2/3[1]

131 22 5
                                    

Yazar: Fiathe

Bir randevu belki?

Bölüm II: Senin kalbin, benim emanetim

Yoongi boş sandalyeye küt diye oturduğu sırada iç çekmemek için kendisini tuttu. İki arkadaşı birbirlerine kaldırdıkları kaşlarıyla baksalar da bir şey dememeyi seçtiler. Bunun yerine, Hoseok soğuk suyu bir bardağa döküp önüne uzattı. Yoongi sıvıyı bir yudumda midesine gönderip teşekkür etmek adına başını salladı.

"Ee?" Seokjin katlanmış menüyü ona uzattığında sordu. Yoongi ellerini sallayıp havadaki menüyü ittirdi ve en yakındaki garsonu el kol hareketleriyle çağırarak birkaç yemek ve içeceği ezbere söyledi. Üçü buraya o kadar sık geliyordu ki sipariş edecekleri şeyler artık adet olmuştu.

Seokjin yine de peşini bırakmadı. "Yorgun görünüyorsun," diye yorum yaptığı sırada hitap ettiği kişi önüne düşen terli saçlarını geriye taradı ve bir bardak daha su doldurdu.

Yoongi sıkılı dişlerinin arasından sinirle nefesini verdi. "Tüm öğlen boyunca veletin biri tarafından takip edildim. Numaramı isteyip durdu."

İkili kelimelerin ağzından çıkmasıyla eş zamanlı olarak kahkaha atınca kaşlarını çattı.

"Yo. Komik değildi. Çocukta acayip bir direnç vardı. Beni kovalamayı bırakmadı, ben otobüse bindikten sonra bile."

Hoseok içmekte olduğu suyu öksürerek çıkardığında, "Hoseok!" diye gürledi ve arkadaşına bir avuç dolusu peçete uzattı. "Cidden."

Ustalık gerektiren bir at kuyruğuyla arkasında toplanmış simsiyah saçları olan bir kız elinde bir kase pilav üstü etle yanlarında belirdi, kimchi ile dolup taşan başka bir tabakla birlikte kaseyi masaya bıraktı.

Yoongi şüpheci bir şekilde tek kaşını kaldırdı. "Her zamankinden fazla değil mi?"

Kız ona cilveli bir gülümsemeyle baktı. "Müesseseden," diyerek önlüğü arkasında sallanırken gitti.

Hoseok yeniden kahkahalara boğulmasına engel olamadı. "Kendine bir bak hyung, gittiğin her yerde kalpleri çalıyorsun."

Yoongi, midesi yemeğin Hoseok'a küfredip burnuyla ve apartmanlarının giriş kapısıyla münasebetsiz bir buluşmadan daha önemli olduğuna karar vermeden önce ona üç saniye boyunca ters ters baktı. Tam yemeğe kaşığını daldırdığı sırada telefonu gürültülü bir şekilde titredi. Kaşları çatıldı, ama hemen sonra yemeye devam etmesiyle ifadesi düzeldi.

"Yoongi-" Seokjin başladı, ama Yoongi onu bir bakışıyla susturdu, telefonunu çıkardı ve hızlıca sessize aldı. Yine de, bir şekilde, birkaç saniyede bir şiddetle titremeye devam etmişti.

"Yoongi," Seokjin tekrar konuştu, bu kez daha kesin bir şekilde. "Bu o çocuk mu? Onu böyle görmezden gelmen kabalık."

"Şu an telefonunda yüz elli iki ka-talk mesajı olan sen değilsin," açıkça söyleyerek açlıkla yemeğine döndü.

Hoseok'un ağzı istemsizce aralandı. "Yüz elli iki! Ne atıyor? Emoticon mu?"

Yoongi iç geçirdi ve telefonunu eline aldı. Şifresi olan deseni çizerek elindeki cihazı arkadaşına uzattı. Seokjin kafasını Hoseok'un omzunun arkasından uzattı, merakla.

Park Jiminnie
Cuma, 19 Eylül, 2014

9.20PM – O zaman yarın nasıl?

9.20PM – Yarın öğlen?

9.20PM – ???

9.20PM – Hyung?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 10, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

A Thief For Your Heart → YoonMin (ÇEVİRİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin