''Bu da kim böyle?'' Aslında tam olarak o herifin neden buraya geldiğini ve kim olduğunu biliyordum ama emin olmak istiyordum. Jacob hala o adama bakıyordu.En sonunda ağzı açıldı ve cevabını verdi.
''Azrailimiz!''Doğru tahmin etmişim.Ama şu anda kaçmamız gerekiyordu. Chris Profesör Brown'a baktı.Hepimiz onun koşamayacağını biliyorduk.Camlar hareket etmeye başlamıştı.Daha koşmaya başlamadan terlemiştim.Korkudan.Chris Profesör Brown'u kaldırdı. Sonra koşmaya başladı.Aynı anda siyahlı adam da bize doğru koşmaya başladı.Ama o normal bir insandan iki kat daha hızlıydı.Bende koşmaya başladım. Jacob da arkamdan koşmaya başladı. Adam arayı kapatmıştı ama ben yinede sakin olmaya çalışıyordum.Camların arasından geçerken hata yaparsam bu benim ölümüm demekti.Chris Profesör Brown'u taşırken bile hızlı koşabiliyordu.Arkamdan soluklanarak koşmaya devam eden Jacob'un sesini duydum.Geri sayıyordu.Her rakamdan sonra bir soluk alıyordu.
''13....12......11......10....'' Bu kadar hızlı ilerleyen camlar arasından bu kadar cesurca koşmamız çok yanlış gelmişti bana.Ama koşmassak zaten bizim için herşey biterdi.Arkamı döndüğümde bana neden yavaşladın diye bakan Jacob'un bakışları arasından bize neredeyse yaklaşmış olan adamı gördüm.Jacob saymaya devam ediyordu ve adam da arayı kapatıyordu.
''3....2....1...''Jacob durdu.Ama camlar durmamıştı.30 saniye geçmişti.Bu kurallara aykırıydı.Adamın neredeyse bizim yanımızda olduğunu görünce arkamı döndüm.Ona doğru baktım.Gelmesini bekledim.Jacob bana koşmam gerektiğini söylese bile hiç şansımız olmadığını bildiğim için en azından onu yavaşlatabileceğimi düşündüm.Zaten ben geldiğimden beri hiçbir şey doğru düzgün gitmiyordu.Kendi feda etmeye her an hazırdım.
''Gel buraya seni pislik!''Benim tam karşımdaydı ve bir adım sonra yanımdaydı...Yumruğumu sıktım, tam benim karoma geliyordu ki Chris beni tüm gücüyle kenara ittirdi.Planladığım gibi olmamıştı. Ben yan karoya düşmüştüm ve Chris ve o adam aynı karodalardı.Ayağa kalktım ve tam o sırada camlar durdu.Yetişememiştim.Chris o adamla aynı karodaydı ve adamın yumruğuyla yere düştü.Adam simsiyah bir zırha sahipti. Yüzünde ise siyah bir hokey maskesi vardı yani adamın yumruklarının yanında Chrisin hiçbir şansı yoktu.Brown ve Jacob a Chris'in dayak yemesini izliyordu. Cama vuruyordum ama bu hiçbir işe yaramamıştı.Bu sefer camlar 30 saniye sürmemişti.Sanki biri istediği anda camları durdurup onları hareket ettirip bizimle eğleniyor olabilirdi.Eğer öyle ise şu anda camları hareket ettirmez ise bu Chris'i son görüşümüz olabilirdi.
Chris ayağa kalktı burnundan akan kanı sildi.Sonra sert bir yumruğu adamın yüzünün ortasına indirdi. Adama hiçbir şey olmamış gibiydi.Chris'in o adamın zırhları çıkarması gerekiyordu.Birden camların hareket etmeye başladığını hissettim. Birden hızlanmaya başladı.Chris de camın harketiyle yüzünde küçük bir sırıtmayla adamın karnına sert bir tekme attı adam geriye doğru düştü.Kafası camı sıyırmıştı.O an Chris'in ne yapmak üzere olduğunu anlamıştım.Hemen yan karoya geçtim.Chris adamın kafasını tutup cama doğru yaklaştırdı.Adam Chris'i engellemeye çalışıyordu fakat Chris sert bir şekilde adamın boynunu sıkmaya ve bir yandan da cama yaklaştırmaya devam ediyordu.Chris' e yardım etmek için adamın kollarından tuttum artık hiç şansı yoktu.Hızla gelen cam adamın kafasına çarpınca kafası boynundan koptu.Üstümüze adamın kanları fışkırmıştı.Bu yöntem bana iyi gelmese de hayatta kalmak için son şansımız buydu. Chris cesede son bir tekme attı. Sonra cesedin üstünü aradı.Öncelikle zırhını aldı.Maskesi tamamen adamın kafasıyla birlikte parçalanmıştı.Chris bu kadar çok kanın içinde soğuk kanlılığını koruyarak adamın eşyalarını alıyordu.Adamın ceplerinden birinden tabanca çıkmıştı.Chris cebine koydu,zırhı giydi ve koşarak Jacob'un yanına gitti. Profesörle birlikteydi.Chris çok sinirliydi.Hala yumruklarını sıkıyordu.Camlar yavaşladı ve durdu.Jacob Chris'in yaptığı davranışı beğenmediğinden dolayı ona bağırmaya başladı.
''Sen ne yaptığını sanıyorsun! O kadar sert bir şekilde halletmen gerekmiyordu!Burası insanları rahat bir şekilde öldürebilceğimiz bir yer değil!''Chris o sinirle Jacob'un boğazını sıkmaya başladı.Chris'i ittirdim.
''Chris burada tarafları karıştırmaman lazım! Biz bir takımız!''Chris'i kollarından tutarak uzaklaştırdım.Jacob da sinirine yenik düştü ve Chrisin yüzüne yumruğu indirdi.İkisini de birbirinden ayırmak zor da olsa sakinleştirdim.Chris sonunda konuştu.
''O herif de onlardandı.Bizi öldürmek için özel görevlendirildi.O bir askerdi.''Asker olduğunu nasıl anladığını merak ediyordum.Ama Jacob benden önce davrandı.
''Buna nasıl emin olabiliyorsun?''Chris yine bize anlatmaktan çekiniyordu.Yere oturdu ve anlatmaya başladı.
''Size yalan söyledim!''Hepimiz şok olmuştuk.Konuşmasına devam etti.
''Ben geçmişte yaşadıklarımı hatırlıyorum.Ben özel bir askerdim.Özel bir eğitimden geçtim.Ve o herif de benim aldığım eğitime sahipti.''Chris bize neden yalan söyleme geriği duysun ki onun şüpheli olduğu zaten belliydi.
''Peki neden bize söylemedin?''Jacob yine benden önce davranmıştı.
''Burada kimseye güvenemessin beni anlıyor musun?''Sesinin tonunu yükseltmişti
''Kimseye güvenemessiniz .Burada her şey hayatta kalmaya bağlı.İnsanların hayatta kalmak için neler yaptığını bilirim.Buradaki herhangi biri ajan da olabilir değil mi?Bizim açıklarımızı öğrenmek için...Bizim hakkımızda her şeyi anlamak için.''
''Ona katılıyorum.Ama ne olursa olsun burada bir arada kalmalıyız.Ama Chris o adamın bir asker olaması hala bir şeyi açıklamaz.''
''O herifler onu bizi öldürmek için özellikle gönderdi.''Zırhındaki armayı gösterdi.Üstünde Pyle Endüstrileri yazılıyordu .Bi anda hatırladım.
''Mike Pyle...''Ne dediğimi anlamamış gibi bana boş gözlerle baktılar.Sonra bir anda ayağa kalktım ve bağırdım.
''Bizi buraya getiren kişinin kim olduğunu biliyorum!Mike Pyle! O adamı tanıyorum!''Profesör Brown'un Mike Pyle diye fısıldadığını duydum.Kim olduğunu hatırlamaya çalışıyordu.O adamın adını biliyordum ama kim olduğunu hatırlayamıyordum.Anılarım hala eksikti.Chris devam etti.
''Ve bide bu var.Bir kulaklık.Eğer Profesör tamir edebilirse işimize yarayabilir.''Bu iyi bir haberdi.O adamların konuşmalarını dinleyebilirdik.
-2010-
''Bay Pyle bakar mısınız?Sizinle konuşmam gereken bir konu var.Sizinle projeniz hakkında konuşmak istiyorum.''
''Tabiki de.''
''Karım hasta ve eğer sizin projeniz başarılı olursa onu kurtarabliriz. Size güveniyorum.Ve projenize bağış yapmak istiyorum.''
''İsterseniz bu konuyu odamda konuşabiliriz.''
KISA BİR ARADAN SONRA DEVAM EDİYORUM YORUMLARINIZI BEKLİYORUM İYİ YADA KÖTÜ YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN YENİ BÖLÜM EN YAKIN ZAMANDA GELİYOR!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
30 Saniye
RandomBir grup insan camlardan oluşan bir hapisaneye yerleştirilmişti.İnsanlar hafızalarını tam olarak hatırlayamamaktadır.hayatta kalmak için ise sadece 30 saniyeleri vardır.