GÖNÜL BAHÇEM

9 2 0
                                    


Gözlerimi açtığımda uçsuz bucaksız mavi vadiler,berrak tertemiz akan pembe bir çavlan renklerin bin bir çeşidini taşıyan sultan papağanları etrafımda tek aşina olduğum mor salkımlı sümbüller vardı.Bir rüyada gibiydim ya da gerçekten bir rüyaydı.Kırmızı karlı dağların eteğini camgöbeği renginde laleler alabildiğince sarmıştı.beyaz çimenler çıplak ayaklarımın altında nemli ve ıslak minik kır çiçekleriyle doluydu. Her şey olağandışı ve tüm güzellikleriyle karşımdaydı.Cennet bunun gibi bir yer miydi?Yoksa gözlerim beni yanıltıyor muydu? Ne önemi vardı ki? Burası benim gördüğüm en güzel yerdi.Siz hiç fuşya renginde bir ceylan yavrusu gördünüz mü? İşte tam karşımda beyaz çimenlerin üzerinde bana bakıyordu. Üzerine konan nar çiçeği renginde bir kelebek oradan oraya uçuşuyor ondan yüz bulamayınca kır çiçeklerine gidiyordu.Vişne çürüğü ağaçların gövdelerinde açık galibarda renginde sincaplar fındık kemiriyor, füme rengi arılar kovanlarına çiçeklerden aldıkları polenleri işlemek için girip çıkıyorlardı.Şimdi balın rengini de merak etmişsinizdir.Bende merak ettim doğrusu ama asla öğrenemeyeceğim.Derken aklıma gök yüzü geldi hiç bakmamıştım.Başımı kaldırdığımda gökyüzünün bizim bildiğimiz tanıdık gökyüzü olmadığına üzülmüştüm.Oysaki renginin uçuk pembe bulutlarında aklınıza gelebilen her türlü geometrik şekillere sahip limon küfü renginde olması beni en son şaşırtan şey olmuştu.Evet burası her gün hayalini kurup rüyalarımda gördüğüm.Gördüğümde her defasında şaşırdığım gönül bahçemdi. Bir ormanı andıran küçük bir bahçe.  


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 06, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

HİKAYE SOKAĞIWhere stories live. Discover now