım.
Daye hatun : Hepiniz kulaklarınızı açın. Hiçbirinizi affetmem ona göre !
Nigar kalfa : Burası Topkapı Sarayıdır. Osmanlı Hanedanının yeridir. Hepiniz Sultan Süleyman'ın malısınız. Seninle Rusça konuşanda Valide Sultanımızdır. Padişahımızın anasıdır.
Maria gözlerini kocaman açtı ve şaşırmış bir şekilde sordu.
Maria : Dilimizi nerden biliyor ?
Daye hatun : Kırım Hanı Girayhanın kızıdır. Sizin gibi köle olarak gelmedi bu saraya. Sultan olarak geldi.
Daye hatun yanımızdan ayrıldıktan sonra Nigar kalfa hemen giyinmemizi söyledi. Bütün kızlar hazırlanırken beni kolumdan tutup öteye götürdü.
Nigar kalfa : Hepimiz köle olarak geldik bu saraya. Eğer ki aklını başına toplarsan köle olarak kalmazsın. Eğitimini al, çeneni kapa, uslu ol. Buradaki kızların hepsi sultan için hazırlanır. Eğer seçilirsen sultanı mutlu edersen ve birde erkek çocuğun olursa Haseki Sultan sen olursun. Dünyayı sen yönetirsin.
O konuşurken tek bir laf etmeyip dinlemiştim. Ben Alexandra La Rossa. Gelebileceğim en yüksek mertebeye geleceğim ve ant içiyorum ki bu sarayda bu imparatorlukta benim olacak. Kızların yanına giyinmek için geri döndüm.
Maria : Ne dedi sana Alex ?
Alexandra : Birşey demedi. Hadi yatalım.
Giysilerimi giydikten sonra boynumda duran hacı elimin içine yerleştirdim. Rüyamda annemi ve babamı görmek için dua ettikten sonra gözlerimi kapatıp kendimi uykuya bıraktım.
Arkadaşlar bu ilk kitabım. Beğendiyseniz yorum ve votelerinizi eksik etmeyin teşekkürler.