flowers || 1

12 3 0
                                    


Féline kulağına gelen tatlı mırıltı seslerine gülümsedi. Göğsünde yatan kızın toz pembe saçları onun kahverengi saçlarına karışmıştı. Denizi kıskandıracak kadar mavi olan gözlerini örten göz kapakları arada bir titriyor ve Féline'nin beline daha sıkı sarılıyordu.  

Genç kız sessizce kenarda duran siyah kemikli gözlüğünü ve Fizik ders kitabını eline aldı ve altını çizdiği yerleri tekrar gözden geçirmeye başladı. Sayfa sesleri ve kitabın hafif küflü kokusu göğüs kafesinde yatan küçük kedinin burnuna gitmiş olacak ki Féline masmavi gözlerin hayranlıkla onu izlediğini gördü.

''Günaydın, Tina.'' 

Tina kıkırdadı ve uzun ince parmaklarını Féline'nin açıkta kalan köpürcük kemiğinin üstünde gezdirdi. Féline dikkatini dağıtmadı, bunlara alışmıştı. Kitabını okumaya devam ederken kucağında ilgi için kıvranan kız elini onun ay yıldızı kolyesine götürdü ve incelemeye başladı. 

''Sınava mı çalışıyorsun?''

''Evet.'' 

Tina kafasını hafifçe kitaba doğru uzattı ve yazılanları okumaya çalıştı. Sevgilisinin görüş alanına giren pembe saçlarını okşadığını hissetti ve kafasını tekrar göğsüne gömdü. 

''Orada yazanlardan hiçbir şey anlamıyorum.'' 

''Bunlar bir tıp öğrencisinin anlaması gerekenler, senin bilmene gerek yok.'' 

Tina kıkırdadı ve ellerini battaniyenin altına indirip açıkta kalan pürüzsüz bacaklarında gezdirdi. Çaresiz kız huylandığından dolayı hafifçe homurdandığında Tina uzanıp onun tam dudağının kenarına bir öpücük kondurdu.  

''Neden bir doktor yerine hemşire olmayı denemiyorsun? Böylece fantazi kıyafetlerine para vermene gerek kalmadan sana hemşire kıyafetleri verirler ayrıca üniversiteleri daha kısa.''

Féline kitabına kapatıp kenara koydu ve gözlüklerini çıkararak saçlarına geçirdi. Dikleşip yastığa yaslandı ve sahte bir sinir ile konuşmaya başladı. 

''Tanrı'm eğer seni dinleseydim muhtemelen 1. sınıfı 4 yılda bitirirdim,işte bu yüzden senin evinde ders çalışmak istemiyorum-''

Tina dudaklarını büzdü. 

''Neden istemiyorsun?''

''Bu yüzden!'' 

dedi Féline bulundukları durumu işaret ederek. Féline bu akşam sevgililer günü olduğu için onun evinde çalışmayı kabul etmişti ve Tina (evet şu pembe saçlı kız) okulunu asarak evine gitmiş ve kuvetlerini doldurmuş, her yeri mum ve çiçeklerle süslemişti. Tabii ki bunlar Féline'nin derse konsantre olmasını için değildi.

''Biliyorsun hasta sağlığı önemlidir, tek bir kararım insanların hayatını bitirebilir...''

Zavallı kız hiçbir şeyi umursamayan sorumsuz sevgilisine derdini anlatmaya çalışırken, Tina dirseklerinin üstüne yaslanıp onu izliyordu. Bir anda nefessiz kaldığını hissetti. Koyu kahverengi gözleri kenarından vuran lambanın loş ışığı yüzünden bal renginin en sıcak tonunda gibi gözüküyordu. Kuru pembe dudakları sürekli hareket ediyordu.

''O bakışta ne öyle?''

''Kıpırdama.'' 

Tina onun üstüne uzandı ve gözlüğünü saçından çıkarıp kenara koydu. Aralarındaki battaniyeyi yavaşça çekip çıkardı ve kısa beyaz geceliğinin altından sevgilisinin karnını okşamaya başladı, sürekli kulağına tatlı şeyler fısıldarken Féline titriyordu. 

''Sevdiğini biliyorsun.'' 

Féline onun boynunu okşadı ve huzursuz bir sesle mırıldandı. 

''Sevmiyorum seni umutsuz romantik.''

Tina gülümsedi ve ellerini daha da aşağıya indirerek Féline'nin onu kavramasını sağladı. 

''Oh, sahi mi? Nedense burada bir şeyler tam aksini söylüyor.'' 

Féline cevap  veremeden Tina onun üstüne tam anlamıyla çıktı ve gözlerinin içine bakarak emir verdi.

''Şiir yaz.'' 

''Ne?''

''Féline Brown, şimdi bana bir şiir yaz.'' 

''Tanrı'm sen delisin.''

''Kesinlikle.''

Féline gülümsedi ve onun uzun saçlarının ucunla oynadı. 

''Zaten her santimin başlı başına bir sanatken neden benden bir şiir yazmamı istiyorsun ki?''

Tina gülümsedi ve onun kulağına eğilerek fısıldadı.


''Bu gecenin bir şiir gibi olmasını sağlayacağım.''



You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 04, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

flowers || gxgWhere stories live. Discover now