Ben Max Payne.
Karım ve çocuğum öldürüldü.
Bu stilist uyuşturucu "V" ile alakası vardı.
Narkotiğe transfer oldum. Onların katilini bulmak için saklandım. Çok yaklaştım. Cinayetle suçlandım.
Kaybedecek bir şeyi olmayan, asrın en kötü kış fırtınasında mafyanın peşinden gittim.
İlk durağım Vinnie Gognitti oldu. Onun hayal kırıklıklarının altında bağımlı kızlar vardı. Ondan istediğimi almıştım, bir ara sokakta onu kanlar içinde bıraktım.
Bir gotik gece kulübünde Mona Sax ile karşılaştım. RagnaRock. O bir kiralık katildi. Kız kardeşinin sadist bir kocası vardı. Ben tüm yanlış nedenlerle ona çizildim.
Vladimir Lem ile bir anlaşma yaptım. Rus, pürüzsüz bir operatör oldu. Benim peşimde olduğum mafyanın gitmesine yardımcı oldu, ama bu beni aşar. İşe hükümet de dahil oldu.
Gizemli bir adam beni aradı. İsmi Alfred Woden. Gerçek düşmanımın adı; Nicole Horne idi. Woden ve Horne ikisi de gizli cemiyet üyeleriydi. İç daire. Arkasında "V." Vardı. Herşeyin arkasında.
Eşim, D.A. için çalışırken yanlışlıkla Horne'nin suçlama kağıtlarını görmüştü.
Woden, Horne'nin bana karşı suçlamarına dikkat edeceğine söz verdi.
Şef yardımcısı Jim Bravura arkamda bıraktığım boş kavanları sürüklüyordu. Silah ve siren sesleri beni sağır yapmıştı fakat ölü karımın çığlıklarını bastıramazlardı.
Mona karşı taraftaydı, Horne'nin tarafında. Ama benimle olduğu için vurulmuştu. Vücudu, kapanan asansör kapıları ardında kayboldu.
Horne'yi öldürdüm.
Kendimi polise verdim. Woden sözünü tutmuştu. Beni içeride tutmak için yeterli delilleri yok etmişti.
Herşey bittiğinde kendime yalan söyledim. Halen hayattaydım, tek sevdiklerim hala ölüydüler.
Henüz hiçbir şey bitmedi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Max Payne: 2
ActionValkyr davasının üzerinden iki yıl geçmiştir. Gerek Alfred Woden'ın araya girmesi gerekse Max'in çok fazla miktarda suçluyu öldürüp adeta şehre gecikmiş bir hizmet sunmuş gibi olması, Max'in olaylardan ceza almadan kurtulmasını sağlar. Max, Narkotik...