Enemy †

60 12 6
                                    

Çantamı omuzumda çarprazlayarak sıkıca kavradım. Okul koridorunda ilerlerken yol boyunca başımı eğip ayaklarımı izliyordum. Kimseyle göz göze gelmemeye çalışıyordum.

Omzuma çarpan biri ile, geriye doğru savrulurken arkamda duran dolaba sertçe çarptım. Acıyla inlerken yüzümü buruşturdum.

Başımı kaldırıp çarpan kişiye bakmayı planlamıştım. Çoktan buradan uzaklaşmamış olsaydı amacıma ulaşacaktım. Lanet şey.

Doğrulurken elimi başıma koyup lanet koridor gürültüsüne küfürler mırıldandım.

Sınıfımı bulmak için ilerlerken koridordaki insanlara başımı kaldırmadan bakmaya çalışıyordum.

Dolapların önünde duran bir kız grubu vardı. Sesli bir şekilde kahkaha atıyorlardı.

Mutlulardı...

Umarım bu anları uzun sürmezdi. Aksi takdirde şu an ses tellerinin her birini teker teker söküp odama asmayı planlıyordum.

Baş kısımda duran sarışın kız bir elini saçları arasından geçirip parmağını buklelerinden birine dolarken, ağzını devasa boyutlarda açarak sakız çiğniyordu. Hepsinin tarzı birbirileriyle bir nevi uyuşuyordu. Kalçalarının belli bir bölümünü anca kapatan giysiler. Boyum kadar topuklularından bahsetmiyorum bile...

Şımarık züppeler...

Önlerinden geçtiğim sırada, parmağı saçlarında olan kızın gözleri beni buldu. Beni süzerken yüzündeki ifade kaybolmuştu. Gözlerini benden ayırmadan arkadaşlarına söylediği bir kelime ile hepsi başını bana çevirdi. Ardından saniyesinde sarışın kız bana doğru bir adım atıp peşimden gelirken diğerleride onu izledi. Başımı hemen tekrar yere eğip adımlarımı hızlandırdım.

Bir yararı olmadı ki birinin kolumdan tutması -ki bunun o kız olduğuna eminim- ile arka tarafım ile dolap arasında ikinci bir temas gerçekleşti. Sarsılıp acıyla tekrar yüzümü buruşturdum.

"Hey!"  ilk tepkim olmuştu.

"Hey şurayada bakın!" sarışın kızın arkasında duran kıvırcık saçlı siyahi kız küçümser bakışlarını bana doğru attı.

Bakışlarımı onlardan biri ile buluşturmamaya çalıştım. Yeni fark ettiğim iki sarışın kızların her biri omzumu dolaba yapıştırmıştı. Asıl sarışın ise tam karşımda, kollarını göğüs hizzasında birleştirmiş bana bakıyordu.

"Yeni kızada bir bakın." Yüzünü buruşturdu.

"Ah! Beni bırakın." Beni tutan ellerden kurtulmak için çırpındım.

"Hayır, hayatım bu yaptığının bedelini ödeyeceksin!" Önümdeki sarışın yerdeki bir kapıdı parmağıyla gösterip devam etti, " Tarih ödevimin üzerine bastın seni kaltak!"

"Pekala üzgünüm. Şimdi..." Ellerden biri boğazımada yapışınca başım dolaba çarptı be berem saçlarımdan kayarak yere düştü, zar zor nefes alarak cümlemi bitirmeye çalıştım, "bırakında, gideyim!"

"Emir miydi bu?" şımarık sarışın başını arkasın çevirip siyah saçlı olana döndü, " bana emir mi verdi?"

Siyah saçlı olan siyahi ile olan konuşmasına son verip asıl sarışına döndü, "Ov, kesinlikle sana emir verdi!"

"Bana emir verdin!" Elini saçlarım arasında geçirip başımı hızla dolaplardan birine geçirdi. Kahretsin! Canım felaket yanıyordu!

Kötü olan şey ise elimden hiçbir şey gelmemesiydi. Yapabildiğim tek şey acıyla inlemek oldu. Beş'e birdim! Bu adil değildi!

"Ah! b-Ben... ben üzgünüm!"

"Bunu telafi etmen lazım güzelim!" İğrenircesine ona baktım.

"Onu yerden kaldırmamı mı istiyorsun? Hadi ama," sarışının etrafındaki kızlara baktım, "Yelloz hazretleri'niz için bunu siz yapamaz mısınız?"

Sol yanağıma yediğim tokat ile başım sağa doğru savruldu. Hissettiğim acı korkumun önüne geçemezdi.

"Bana bir ödev borçlusun!" Konuşurken çiğnediği sakız yüzünden ağzından çıkan tükürüğü yüzüme gelirken şimdiye kadar hiçbir şeyden bu kadar iğrenmediğimi düşündüm.

Gözlerimi kısıp ona baktım. Sinirden gerilen yüz hatları gevşedi, "Beni karşına almak istiyorsun demek?"

"Ne, hayır!"

"Şimdi de bana meydan mı okuyorsun?"

"Ne sikimden bahsediyorsun sen? Yalnızca bırakın beni." Direnme çabalarım boluna gibiydi.

Arka taraftaki siyahi kız lafa atladı, " Bence sana kesinlikle meydan okuyor Mell!"

Mell denilen sarışın arkasındaki siyahi olana, lafa atladığı için ters ters baktı. Ardından bakışları ile omuzlarımdan tutan kızlara bakıp beni bırakmalarını sağladı.

Bitkin düşmüştüm. Zar zor ayakta durarak kendimi koridorun ortasına atmamak için direndim.

Hepsi önümden geçip gittiler. Koridordaki herkezin bana baktığını fark ettim. Duyduğum utançla başımı eğip koşmaya başladım.

Kime çarptığımı umursamayarak.

Koridor haddinden uzundu. Dakikalar sonra gördüğüm bir kapıdan içeri girerek  merdiven buldum. Kimseye görünmemek için hızlıca yıkarı çıktım.

Geldiğim yer okulun terasıydı. Etrafta uzun binalar vardı. Rüzgar esmiyordu ve gineşte yoktu. Sanırım tüm bir lise yılını geçirmek için iyi bir yerdi.

Terasa giriş kapısı tam orta yerde duruyordu. Kapıyı kapatıp duvara yaslanıp kayarak yere çöktüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 01, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Princess | CliffordHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin