1/3

346 36 10
                                    

Yazar: Fiathe

Bölüm I: Kalbinin hırsızı

Bugün ne çalmalıyım?

Jimin'in gözleri caddeyi ve gelip geçen insanları taradı. Taş bir duvara yaslanıyordu, sırtındaki ince pamukluya karşın soğukluğu hissediyordu ve bu onu yatıştırıyordu, yalnızca nemli havaya karşılık değil, aynı zamanda soyulabilme ihtimaline karşılık.

Ne de olsa, hırsızlığı onun yapıyor olması gerekirdi, diğer türlüsü kabul edilemezdi.

Park Jimin, Hongdae sokaklarında profesyonel bir yan kesiciydi. Ya da kendisine öyle söylüyordu.

Öyle olduğunu iddia ettiği son sefer, Taehyung o kadar çok kahkaha atmıştı ki oturduğu yerden düşüp tamamıyla tuğla kırmızısına dönmüştü. Eğer kendisine gülüyor olmasaydı Jimin onun sağlığı hakkında endişelenebilirdi.

"Bunun nesi var," Jimin arkadaşının yerde yuvarlanmasını seyrederken inatçılıkla söyledi.

"Bunun nesi mi var?" Taehyung doğruldu ve gözlerinin kenarındaki yaşları elleriyle sildi. "Sen? Profesyonel bir yan kesici?"

"Evet," çenesini yukarı kaldırdı, sözünden dönmeye istekli değildi.

"Jimin," diğeri kahkahalarının arasında konuştu. "Daha önce bir cüzdan bile çalmadın. Jungkook bu işi senden daha iyi yapıyor ve henüz on yedi yaşında!"

Hmpf. Jeon kokuşmuş Jungkook. Yalnızca el çabukluğu Jimin'inkinden daha iyi olduğu için.

Jimin dişlerini gıcırdattı ve bakışlarını sabah kalabalığına doğru çevirdi. Bugün, yapacağı son şey bile olsa bir cüzdan çalacaktı ve Taehyung'a laflarını yedirecekti.

Ah. Orada.

Bir erkek. Öylesine ilgisiz bir hızda yürüyordu ki neredeyse kendisinden çalınması için yalvarıyordu. Jimin bir an durup onu inceledi. Oldukça iyi görünümlüydü, tamamen yumuşak bir açık ten ve giydiği yırtık kotla cekete insafsızca yakışan boyanmış kırmızı saçlar. Muhtemelen yirmilerinin başlarında veya ergenliğinin sonlarındaydı. Çanta taşımıyordu ama kotunun cepleri, dolu olduğunu gösterircesine hafif çıkıntılıydı.

Evet. İşte bu. Jimin'in hedefi o olmalıydı.

Jimin soğuk duvarın dibinde tünediği yerden kalktı ve adeta sıvı bir madde gibi kendisini kalabalıkla bütünleştirdi. Adamın birkaç metre çaprazına gelene kadar vücudunu akıntıda yüzen bir balığınki gibi kıvırdı. Yaklaştıkça güneşin önündekinin şakaklarına vurarak oluşturduğu altın rengi görebiliyordu. Cebinde de aynı parlaklıkta bir şeyler olabileceğini umarak alt dudağını ısırdı.

Bir adım geriledi, iş kıyafetleri giymiş bir kadının ağır çantası ve hoparlörüne doğru dakikada binlerce kelime sıraladığı geniş cep telefonuyla yanından geçmesine izin verdi. O giderken saçında griler olan bir adamın yanından kıvrılarak geçti. Şimdi, hedefinin tam arkasındaydı.

O an, kuvvetli bir nefes vermemek için elinden geleni yaptı. Eğer Jungkook'a karşı bir kozu varsa, o da tüm dikkatini hedefinin üstünde yoğunlaştırma yeteneğiydi. Her zaman sessizce ve su gibi hareket etme kabiliyeti olmuştu, kaslarını nasıl aniden durdurup oynatacağını ve onları gereksiz hareketler yapmamak için nasıl kontrol edeceğini iyi biliyordu. Jungkook da bunda iyiydi ama onun hep kritik bir anda bir şeylere çarpma ihtimali vardı. Namjoon sürekli ona küçük olanın hala büyüyüp kol ve bacaklarına alışması gerekiyor derdi, o yüzden Jimin lütfen sus ve gidip el çabukluğun üstünde çalış çünkü hala bunda berbatsın.

A Thief For Your Heart → YoonMin (ÇEVİRİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin