"Oğlum hadi daha ilk günden geç kalıcaz" diye söylendi luhan ayna'nın karşısında gömleğini iliklerken sehan'a. Oysa ki sehan daha küçük poposunu yataktan kaldırmamış hala uyku derdinde babasının söylediklerini duymuyordu bile. Luhan alışkın olduğu sehan'ın bu tavrını yanına gidip poposuna şaplak atarak cevap verdi. "Kalkman için son 3 saniye küçük adam" dedi gülerek. Sehan yüzünü buruşturarak kalktı yataktan elini yüzünü yıkadı sonrada babasının yanına geldi küçük adımlarla. "Yiye beyde okuya ditmek joyuydayim ki baba??" sehan bunu söylerken gözlerini ovustuyordu. Luhan sehan'ın başına küçük bir öpücük kondurdu kucağına aldı. "Baba'na bakacağına söz vermiştin eğer okula gitmezsen baba'na bakamazsın bu yüzden okula gidiyorsun meleğim." luhan tekrar yanağına bir öpücük kondurdu. Sehan luhan'in dediğinden pek birşey anlamasa da anlamış gibi gözüküp kucağından indi okul kıyafetlerini zorlada olsa giymeye başlamıştı. Aslında sehan'ın okula gitmesinin nedeni luhan'in söylediği gibi basitçe bir sebep değildi. Sehan daha 6 aylıkken annesi onu terk edip gitmişti. Bütün yük bi anda luhan'in üstünde kalmıştı. Okula gitmesinin nedeni de buydu ya sehan'a göz kulak olabilmesi için kendi okuluna kayıt ettirmişti sehan'ı. Daha çok evde bakacak kimse olmadığı için..Luhan en zorlu görevi başarmış gibi gururlanip aşağı indi. Mutfağa geçti ve sehan'ın en sevdiği yemekleri masaya koydu. Sehan'da çok bekletmeden aşağı indi sessizce oturup yemeğini yemeye başladı. Luhan'da sessizliği bozmadı yemeğini yiyip ceketini geçirdi üzerine. "Bitirdiysen çıkalım sehan hadi!" sehan tabağını musluğun üzerine koydu oflaya puflaya montunu giyip arabaya geçti. Luhan sehan'ı güzelce yerine oturtup kemerini taktı yanağına bir öpücük kondurdu kendi yerine geçti. Yeni okul için ikiside heyecanlıydı. Luhan ne kadar belli etmese de yeni bir ortama alışmakta tedirgin'di. Oradaki öğretmenler diğerleri gibi anlayışlı olurlar mıydı? Yoksa hepsi 5 surat mi gezerlerdi? Luhan bunları düşünürken çoktan okula gelmişlerdi. Arabayı güzelce park edip şöyle bir okula baktı. Dışarıdan, pembe panjurlu içinde meleklerin olduğu gibi bi yer gibi gözükse de içine girince gerçekler ortaya çıkacaktı. Luhan buna "dış görünüş aldanmasi" diyordu. Sehan çoktan kemerini çıkarmış aşağı inmiş luhan'ı bekliyordu. Luhan her zamanki öğretmenler için olan orta boy siyah çantasını aldı ve aşağı indi. Sehan'ın elini tuttu ve okulun içinde ilerlediler. Sehan'ı sırasına bıraktı sonrada diğer öğretmenler gibi arkada durdu müdürü dinlemeye başladı. O sırada geç kalan bi öğretmen kapıdan koşturarak girdi içeriye. Luhan gözlerini alamamıştı ondan. Saçları hafif rüzgarın etkisiyle geriye doğru savruluyor öylece iliklenmis gömleği vücuduyla dans ediyordu. Luhan kalbinin iyice hızlandığını hissetti ve gözlerini ondan almaya zorladı. Cidden çok güzeldi. Alkışlarla beraber luhan kendine geldi ve içeri giren küçük oğluna gülümseyerek el salladı. İçeri'ye girmek için diğer öğretmenleri bekledi. Onlara baktığında herkes bir veli ile gorusme yapıyordu. Tekrar yalnız kaldığını hissetti luhan. Bi müddet beklemeye başladı. Yan tarafına baktığında gözleri kocaman olmuş afallamıştı. "Meraba siz yeni öğretmensiniz sanırım ben sehun." diyerek luhan'a uzattı genç adam elini. Luhan neye uğradığını şaşırmış gence bakıyordu. Sehun'un hafifçe öksürmesiyle kendine geldi ve elini sıktı. Duraksadiktan sonra "luhan" diyebilmişti sadece kalbinin durduğunu hissederek. Gözlerini ondan alamıyordu. Ama bu kadar belli etmemeliydi bunu oda biliyordu. Sehun gülümsedi luhan'in bakışlarına karşılık vererek. Neyse ki diğer öğretmenler içeri girmeye başlamıştı luhan'da peşlerine takıldı. Hem bu sayede sehundan bakışlarını gizlemek zorunda kalmayacaktı. Herkesin ayrı bir odası vardı ve bir odayı 2 kişi kullanıyordu. Belli bişeydi zaten okul kocamandı. Luhan kaybolmaktan daha çok sehunla aynı odayı paylaşacağından korkuyordu. İçeri girip müdür'den odasını öğrendi. Eşyalarıyla birlikte ağır adımlarla oda'ya girdi. İçeride arkası dönük bir adam dolabını düzenliyordu. Arkadan boyunun uzunluğu belliydi keskin vücut hatları beyaz kazağıyla daha da belli oluyordu. Luhan rahatlamış gibiydi kendi de eşyalarını dolaba yerleştirmeye koyuldu. İşi bittiğinde kitaplarını alıp derse gidecekti ki oda'da 3 masa olduğunu fark etti. Şaşkınca adama dönüp sordu "meraba bana bir oda'yi 2 kişi paylaşılacak olduğu söylendi??" adam pürüzsüz dişlerini gülerek gösterdi. "Biz istisnayız bu arada ben chanyeol." luhan sadece kafasını salladı ve gülümseyerek cevap verdi. "Ben luhan peki kim olduğu belli mi??" Yeol yine güldü. "Evet oda sizin gibi yeni geldi adı sehun mu neymiş bende daha tanışmadım." luhan yüzüne sertçe tokat atılmış gibi hissetti. Ne yani!? Uzak durmak istediği kişiyle dip dibe mi olacaktı!? Sinirle çıktı odadan ve sınıfına doğru yürüdü. Geçmişte ona ileride bi erkekten hoşlanıcaksın deseler herhalde o kişiyi önce sıcak suya sonra soğuk suya daha sonra üstüne kezzap dökerek imha ederdi. Tek yapması gereken ondan uzak durmak ve bu duygunun geçmesini sağlamaktı. Eğer o yada diğer öğretmenler bunu öğrenirse dalga konusu olur yine başka bi okula gönderilir yada işinden olurdu. Luhan hislerini yok etmeye çalışmalıydı. Bunları dusunurken arkasından biri seslendi. "Luhan?" bu sesi bi yerden tanıyordu. Arkasını döndü ve kalbinin teklediğini hissetti..
Meraba yiine ben bu sefer çok sevdiğim hunhan'ı kendim yazmaya çalıştım umarım beğenirsiniz.. Begenip yorum yaparsanız devam edip etmeme konusunda karar verebilirim şimdiden teşekkürler... :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
<3 UNBELİEVABLE BOY ;)
FanfictionSehun'u ilk o gün gördüm. karanlık dünyam'da beni aydınlatmıştı.Bana sorarsanız sıradan bir hayatım vardı bakmakta zorunlu olduğum bir oğlum geçindirme derdine düştüğüm bir evim.. Aslında bunların arasında o okula tayinimin çıkmasıyla başlamıştı her...