1. Bölüm: Firar

4.8K 129 6
                                    

Öncelikle merhaba hepinize! Kitaba yeni başladım ve umarım çok güzel yerlere gelir. Desteğiniz hevesim olacağı için lütfen bol bol yorum yapın, bu beni tahmin edemeyeceğiniz kadar aşırı mutlu eder. Küçük bir not düşeceğim bu arada: Bu bölüm her şeyin başlangıcı niteliği taşıyor, o yüzden geçmişte geçiyor. Ancak sonraki bölümlerde yani hikayenin esasında şimdiki zamanda geçecek. Ayriyeten her bölüme güzel müzikler koyacağım, iyi okumalar~ (̑̑)

。。。

1628 - Büyük Britanya
Atlı arabanın ve hafif çiseleyen yağmurun çıkardığı sese kulak verdi o zamanki adıyla Millard. Kadife perdeyi aralayıp dışarıda tez vakit evine dönmeye çalışan insanların acelesini izledi. Ayakkabılarının tabanlarını hafifçe zemine sürttü ve iç çekti. Kısa bir beklemenin ardından araba ihtişamlı sarayın önüne varmıştı.

Millard tepkisizliğini koruyup çenesini sıktı ve arabadan inip gözü üzerinde olan birkaç kızı es geçerek devasa kanatlı kapıya vardı. Askerlerin onu tanımasıyla başıyla küçük bir selam vererek içeriye girdi. Bugün belki de sahip olduğu en değerli şeyi kaybediyordu. Sarayın girişindeki hol bir sürü masayla ve bir de seri şekilde koca bir masa neredeyse sonsuzluğa uzanan yemeklerle donatılmıştı. Millard'ın ise iştahı zerre yoktu.

İleride geniş merdivenler yarım kat yukarıya çıkıyor, orada ise üç adet taht bulunuyordu. Daha sonrasında ise iki yana merdivenler tekrar yükselip sarayın içine varıyordu. Kralı üst katta aşağıyı izlerken buldu, herkesin görebileceği hatta fark edebileceği bir yerde değildi. Dikkatleri üzerine çekmeden merdivenleri çıktı ve nihayetinde kralın yanına vardı. Kral tebessüm edip Millard'ı selamladı.

"Armanızı henüz teslim etmememi mazur görün Bay Millard. Mümkün olan en yakın zamanda bir tören düzenlenip ordunuzda rütbesi yükseltilmiş askerlere armaları sizinle birlikte takdim edilecektir." Millard kralın önünde saygıyla eğilip resmi dille teşekkür etti.

"Birazdan evlilik töreni başlar, davetlilerin hepsi geldi sayılır. Daha sonra görüşmek dileğiyle Bay Millard" dedi kral ve çekildi. Millard ise başıyla onaylayıp merdivenleri indi içindeki huzursuzlukla.

Salonun köşesindeki kemancılar sesi kısık tutarak müziğe başladı. İki yandan gelin ile damat yürümeye başladı. Millard prensese odaklandı, güzelliğinden geçilmiyordu... Gözleri ona kitlenmiş bir şekilde kaşları çatıldı. İlk defa bir kadına aşık olmuştu, şimdi ise ellerinden kayıp gidiyordu. Duyguları karman çorman sadece izledi. Kabarık gelinliğine ve şekil verilmiş saçlarına, elindeki beyaz çiçeklere, belli belirsiz makyajına ve dudaklarına baktı. Kendine gelmek için silkelenip ciddileşti ve içinden 'Uzun sürmeyecek, sabret' diye söylendi.

Prenses ve prens gelip ortada durdu, prensten sonra en son prensese prensini eşi olarak kabul edip etmediği sorulduğunda durdu. Sesini çıkarmadan sadece durdu. Ve Millard'a bakakaldı. Millard ise tebessüm edip prensesin üzerinde bakışlarını gezdirmeyi sürdürdü.

"Evet." diyip yutkundu prenses. Salonda yüzlerce kişinin küçük alkışları birleşerek yüksek bir ses yarattı. Taçlar takıldı ve böylece evlilik merasimi son bulup dansa geçildi.

     Millard kendine ayrılan masadaki ordudan arkadaşları ve yüzbaşının yanına gitti. Selam bile vermeden yerine oturup şarap şişesini açıp aşırı ince camdan yapılan bardağa şarabını doldurdu. Bir yudum alıp dans etmeye yeni yeni başlamış davetlilere kaçamak bakışlar attı. Dakikalar sonra prens ve prenses dans etmeye başladı, Millard ani bir hareketle ayağa kalktı.

Ebedi PerestişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin